Çözüm Süreci

Ülkemizin başta gelen önemli meselelerinden biri de "Çözüm Süreci"dir. Çözüm sürecini isteyen ve en çok savunanlardan biriyim. İnşaallah yanılırım. Yanılmayı çok istiyorum. Çözüm sürecinin başarısında çok zorluklar olabilir. Başarı için iki tarafın da samimi, istekli ve dürüst olması gereklidir. AK Parti iktidarı bu konuda samimidir. Karşısındakiler ise gayri samimi ve çifte standartlıdır.

Çözüm süreci müzakerelerinde iktidarın karşısındakiler Kürt asıllı Türk vatandaşlarının hepsini temsilden uzaktırlar. Ve çifte standartlıdırlar. Kamuoyunun tepkisinden çekindikleri için taraftar gibi görünmekte ise de kapalı kapılar ardında tavırları değişiktir.

Her fırsatı istismar ederek çözüm sürecini engellemektedirler. Kürt asıllı kardeşlerimizin çoğu dindardır. Ama onları temsil edenlerin bazıları bayram namazına bile gitmezler. 2002'den bu yana AK Parti iktidarı ile bu bölgede çok şeyler değişmiştir.

6-7 Ekim hadiseleri ile PKK sempatizanı olmayanların dükkanları yakılmış ve yağma edilmiştir. PKK ve onun vesayetinde olanlar kendilerini Kürt vatandaşların temsilcisi gibi görmektedir. 1000 yıllık tarih içinde Kürt asıllı vatandaşlarımızın bazı zamanlarda sıkıntıları olduğu gerçektir. Ama son 30 yıldır PKK'nın Kürtlere yaptığı zulüm son derece fazladır. Okulları yakarak gençlerin tahsilini, meslek sahibi olmasını önleyerek, dağlarda terörist olmasını istemektedir. Şantiyeleri yakıp yıkarak bu bölgenin gelişmesini önleyen PKK'dır.

Bu bölge esnafı deyim yerinde ise kan ağlamaktadır. Çoğu çocuk olan provokatörler Molotofkokteyli ve havai fişekle huzuru bozuyorlar. Bu bölgede çok sayıda asker vardır. İzinli olarak çarşıya gelseler esnaf bayram eder. Bunun yanında çok sayıda üniversite talebesi vardır. Onlar da yurtlarından ayrılamıyor. Bölgede huzur sağlanmış olsa, yatırım yağmur gibi yağar. Ama PKK ve bazıları bölgenin huzura kavuşmasını istemiyor.

Bu bölgedeki esnafa acıyor ve dua ediyorum. Allahü teala asla zulmetmez. Zulüm sıfatı ve ismi yoktur. Ama ince bir nokta vardır. Zalime yardım eden onun zulmüne maruz kalmadan canı alınmaz...

Topluma gelen felaketler iyi ve kötü ayırmaz. Herkesin üzerine iner. Geçmişte bazı kavimler bu yüzden toptan helak olmuştur. Hatta geçmişte yaşayan bir kavim toptan helak olurken yarısına yakını gece namazında Allahü tealaya zikir ve ibadet halinde idiler. Bunların suçu kötülüklere seyirci kalmalarıdır.

Azınlık da olsa PKK'ya ve ona ses çıkarmayan kişilere destek veren sizsiniz. Elbette kötüler ve zalimlerle silah ile değil, âlimler ve önde gelenler ile bunları da yapamayan kalbinde buğuz ile karşısında olacaktır. Ve kötülerin ıslahı için dua edecektir.