Süreç işliyor, mağdurlar geri dönüyor

A -
A +
FETÖ sanki on binlerce mağdur varmış izlenimiyle meseleyi AİHM’e taşıma niyetinde ve dediğimiz gibi Kemal Kılıçdaroğlu da bunun siyasal parti ayağı olma görevini üstlendiği için “1 milyon mağdur” diyebiliyor.
Oysa sıradan vatandaş çok iyi biliyor ki mağdur olanların sayısı gerçekte binde 1 bile değil. Ama olsun, sonuçta bu da adalet söz konusu olduğunda çok ciddiye alınması gereken bir oran. Çünkü bir kişi bile mağdur olmamalı ve mağduriyet minimize edilmeli.
Mağdur edildiklerini söyleyen ve aklananlar da yaptıkları başvuru sonucunda tek tek dönüyorlar.
Geçen ay Burdur İl Jandarma Komutanlığında astsubay olarak görev yapan Soner Babacan’ın başına gelenler onlardan biri.
Geçen ay bana yazdığı mektubu Burdur Milletvekili ve bu konudaki Meclis Araştırma Komisyonu üyesi Reşat Petek’e iletmiştim.
Soner Babacan tipik bir FETÖ tezgâhıyla ihbar edilmişti. Jandarma Yüzbaşı Gazi Özçelik ve “ailece görüştüğü subay arkadaşları” tarafından Soner Babacan “darbeci” olarak ihbar edilmişti.
Soner Babacan darbe gecesi yaptıklarını tek tek kanıtladı. Hem de fotoğraflarıyla.
Sonunda o yüzbaşı ve pek çok arkadaşı ihraç edildi.
Soner Babacan görevinin başına döndü.
Bana önceki gün bir teşekkür mektubu göndermiş. Teşekküre değecek bir şey yapmadım ama söyledikleri çok önemli:
“İnanın bana bu FETÖ soysuzları jandarmada hâlâ çok aktifler. Jandarma darbenin taşralardaki bel kemiği. Her ilin sorumlu sıkıyönetim darbe komutanı ve ona destek olacakları belirlemiş durumda. Taşra ve küçük illerde jandarmadan başkası bunu yapamaz. İhraç edilen Gazi Özçelik kurmaydı ve tarihinde ilk defa nerdeyse Burdur gibi bir ile kurmay atamışlar. Yetkili yerlere gönderdiğim yazıda bunları teferruatlı olarak anlattım.”
Ama bu arada hakikaten çok tuhaf işlemler yapılmaya devam ediyor. Tabii bu kadar ahlaksız bir yapı ortadayken kime inanacağımızı bilemiyoruz ama bir arkadaşının ısrarıyla FETÖ’cülerin sendikasına üye olan Öğretmen Hicran Bilge’nin şu son sözü de insana batıyor doğrusu:
“Çok üzgünüm, çok kırgınım. Evet, hata yaptım sendikalarına üye olmakla ama ben asla ve de asla FETÖ’cü olmadım. Bu yaşadığım çok ağır bir bedel değil mi?”
 
Kararı ilgili komisyonlar verecek.
 
Gümrük ve Ticaret Bakanlığında memur olarak görev yaparken 29 Temmuz 2016’da KHK ile “kamu görevinden çıkarma” cezası alan Furkan Acır da zaman kaybetmeden Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, Gümrük ve Ticaret Bakanlığına durumunu anlatan birer dilekçe yazıp hayatının hiçbir döneminde FETÖ veya benzeri terör örgütüyle en ufak bir ilgisinin olmadığını, öğrencilik yıllarından itibaren hiçbir sapkın düşüncenin yanında yer almadığını belirtmiş ama bir yanıt alamamış. Furkan Acır açık açık anlatıyor:
 
“Hayatımda Bank Asya ve örgütün diğer şirketleri ile ticari ilişki kurmadım. ByLock benzeri şifreli bir yazılı ve programı kullanmadım. Örgütün vakıf, dernek vb. teşkilatlarının toplantılarına katılmadım ve iş hayatımda olağandışı hiçbir kariyer yükselişim yok. 17-25 Aralık öncesinde ve sonrasında bu veya başka bir terör örgütü ile herhangi bir ilgi ve organik bağım olmadı. Bunların mensubu hiçbir kişiyle bırakın irtibatı, tanışıklığım bile bulunmuyor”
 
Furkan Acır “Umarım yanlışlık çok geçmeden düzeltilir. Allah’ın adaletine güvenim sonsuz. Bu yüzden sabredip bekliyorum” diye ekliyor mektubunda.
 
Eğer gerçekten dediği gibiyse umarım onun da kısa vakitte mağduriyeti giderilir.
 
Bu satırları yazarken İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde Harita ve Kadastro Mühendisi olarak görev yapan, sendika ve oda faaliyetleri yoğun olan çok eski bir tanıdığımla ilgili bilgi geldi bana. FETÖ’cülükten ihraç edilmiş. Çok şaşırdım çünkü son 3-5 yıldır görüşmüyor olsak bile eskiden beri sosyalist olan N.G’nin solculuğunun dışında bir “arızası” yok(!) 
Fakat yukarıda da dediğim gibi içimize öyle bir şüphe düştü ki “Her şey olabilir” diye aklımızdan geçirmiyor değiliz.
Yine de söz konusu olan yer İstanbul Büyükşehir Belediyesi.
Kadir Topbaş ve ailesiyle ilgili meseleye tabii ki girmeyeceğim.
Ancak 15 Temmuz gecesi belediye binasını darbecilere altın tepside sunan alçakların cirit attığı belediyede bula bula emekliliği gelmiş, tüm “suçu” sosyalistlik ve oda faaliyeti yürütmek olan (Acaba Alevi olmasını da eklesek mi?) bir memuru ihraç etmek doğrusu “büyük başarı” olarak nitelenebilir.
Daha özenli gidilmesi ve pireyi deve yapmaya hazır alesta bekleyen dengesiz muhalif siyasilerin ağzına sakız verilmemesi için dikkat edilmesi gerektiğini tekrar belirtmekte fayda var.
NOT: Birkaç mağdur vak’ası yazdım diye mektup yağdıracak olanlara şunu söyleyeyim. Artık başvurulacak ve yazılacak yerler belli. Mekanizması da kuruldu. 
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.