Bir analiz

A -
A +
Suudi Arabistan Emirinin 5 günlük Türkiye ziyareti; Suriye, Irak ve İran’a karşı bir ittifak arayışıdır. CIA’nın eski ajanlarından Elizabeth Murray’ın ifadesine göre: “El Kaide’yi ABD (CIA) yetiştirdi, yakın zamana kadar kullandı.” Ve DAEŞ CIA’nın emrinde ve ona hizmet etmektedir. PKK’nın Suriye’deki kolu PYD de CIA’nın emrinde ve ABD’ye hizmet etmektedir. 
Türkiye, S. Arabistan Katar liderliğinde 34 İslam ülkesinden ibaret “İslam Ordusu” kurulması konusunda gelişmeler vardır. Emperyalist güçlerin Ortadoğu’ya müdahalesi İslam ülkelerini NATO gibi bir askerî iş birliğine zorlamıştır.
Ortadoğu Analiz Dergisinden Şaban Kardaş’ın yazısı önemli bilgilere ışık tutmaktadır: 
“Suriye krizi beşinci yılını doldururken sahadaki koşullar, iç savaşın sona erdirilip ülkeye barış getirilmesinden uzak, Rusya’nın müdahalesinin oluşturduğu dinamik durum ve ilk defa hayata geçirilen, çatışmaların durdurulmasına yönelik geniş kapsamlı anlaşma, siyasi çözüm için yeni bir zemin hazırlasa da, tarafların pozisyonlarında bir yakınlaşmadan bahsetmek zordur. Mevcut koşullar altında Türkiye’nin önümüzdeki dönemde de Suriye’den kaynaklı güvenlik riskleriyle başa çıkmak için dış ve güvenlik politikalarında önemli mesai sarf etmesi gerekecektir.
Rusya’nın Eylül 2015’te başlayan müdahalesi sonrası Suriye krizi muhakkak ki yeni bir noktaya taşındı. Suriye iç savaşında rejimin 2015 yılı başında karşı karşıya kaldığı askerî alanda hızla erime trendi, bu müdahaleyle durdurulmuş oldu. Pek çok istatistiğin de ortaya koyduğu üzere, Rusya’nın terörle mücadele veya DAEŞ’e karşı koalisyon söylemi lafta kalmıştır.
Rusya’nın müdahalesi bu anlamda her ne kadar dinamik bir unsur olarak Suriye’deki denkleme girmiş olsa da etki açısından sonuçları yapıcı olmamıştır. Suriye krizinin başından itibaren çok açık biçimde ortaya çıktığı üzere, rejimin uzlaşmaz tutumu ve uluslararası girişimleri sulandırma taktikleri, krize siyasi çözüm arayışlarını engelleyen en önemli faktördür. Bunun da başlıca sebebi, sahadaki tıkanmışlık ortamında rejimin üzerinde baskı oluşturacak manivelaların uluslararası toplumca hayata geçirilmemesiydi.
Daha da önemlisi, Rusya’nın müdahalesi, sahadaki tıkanmışlığı restore etmesi yönüyle Suriye’ye negatif bir etkide bulundu. Rusya aslında çözümsüzlüğü dayatmaktadır. Bu türden diğer krizlerde de çok açık bir biçimde görüldüğü gibi, Moskova çatışma dinamiklerini sürdürecek veya donmuş çatışmalar oluşturacak kendi etkisini sürdürme stratejisine sıklıkla başvurmaktadır. Her durumda Suriye Rusya’nın askerî operasyonlarının, sahada sebep olduğu yıkım ve sivil can kaybının yanı sıra diplomatik çözümün önüne koyduğu yeni engeller küçümsenmeyecek düzeydedir.
Sonraki aşamalarda görüldüğü gibi, rejim askerî açıdan aşırı derecede yıpranmış durumdadır ve sahaya sürdüğü yeni unsurlara rağmen çok fazla ilerleme katedememiştir. Muhalifler de bir yandan yoğun hava bombardımanı bir yandan da rejim ve destekçisi unsurlar ve DAEŞ ile farklı cephelerde savaşmalarına rağmen, kendi zeminlerini sağlam biçimde tuttular.”
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.