Virüsün magandalık yansıması!..

A -
A +
Dünya çapında 22 milyondan fazla vaka ve 900 bine yakın ölümle ortalığı tir tir titreten koronavirüs, insanların bedeninde bıraktığı çok çeşitli tahribatın yanında, psikolojisi üzerinde de derin etkiler yapıyor...
 
 
Bilim adamları dünyayı büsbütün cendereye sıkıştıran koronavirüsün tam olarak nasıl bir illet olduğunu anlamaya çalışıyor… Bunun için her uzman kendi ihtisas alanında gözlemler yapıyor. Eldeki verilerden yola çıkılarak, her gün yeni tespitler yapılıyor. Tıp dünyası henüz bu yeni virüs konusunda ne yapılabileceğini tam olarak bilmiyor. Olgu ve ihtimalleri değerlendirerek bir strateji belirlemeye çalışıyor… Bu arada insanlar da hasta olsun olmasın giderek daha tedirgin oluyor. Kimileri ise haddinden fazla daralıyor, sabırsızlanıyor, feveran ediyor. Her gün alışveriş merkezlerinde, toplu taşım araçlarında virüs tedbirleri veya tedbirsizlikleri sebebiyle sayısız tartışma yaşanıyor… İnsanların kendi faydalarına da olsa, bazen ikaz ve telkinlere aşırı tepki vermesi, bir noktaya kadar izahı mümkün ve anlaşılabilir bir durum. Olabilir, insanın o anki ruh hâli veya öteden beri var olan sıkıntıları, kişiyi tahammülsüzlük noktasına taşıyabilir. Ancak magandalık başka bir şey!.. Virüs gerçeğinden ötürü, toplumdan akseden magandalık örnekleri giderek yayılıyor ve çok tehlikeli bir hâl alıyor. Düşünebiliyor musunuz, yaşını başını almış bir insan; hayat tecrübesiyle olgunlaşmış olması beklenen sözde olgun kişi, maskesini takmadı diye kendisini ikaz eden direksiyon başındaki şoföre sille tokat girişiyor. Bu minvalde o kadar çok hadise yaşanıyor ki… Genci ihtiyarı fark etmiyor artık.
Daha iki gün önce, yolcu sayısı fazla diye minibüse alınmayan bir genç, aracın camını yumrukla kırdı ve tabii bu arada kendi kolunu da kesti… İnsanlar bu defa onu hastaneye yetiştirmenin telaşına girdi. Güler misin ağlar mısın? Ama toplumun hâli böyle maalesef. Kocaeli’de bir başka maganda, kendisini hijyen kuralları konusunda ikaz ettiler diye, üstelik tedavi gördüğü hastaneyi yakınlarıyla birlikte basarak, güvenlik ve sağlık personelini demir çubuklarla dövdü… Bu insanı hakikaten çileden çıkaran bir durum. Merakla bekliyoruz, bu magandaya ve ona yardım eden diğer eşkıyaya nasıl bir muamele yapılacak? Kanun nizam adına, başkalarına da ibret olacak bir müeyyide uygulanacak mı? Yetkili mercilerden kamu düzeninin korunması noktasında, yeterince hassasiyet bekliyoruz. Aksi hâlde magandalar haksız yere ve küstahça, insanların can ve mal emniyetine zarar vermeye devam edecek. Maganda diye tanımladığımız başıbozuklar memleketimizde giderek daha büyük bir tehlike oluşturmaya başladı. Bunun en önemli sebebi, suç işleyenlerin gecikmeksizin hak ettiği cezayı almaması. Şayet kanun derhâl yakalarına yapışsa, mutlaka caydırıcı olur…
Evet, virüsün magandalığa yansıması da bir gerçek. Ancak her bireysel veya toplumsal eylem magandalık değil elbet! Nitekim dünyanın çeşitli yerlerinde, virüs için alınan ve alınmak istenen tedbirlere karşı protesto eylemleri giderek yayılıyor. Bazı ülkelerde bu gösteriler şiddet eylemlerine de dönüşebiliyor. Bunun örneklerinden biri de Sırbistan… Öyle ki, sokağa çıkma yasağı ihtimaline karşı sokağa dökülen ve parlamentoya girmeye çalışan göstericilerle güvenlik kuvvetleri arasındaki çatışmalar altı saat sürdü! Cumhurbaşkanı Vucic, iyice yükselen tansiyonu düşürmek için sokağa çıkma yasağının uygulanmayabileceğini açıklamak zorunda kaldı.
Virüsün en şiddetli şekilde vurduğu ve en az 28 bin insanın hayatını kaybettiği İspanya’da, halkın bir kısmı alınan tedbirleri (mesela maske takma mecburiyeti…) hak ve hürriyetlere aykırı bir uygulama olarak ilan etti. Bunun için de nümayişler yapıyor… Ortada çok garip bir durum var. Kimi ülkelerde sıkı tedbirler alındığı için, kimilerinde ise yeterince tedbir alınmadı diye insanlar sokaklara ve meydanlara dökülüyor!..
Makul zaman içinde salgının önüne geçilememesi, salgın süresinin uzaması, giderek insanları yorgunluğa ve bıkkınlığa sürüklüyor… Bilim adamları bu hususa dikkat çekiyor. Ne kadar ehemmiyetle tavsiye edilirse edilsin, resmî makamların ve sağlık görevlilerinin telkinlerine karşı, bireyler ve toplum yeterince duyarlılık göstermiyor. Bir de başından beri zaten bu meseleyi yeteri kadar dikkate almayıp, laubalilikte devam eden bir kitle var! Dünyanın her tarafında… Maalesef Türkiye’de de, bütün gayretlere rağmen; hastalığa davetiye çıkaran eğlence partileri, asker uğurlamaları, düğünler, taziyeler vs. bir türlü istenen ölçüde kontrol altına alınamadı. Böyle olduğu için de, virüsle mücadelede başarı oranı olması gereken seviyeye çıkmadı. Dahası vaka sayısındaki artışlar, günden güne artış gösteriyor. Bu durum yaklaşan sonbahar ve kış mevsiminin etkileriyle birlikte, salgının çok daha vahim boyutlara çıkma ihtimalini güçlendiriyor. Aman diyelim, yorgunluk-bıkkınlık bizi virüs karşısında zayıf düşürmesin. Yani bu illeti kendi elimizle daha da azdırmayalım!
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.