EKONOFOBİ

Ekonofobi nedir diye boşuna 'Google amca'yı yormayın, az önce şahsım tarafından uydurulmuştur. Ekonominin iyi gitmesinden rahatsız olanları kasteder.

"Mesele ağaç değil sen hâlâ anlamadın mı?" diyen arkadaşın oynadığı reklam filmlerini hatırlıyor musunuz? 4000 tane ATM'miz var diyordu. Az önce bankanın kendi sitesine girdim, 5500 ATM'leri olmuş. 4 senede ATM sayısını %40'a yakın artırmışlar. Yani neredeyse 1,5 katına çıkarmışlar. Son 12 senede değil, son 4 senede.

Bu bal gibi bir göstergedir. Ekonominin tıkır tıkır işlediğinin bir göstergesi.

Ama öyle bir kitle var ki, milyonlarca kişiden bahsediyoruz, ekonomi batıyor yaygarasını hiç eksik etmiyorlar. Bulabildikleri her tür medyada "Millet aç, ekonomi batıyor" diye bağırıyorlar.

"Ekonomi batıyor" diye bağıranlardan başka, bir de "ekonomi batsın" diye fısıldayanlar var. Bunlar kitle değil, küçük bir grup. Ama kitleleri topyekûn etkileyen bir grup.

İşte bu gruptan, "çapulcu olmakla övünen" iş adamının şirketlerinin borsadaki değerinin 10 yılda 20 kat arttığını hatırlatmıştı Yiğit Bulut ve şöyle sormuştu: "Daha ne istiyorsun arkadaş, memleketin tapusunu mu verelim?"

Ankara'ya, İstanbul'a, İzmir'e, Bursa'ya, Antalya'ya bakın. En lüks semtler, deniz kenarındaki, şehir merkezindeki en güzel yerler, oteller, plazalar bu "Kaymak yiyici beyaz Türk tayfasında." Yani zaten memleketin tapusu onlarda, ama gel gör ki doymuyorlar.

"Gezi olaylarında hep ön planda olanlar neden bankaların reklamlarında oynayan oyuncular?" diye soruluyordu o günlerde.

Cevabını verelim: Adı üstünde, onlar oyuncu. Onların işi oynamak.

Gerekirse huzurla da oynarlar, patronları emrederse ülkenin selametiyle de oynarlar.