Unutulmuş bir zafer: KUT-ÜL AMARE

A -
A +
Yarın 27 Aralık.
Bana unutulmuş tarihî bir vakayı hatırlattı.
Birinci Dünya Savaşı yılları... Batı devletlerinin bala üşüşmüş sinekler gibi Osmanlı topraklarına çöreklendiği yıllar... Bir diğer adıyla Osmanlı'nın ateşten yılları...
Fakat Osmanlı bu... Öyle kolay lokma olacak bir millet değildi...
Önce Çanakkale Boğaz Harbi'nde bunu düşmana gösterdi. Âdeta etten duvar ören Osmanlı askerleri, 1915'in Mart ayında düşman birliklerini Boğaz'ın serin sularına gömdüler.
Sonra aynı yıl, Aralık ayının 25'inde Osmanlı birlikleri İngilizler'in ve muhalif kuvvetlerin karargâhı sayılan Kut'u muhasara etti.
**
Kut, Dicle Nehri kıyısında, Basra Körfezi'nin kuzeyinde kalan bir kasaba...
Irak ve Havalisi Komutanı Miralay (Albay) 'Sakallı' Nurettin Bey'in birlikleri, Çanakkale'den sonra kasabanın yakınlarında konuşlanmış İngiliz kuvvetleri ile müttefiklerini bertaraf edip, kibirli İngiliz birliklerine karşı ikinci büyük darbeyi vurmak istiyordu.
Bu durumdan son derece rahatsız olan İngilizler, Kut'u kurtarmak için General Aylmer komutasındaki kolorduyla 6 Ocak'ta hücuma geçti. Fakat büyük bir zayiatla geri çekildiler.
Bu muhasaraya önem veren Osmanlı Devleti, Nurettin Paşa'yı geri çağırıp,  Enver Paşa'nın amcası Mirliva Halil Paşa'yı komutan olarak buraya gönderdi.
İngilizler bu kasabayı onur meselesi yapıp, muhasarayı kırmak için Nisan 1916 tarihine kadar defalarca saldırdılar. Her seferinde büyük kayıplarla geri püskürtüldüler. Sonuncu saldırıları olan 29 Nisan gününde, General Gorringe komutasındaki Townshend birlikleri büyük bir hüsrana uğramış, mağlup olmuşlardı. Kut-ül Amare adıyla anılan bu harpte kibirli İngilizler, 13 general, 481 subay ve 13.300 er ile birlikte "Hasta Adam" dedikleri Osmanlı Kuvvetleri'ne teslim oldular. İngilizler'in ve müttefiklerinin kaybı büyüktü. 23.000 ölü vermişlerdi. Osmanlı kuvvetlerinin şehit ve yaralı sayısı ise 10 bin civarında idi. Ölenler için kasabada Kut Türk Şehitliği yapıldı.
1. Dünya Savaşı'nın en mühim muharebelerinden biri olarak bilinen bu müthiş harp Osmanlının muhteşem zaferi ile sona erdi. Kasaba alındı.
İngiliz tarihçisi James Morris, Kut'un kaybını "Britanya (İngiltere) askerî tarihindeki en aşağılık şartlı teslimi" olarak tanımladı. Bu yenilgi İngiliz basınında ve kamuoyunda çok büyük bir infial uyandırdı. General Gorringe, bu başarısızlığı sebebi ile görevinden alındı.
İngilizler, bu aşağılık duruma son vermek, esirlerini kurtarmak ve Kut'u yeniden almak için tekrar saldırdılarsa da başaramadılar. Üstelik daha büyük kayıplar verdiler. 
Halil Paşa'nın, Kut-ül Amare zaferinden sonraki sözleri tarihe şöyle geçti: "Arslanlar! Bütün Türklere şeref ve şan, İngilizlere kara meydan olan şu kızgın toprağın güneşli semasında, şehitlerimizin ruhları sevinçle gülerek uçarken, ben de hepinizin pak alınlarından öperek cümlenizi tebrik ediyorum.
...
Tarih bu hadiseyi yazmak için kelime bulmakta müşkülâta uğrayacaktır. İşte Türk sebatının, İngiliz inadını kırdığı birinci zaferi Çanakkale'de, ikinci zaferi burada görüyoruz."
**
Evet, Osmanlı Ordusu gerçekten tarihe geçecek büyük bir zafer daha kazanmıştı.
Her yıl Kut-ül Amare zaferi kutlanmaya başlandı.
Ta ki Türkiye'de 1952 yılında NATO'ya üye olana kadar. İngilizler, tarihlerinde kara bir leke ve yüz karası olarak kalan bu hezimetin, Türkler tarafından her yıl zafer bayramı olarak kutlanmasını aşağılanmış görüp, onurlarına yediremediler ve kaldırılması için baskı yaptılar. Baskılar üzerine de Türkiye, NATO üyeliği sebebi ile bayram merasimine son verdi. İngilizlerin baskısı o kadar yoğundu ki Kut-ül Amare zaferi ve Kut Bayramı'na yönelik tarihî malumâtlar, okullardaki tarih kitaplarından bile silindi. Unutturulmaya çalışıldı.
Tarihten silinse bile bu zafer gönüllere kazındı.
Din için, devlet için, vatan için ölen binlerce yiğidin canını verip şehit olduğu (nur içinde yatsınlar) o kutlu zafer nasıl unutulur. Kut şehitliğinin aziz insanlarını rahmetle anıyoruz.
Anacağız. Daima!..
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.