Savcısı kaçmış davanın davası mı olur?

A -
A +
"Rüşvetin belgesi mi olur ...?" repliğinin tamamını biraz eskiler hatırlar.
13 yıllık iktidarın başında 13 yaşında olup da, "Ay ben böyle hükümet görmedim" diyen tıfıllar hatırlamayabilir.
 
Hâlâ 17/25 diye tutturanlara, orasından burasından kırmızı çizgi uyduranlara bu tonda seslenmek isterdim:
Savcısı kaçmış davanın davası mı olur?
 
Zaten davası dava olsa kaçmazdı. Davası uğruna hapiste çürümeyi göze alırdı.
İrlandalı boksörün dediği gibi, "Birazcık erkek olsalardı", birazcık mert olabilselerdi, sahte de olsa davalarına sahip çıkarlardı.
 
Vurup kaçmaya alışmışlar. Zaten arkadan vurmak onların en iyi bildiği iş.
Takiyye, katakulli, şantaj, montaj...
Elleri mahkûm, ahlakları böyle. Hiç göğüs göğüse savaştıklarını görmedik.
Sadece davasına inanan mertçe savaşır.
 
Hadi suçladıklarınız gerçekten hırsızlık yaptı diyelim? Ki elle tutulur, ikna edici delil de çıkaramadınız bu zamana kadar. Peki ya sizin saymakla bitmez günahlarınız ne olacak? Kaçmakla kurtulmuş oluyor musunuz? Hadi bu dünyada kurtuldunuz diyelim, ahirette de kurtulabilecek misiniz?
 
Bu sorular ancak mert insanları incitir. O yüzden, davasını, sevdasını, vatanını terk edip kaçmış olanlara diyecek lafımız yok artık.
 
Bizim lafımız, hâlâ bunların bıraktıkları çöplükleri eşeleyerek arpa arayan kırmızı çizgili zebralara. Çizgileri de çizgi olsa bari, eğri büğrü, bir öyle bir böyle.
 
Çok merak ediyorum, her fani gibi Tayyip Erdoğan da bir gün vefat edince, (Allah gecinden versin) renkten renge giren o çizgilerinizi düzeltebilecek misiniz?
 
"Genelkurmay Başkanı'nın terör örgütü kurmakla suçlandığı bir ülkede" diye başlayan nutuklar atıyorsunuz da, o suçlamayı yapanları neden görmüyorsunuz?
 
Çözüm sürecine girdi diye "terör örgütünün partisi ile iş birliği yapıyor" diye AK Parti'yi suçlayıp durdunuz.
Peki en çok desteği siz vermediniz mi?
 
Kiminiz saz çaldırarak, kiminiz toplu oy vererek, kiminiz gıkını çıkarmayarak?
Her hafta renk değiştiren o çizgilerinizin bir tanesini de bunlara ayıramaz mıydınız?
 
Nazı geçen varsa lütfen söyleyin onlara da;
25 banka batırılıp 250 milyar bu milletin cebinden hortumlanırken kırmızı çizgi yerine hortumun çizgilerine hayran hayran bakıyorlardı.
 
Uyduruktan iki tane ses kaydını önümüze sürüp de, yok ayakkabı kutusu, yok terlik dolabı diye 17-25 Aralık masallarıyla uyumaya devam ederlerse millet onları soğuk duşla uyandırır.
 
Savcısı kaçmış davanın daha neyini savunuyorsunuz?
İllâ da masal anlatmak istiyorsanız yenilerini bulun.
Gerçi yeni malzeme üretecek eleman kalmadı, hepsi kaçtı.
En iyisi siz kendi gerçek davanıza dönün.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.