NÜKLEER TÜRKİYE

A -
A +
Kuşatma altındayız. Aslında bu bizim kaderimiz. Târihimizde muhâsara edilmediğimiz bir dönem yok! Şu hâlde bugün tabîî seyrinde gitmeyen bir şey de yok. Olması gereken oluyor. Binlerle başımıza gelen bir defa daha kapımızı çalıyor. Buyursun gelsin. Biz buna aşılıyız. Kuşatma kaderimizse onu kırmak da kaderimiz. Bunu da binlerle yaşadık. Daha doğrusu yaşatdık. Her seferinde bizi halka halka çevreleyenleri toprağa gömdük...
 
Herkesin her şeyi bilmesi gerekmiyor. Îcâb edenlerin bilmesi kâfî. Bugün sahneye konan oyunu devlet biliyor. Yeter. Halkın da bilmesi iyi olur fakat elzem değil. Ana hatlarıyla hâdiseden haberdâr olması en güzeli. Tafsîlât faydadan çok zarar getirir. Her şeyden evvel gereksiz bir korkunun hânelerde hüküm sürmesine sebep olur. Bu ise memleketin hayrına olmaz.
 
Bugün bizi kim, hangi sebeble kuşatıyor? En amansız düşmanlarımız neden hep garblılar? Târihî hasmımız Rusya bile bunlardan epey geride. Doğu Türkistan mes'elesine rağmen Çin de...
 
Osmanlı olabilmemiz mümkin değil. Gölgesi olmak şeref. Gölgeyi hafife almayın. Bu bile batılıları çıldırtmaya yetiyor. Her geçen gün irtifâ kaybeden bir dünyânın millî bir Türkiye karşısında zerre kadar şansı yok. Bunu biliyorlar. Bu yüzden suyumuzu bulandırmak istiyorlar. Bizi bağımsız yapacak her adım onlar için öldürücü bir darbe. Böyle giderse yakın bir gelecekde sömürü düzenleri başlarına yıkılacak. İyi de bu nasıl olacak?

İktisâdî hürriyyet bağımsızlığın olmazsa olmazı. Askerî vaz'iyyet bunu zayıflatır veyâ te'kîd eder. Askerî zâviyeden ne kadar güçlüyseniz o kadar müstakilsiniz demekdir. Güçlü olmayı yanlış anlamamak lâzım. Ölmeye hazır milyonlara bakıp da biz güçlüyüz demek yanlış olur. Bügün gücü ne tank ne de uçak temsîl ediyor. Nerde kaldı piyâde, nerde kaldı top tüfek? Güç demek nükleer silah demek. Bunun karşısına çıkaracağınız her şey topal ördekden farksız. Birleşmiş Milletlere bakın. Beş dâimî üyeden hangisi nükleer güç değil. Devletler birbirleriyle olan münâsebetlerinde onunla denge kuruyor. Rusya bugün parçalanmıyorsa bunun sebebi kızılordu değil, menzili on bin kilometreyi bulan kıt'alar arası füzeler. Kim bu riski göze alıp da Rusya'ya musallat olabilir? Moskova'yı harîtadan silmeyi düşünen her başşehir aynı şeyin kendi başına geleceğini de bilir. Saldırmazlık dengesini kuran şey işte budur. Nükleer devletler içde de büyük sıkıntı çekmez. Zîrâ onları karışdırmayı göze alabilecek hâricî bir güç kolay bulunmaz. Kimse bir çılgının hışmına uğramak istemez. Bugün birçok devlet bu kulübe dâhil olma mücâdelesi veriyor. En son İran oldu. Bu sâyede kesin bir İsrail saldırısından kurtuldu. Dikkat ederseniz İsrâilli idâreciler ne kadar köpürse de belli bir noktadan ileriye gidemiyor. Bunu sağlayan Hizbullah'ın milisleri mi? Hamaney'in fedâîleri mi? Yoksa İsrâil'in korkaklığı mı? Hiçbiri değil. Bunu sağlayan İran'ın i'lân edilmemiş nükleer bombaları ve bunu İsrâil'e ulaşdırabilecek füze teknolojisi. Şu hâlde İstanbul'u savunmak Londra'nın imkânlarına sâhib olmakdan geçiyor. Kendimizi de mazlûmları da ancak bu dengeyi kurarak koruyabiliriz. Aksi takdîrde gerçek bağımsızlık hayâl!
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.