YÜRÜYÜŞ

A -
A +

Büyük yürüyüş başladı. Ne İngiliz ne Yahudi durdurabilir. Elbette ellerinden geleni yapacaklar. İçerideki piyonlar son damlasına kadar sıkılan limon gibi kullanılacak. Her biri paryası oldukları Elizabeth nâmına memleketimize kurşun sıkacak. Lâkin bütün bunları büyük idealler uğruna yapdıklarını zannedecekler. Kime hizmet etdiklerini bilme imkânları olmayacak. Kalleş olarak yaşayanlar leş olarak geberecek.

Gâlibâ sonunda Suriye’ye girdik. Aslında türlü unsurlarımızla zâten oradaydık. Şimdi iş resmiyyet kazandı. Bu yazının kaleme alındığı saat i’tibâriyle İngilizler sessizliğini koruyor. Hâlbuki Almanya zayıf da olsa destekledi. Fransa daha kuvvetli bir açıklama yapdı. Başka sesler de çıkdı. Anlaşılan hemen herkes müsbet görünmek istiyor. Ne var ki kraliçe susuyor. Âdetâ ağzını bıçak açmıyor. Kem küm edebilirler. Fakat ciddî bir şey söyleyebileceklerini düşünmüyoruz. Çünki ağır bir darbe yediler. Bu hareket ABD’den, İsrail’den ve diğerlerinden çok İngiliz’i hedef alıyor. Onların menfaatlerine darbe vuruyor. Frenk kırmasının akıl hocası onlar. Çocuk kâtillerinin akıl hocası onlar. Aslında bütün batının akıl hocası onlar. Bu alçakları sakın gözünüzde büyütmeyin. Ehemmiyyetleri İslâm’a verdikleri zarardan ileri geliyor. Vaktiyle bir fikir ve siyâset adamımız devrin meşhûr politikacısını şöyle tasvîr etmişdi: “Memleket yanıyor. Yangını söndürmek için, musluğu açıyorsun; su gelmiyor. Bir bez parçası musluğu tıkamış vaziyette, yangının sönmesini engelliyor.” Burada da farklı bir durum bulunmuyor. Yeryüzüne durup dinlenmek bilmeden fitne pompalayan soğuk yüzler sâirlerin yekûnundan daha fazla zarar açıyor. Bu yüzden ciddîye alıyoruz. İnsanlığa katdıkları bir değer yok. Küfrün, fitnenin ve her türlü alçaklığın bayrakdârlığı onlarda. Türk milleti nasıl ki dîn-i mübînin sancakdârı ise adalılar da işte bu meş’ûm işlerin lideri. Ancak zevâlleri yaklaşdı. Bin değil milyon fitne düşünseler nâfile. Ne önümüzü tıkayabilirler ne çöküşlerini durdurabilirler!

Bu tür gidişler çok ağır tonajlı gemilerin yol almasına benzer. Bunlar bir anda hareket edemedikleri gibi bir anda duramazlar da. Sağa sola dönmeleri büyük mesâfeler gerekdirir. Bunun insanlık târihindeki mukâbili birkaç yüzyıldan aşağı değildir. Dibe vurmak ve tırmanışa geçmek asırları yutar. Bu dönüşü hızlandıracak hemen hiçbir şey yokdur. Nitekim Toynbee ömrünü adamasına rağmen en ufak bir şey yapamadı. Sâdece tesbîtle kaldı. Amerika’nın füzeleri, İngiliz’in biyolojik silâhları ve diğerlerinin daha başka cinâyet vâsıtaları çâresiz. Tıpkı Gorbaçov’unkiler gibi. Bunların Kızıl Meydan’da boy göstermekden başka bir fonksiyonları olmamış, Sovyetler yıkılıp gitmişdi. Yakın gelecekde Rusya’nın daha da ufalanacağı söyleniyor. Senaryoyu kim yazıyor? Ma’lûm çete. Bir kelbini bir kelbine mes’elesi…

Aslında yukarıdaki istikâmet Türkün ve İngilizin istikbâlini değil haçın ve hilâlin geleceğini ortaya koyuyor. Yeryüzü her geçen gün yeniden adâlete gark olacağı demlere yaklaşıyor. Ba’zıları şer cebhesinde yer alarak sonsuz kaybediyor ba’zıları ise bin mihnet çekse de ebedî aydınlığa doğru yürüyor.

Ne ise ki ikinci zümreye dâhiliz!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.