Cardozo'ya şapka!

Şimdi şapkamızı çıkarıp Cardozo isimli gol sanatkarını selamlayalım. Ve de Vahid amcaya bir soru daha yöneltelim; Yoksa zat-ı aliniz Cardozo'yu tanımıyor muydunuz?

Trabzonspor, Ersun Yanal'la buluştuktan sonraki üçüncü maçında da sıkıntısız, hiç zorlanmadan bir maç daha kazandı dersek yanlış konuşmuş olmayız herhalde. Tabii bu arada maçın ilk yarısını rakip sahada 3-0 yenik bitirmiş ve hemen hemen Gosso dışında tanıdığımız oyuncusu olmayan Gençlerbirliği'ni de ikinci yarıdaki isteği ve direnci için kutlamak lazım. 

Ersun Hoca'nın ikinci maçı olan Avrupa oyununda üçlü savunma kurgusunu eleştirmenin ötesinde çok da garip karşılamıştım. Dün akşam da maça öyle başlar olup pozisyonlar sonucu sık sık değişime uğradığını da gördüm. Acaba Ersun Hoca elindeki alternatifli zengin kadronun içinden maça-rakibe göre bir sistemler dizisi mi düşünüyor? Mesela, genç Yusuf'un sol arkadan hızlanarak bir 3-5-2 kenar oyuncusu örneğini ortaya koyabiliriz. Futbolda bütün sistemler, oyun kurguları, hep savunmalardan başlamıştır. Bosingwa Papadopoulos, Belkalem ve onların aksiyona göre ortağı Medjani çok araştıran, çok zorlayan Gençlerbirliği'ne çok da fazla pozisyon vermedi. Mehmet Ekici'yi Vahid amca makasladığı günlerde 'neden oynatmıyor' diye yazmıştım. Şu anda herhalde beni haklı çıkardı. Özer dinamizm kazanmış göründü, Sefa bu defa Ersun Hoca'nın elinde çok gezen bir oyuncu olarak statik görüntüsünden kurtulmuş olarak karşımıza çıktı. 

Şimdi şapkamızı çıkarıp Cardozo isimli gol sanatkarını selamlayalım. Ve de Vahid amcaya bir soru daha yöneltelim. Yoksa zat-ı aliniz Cardozo'yu tanımıyor muydunuz? Ersun Yanal üç maçtır ilk on bire dikerek hem skor tabelalarını zenginleştiriyor, hem de Trabzon takımının öne fazla adamla taşınarak bu mesainin taçlandırılacağını anlatıyor sanki. Şu üçüncü Trabzon golündeki "sol üçlük" bizim basketbol salonlarımızda bile zor görülür be! Kaleci Fatih'in de geçen yazımda da değindiğim gibi Trabzonspor'da Onur sıkıntısını yaşatmayacağını görüyoruz.