Zafer mi?

A -
A +
Bugünlerde Alman medyasını iflasın eşiğinde olan Deutsch Bank’ı Erdoğan (Türkiye) alacak korkusu sardı. Bu bankanın hisse senetleri 14 Mayıs 2007’de 101.2 euro iken 30 Eylül 2016’da 10 euronun altına düşmüştür. Avrupa bankalarında yaşanan paniğin boyutlarını gösterir bir diğer veri de Avrupa Merkez Bankasına gelen likidite talebi 6 trilyon 348 milyar dolar olmasıdır. Avrupa Bankalarının tamamına yakınının değeri düşüyor. Çin’de Hua Xıa Bank hisse senetlerini satmaya hazırlanıyor.
S. Arabistan’ın 250 milyar doları tehlikededir. Birleşik Devletler tarafından 11 Eylül’ün suçlusu olarak görülen S. Arabistan, ABD parlamentosunun kararı üzerine bu paraya tazminat bahanesiyle el konulabilir endişesi taşımaktadır. Bu ise Suudi prenslerinin servetlerinin azalması demektir. S. Arabistan dolarlarını çekme telaşı içindedir. ABD ile Fransa arasında Afrika’da ekonomik bir savaş yaşanmaktadır.
Hemen hemen bütün CHP’liler Kılıçdaroğlu’ndan  1923-50 arasındaki CHP iktidarının yaptıklarını “tabu” olarak kabul etmesinde ısrarlıdır. Lozan elbette zafer değildir. Olsa olsa hezimettir. Savaş meydanlarında kazandık ama masada mağlup gibi kaybettik. Anlaşma öncesinde 4 milyon kilometrekare olan topraklarımızın, anlaşma ile birlikte nerede ise yüzde 80’ini kaybettik. Şimdi onu da işgal peşindeler.
Lozan müzakereleri sırasında Türkiye’de çok kıymetli ve tecrübeli diplomatlar vardı. Şayet onlar görüşme heyetinde yer almış olsalardı yüzde 80 kaybımız olmadığı gibi Musul petrollerini de kaybetmezdik. Diplomasinin “D”sini dahi bilmeyen İnönü’nün Lozan’a gönderilmesi hataların en büyüğüdür. Lozan’da hezimete uğramaz ya da daha az hasara uğramış olurduk.
İnönü Cumhurbaşkanlığı döneminde bir yıl vapur ile İstanbul’dan İzmir’e giderken Ege Denizindeki Yunan adalarını görünce ''bu adaların bu kadar yakın olduğunu bilmiyordum'' itirafında bulunmuştur. Ama yaptığı çok büyük bir kusurdur. İnönü hiçbir savaşı kazanamamıştır. Tarihte İnönü Zaferi olarak bildiğimiz koca bir yalandır. Bu savaşta Yunan ordusu yanlış istihbarat neticesi geri çekilmiştir.
Son yıllarda çektiğimiz bütün sıkıntıların kaynağı Paralel Yapı’dır. Paralel Yapı mensuplarının ıslahı imkânsız denecek kadar zordur. Henüz çocuk yaşta evlerde ve bilahare yurtlarda beyinleri yıkanan bu gençler ilk önce ailelerinden koparılmıştır. İkinci safhada cemiyetten tecrit edilmiştir. Hatta Zaman gazetesinden başka gazete okumaları dahi yasak edilmiştir.
Gülen’in bir yığın sapık ve İslamiyete aykırı kitaplarının dışında bütün İslami eserlerden tecrit edilmişlerdir. Böylece ümmet şuurundan koparılmış, kendileri dışındakileri öteki olarak görmüşlerdir. Daha sonra kendilerinden olmayanları düşman saymışlardır. Ve böylece o malum gecede yani 15 Temmuz’da kendi halkına ateş açmışlar, kendi meclisini, kendi polisini bombalamışlardır.
Bu insanlar bu robotlaşmanın son safhasında Ehl-i Sünnetten ve İslamiyetten uzaklaştırılmışlardır. 3 semavi dinin karması yani yeni bir inanç sistemi içinde öz inançlarını tahrip ettiler...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.