Pazar yazıları -56-

A -
A +
Zünnun-i Mısri hazretleri (kuddise sirruh) Hakk âşıkları hakkında şunları söyler:
"Allahü tealanın kalplerini muhabbetinin saflığı ile doldurduğu kulları vardır. Onların ruhlarını kendisini görmenin iştiyakı (özlemi) ile açmıştır. Nefslerini kendisine arzu duyduran ve kendisine yaklaştıran Hakk’ı tenzih ederim. Böylelikle onların himmetleri ve gönülleri, Allahü teala için saf (duru) hâle gelmiştir…
İlahi! Senin için bedenlerini zayıflatmışlar, ellerini senden gelecek ziyade nimete açmışlardır.
Sen onlara kendinden anlamanın tadını tattırdın. Bu, onların hayatlarındaki en güzel tattır.
Sen, onların nimetlerini arttırdın ve onlara göklerinin kapılarını açtın.
Onların kalplerinde melekutunda dolaşma imkânı, hatta sevenlerin muhabbetinin unutturduğu şeyleri verdin. Özlem duyanların özlemi sana bağlandı. Ariflerin kalpleri sana yöneldi. Sadıkların kalpleri seninle ünsiyet buldu. Korkanların korkusu sana yöneldi.
Kendini sana adayanların kalpleri sana komşu oldu. Rahatlık, onların bıkmasından umudunu kesti.
Gafletin onlara karşı arzusu azaldı.
Yorgunluk ve uykusuzluktan bıkmadılar.
Dilleriyle hep Allahü tealayı söylediler. Duruşlarıyla O’na yakardılar. Hatalarından dolayı O’ndan af dilediler. Amellerinde ortaya çıkan yanlışları sebebi ile O’ndan bağışlanma istediler.
Onlar, hüzünleri düşünerek kalpleri eriyenlerdir…"
İmam-ı Rabbani hazretleri (kuddise sirruh) 1. Cilt 24. Mektup’ta buyuruyor ki:
"Kalp, yani gönül birden fazla şeyi sevemez. Bu bir şeye olan sevgisi kesilmedikçe başka şeyi sevemez. Kalbin mal, evlat, mevki, medh olunmak gibi çeşitli arzuları ve bağlantıları ve sevdikleri görülür ise de bu sevgilileri hakikatte hep bir sevgilisi içindir. O biricik sevgilisi de, kendi nefsidir. Onların hepsini kendi nefsi için sevmektedir. Bunları, hep kendi nefsi için istemektedir. Onların nefslerini düşünmemektedir. Nefsine olan sevgisi kalmazsa, nefsi için onlara olan sevgisi de kalmaz. Bunun içindir ki, kul ile Rabbi arasındaki perde, kulun kendi nefsidir. Çünkü hiçbir şeyi o şey için sevmemektedir. Onun için hiçbir şey perde olmaz. Kul, hep kendi nefsini düşünmektedir. Bunun için perde, yalnız kendisidir. Başka hiçbir şey değildir. Kul, kendinin nefsini düşünmekten büsbütün kesilmedikçe Rabbini düşünemez. Allahü tealanın sevgisi onun kalbine yerleşemez..."
           ***
Allahü teala Musa aleyhisselama vahyetti: "Ey Musa! İhtiyacını benden başkasına arz etme! Hamura katacağın tuzu bile benden iste!"
           ***
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: "Zenginlik mal çokluğu ile değil, gönül zenginliği iledir" ve "İki sınıf insan doymaz; ilmi talep eden ve dünyayı talep eden."
Allahü teala, bizi nimet verip her durumda O’nun nimetini üzerinde gören ve şükredenlerden etsin. Amin...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.