İki Erzincan depremi ve çakma tarihin gerçek yüzü

A -
A +
27 Aralık 1939 yılında 33 bin cana mal olan korkunç Erzincan depremi sırasında İsmet İnönü Cumhurbaşkanı’ydı. 
13 Mart 1992 yılında Erzincan bir kez daha depremle sarsıldı ve 653 insanımız hayatını kaybetti. Bu sırada İsmet İnönü’nün oğlu Erdal İnönü Başbakan Yardımcısıydı. Başbakan ise Süleyman Demirel’di.
Birinci Erzincan depreminin büyüklüğü 7,8’di. 1992’deki deprem ise 6,8. Yaklaşık 10 bin bina yıkılmıştı. Şehir yerle bir olmuştu yine. Yapılan incelemelerde yıkılan binaların çoğu devlete ait olanlardı. SHP’li Bayındırlık Bakanı Onur Kumbaracıbaşı bu binaları yapanlardan hesap sorulacağını ifade etti.
Oysa yıkılan binalar, 1939’daki büyük Erzincan depreminin ardından, 1940’ta Cumhurbaşkanı İsmet İnönü tarafından onaylanan bir deprem yönetmeliğine göre yapılmışlardı. İşte bu evlerin hepsi 1992’deki depremde yıkılmış ya da büyük hasar görmüştü.
O zamanki parayla 40 trilyon lira zarar vardı.
En vahimi de neydi biliyor musunuz?
Yeni Erzincan’ı kurmak için İnönü hükûmetinin seçtiği arazinin zemin etüdü doğru yapılmamıştı. Depremin ardından bölgede incelemeler yapan Jeoloji Mühendisleri Odası’nın raporunda aynen öyle deniyordu:
“Yeni şehir alüvyon üzerinde kurulmuştur ve bu tür zemin deprem açısından sakıncalıdır. Nitekim inşaat alanlarının homojen olmayan, tutturulmamış, kum, çakıl ve yer altı sularıyla birleştiğinde sıvılaşabilen silt denen gevşek zeminden oluştuğu gözlenmiştir. Bu tür zeminlerin deprem sırasında sarsıntı şiddetini artıracağı bilinmektedir.”
Bu girişin bir sebebi var. Anlatayım.
Sözcü’deki "Asrın yazarı"nın kendisini okuyanlara “İnsanlık Destanı” başlığı ile yazdığı, 27 Aralık 1939 Erzincan Depremini anlatan ve İnönü döneminin faşizmine güzelleme yaptığı yazıyı görünce duruma bir bakayım dedim. Asrın yazarımız, CHP sözcüsü Faik Öztrak’ın İzmir’deki depremle ilgili saçmalamalarına “1939 yılındaki Erzincan Depremi’nde 33 bin kişi öldü ve senin deden Faik Öztrak da İçişleri Bakanı’ydı o zaman” diye cevap veren Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın sözlerindeki “yanlışları”nı bulmuş ve bunları şöyle sıralamıştı:
1-Erzincan Depremi sırasında Celal Bayar Başbakan’dı
2-Celal Bayar depremden bir ay sonra görevi bırakmış 11. Hükûmet kurulmuştu. Başbakan da Refik Saydam olmuştu.
3-Bugünkü CHP sözcüsü Faik Öztrak’ın Dedesi Faik Öztrak da depremden bir ay sonra Refik Saydam hükûmetinde İçişleri Bakanı oldu.
Tarihçi Mustafa Armağan, Atatürk’ün hayatını fihrist ve kaynakça olmadan çalakalem yazıp milyonları götüren kıronun yalanlarını bir tweet zinciri ile tek tek yalanladı.
1- 26 Ocak 1939 tarihli Cumhuriyet gazetesi, Refik Saydam hükûmetinde İçişleri Bakanlığına Faik Öztrak'ın getirildiğini yazıyor. Depremden 11 ay önceki haber. Yani deprem olduğu sırada Celal Bayar değil Refik Saydam Başbakan’dır.
 
İki Erzincan depremi ve çakma tarihin gerçek yüzü
2- Erzincan depremi olduğu zaman Asrın yazarımızın sandığı gibi 10. Hükûmet değil, 12. Hükûmet, yani 2. Saydam hükûmeti işbaşındaydı. Depremden bir gün sonra çıkan 28 Aralık 1939 tarihli Akşam gazetesinde Refik Saydam ile Faik Öztrak’ın birinci sayfadan “Hükûmetimiz derhal felaketzedelerin yardımına koştu” başlıklı haberde demeçleri yer alıyor.
 
İki Erzincan depremi ve çakma tarihin gerçek yüzü
3- Faik Öztrak’ın aynı isimdeki Dedesi Faik Öztrak’ın Depremden iki gün sonraki 29 Aralık 1939 tarihli Akşam gazetesinin haberinde Dâhiliye Vekili olarak Sıhhıye Vekili (Sağlık Bakanı) Hulusi Alataş ile trenle Erzincan’a hareket ettiği, ancak rayların depremden dolayı bozulması nedeniyle Sivas’ta yolda kaldıkları anlatılmaktaydı.
İki Erzincan depremi ve çakma tarihin gerçek yüzü
İki Erzincan depremi ve çakma tarihin gerçek yüzü
Gelelim İsmet İnönü’nün Erzincan’a seyahatine. Fatih Uğurlu adlı bir araştırmacıdan alıntı yapan Hâkimiyet gazetesi yazarı Lütfü Ayhan, İnönü’nün Erzincan’a gelişini şöyle anlatıyor:
"Binlerce insan yıkıntılar arasında kurtarılmayı bekliyor. İnönü, Anadolu gezilerinde kullandığı ve sadece kendisi için sefere çıkan ünlü Beyaz Tren'i ile Erzincan'a müteveccihen yola çıkıyor. Halk devletin yaralarını saracağı umudu ile İnönü'nün etrafını sarıyor. Başörtülü, şalvarlı bir Anadolu anasının cumhurbaşkanının kalbine dayanmış, ağlayan resmi depremin acısını belleklere kazıyan bir hatıra olarak arşivlerde kalacaktır. İnönü, yıkıntılar içinde 50-100 metre yol aldıktan sonra Erzincan Valisi yolunu kesiyor:
- Sayın Cumhurbaşkanım gördünüz, daha ileriye gitmeye lüzum yok, dönelim.”

İsmet İnönü dünden razıdır, “Peki, dönelim” der..
Öyle kendisine sarılan perişan hâldeki Anadolu insanına daha fazla tahammül edemez o. Zaten dostlar alışverişte görmüştür, fotoğraflar çekilmiştir.
Oysa asıl facia daha ilerideki yıkıntılardadır.
Aradan 43 yıl geçtikten sonra kendi oğlu Erdal İnönü CHP’nin yerine kurulan SHP’nin Genel Başkanı olarak hükûmet ortağı ve Başbakan Yardımcısıdır.
13 Mart 1992’de ikinci büyük Erzincan depremi olduğunda Erdal İnönü de gitmişti. O da birkaç köyü gezmiş, gereken görüntüyü vermiş, geri dönmüştü. Binaların enkazlarına ise altında insan var mı yok mu bakmadan daha ikinci gün kepçeler sokulmuştu.
Hepsi aynıydı.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.