Iraklı Türkmenlerin çilesi

A -
A +
Lozan öncesi ve sonrasında Iraklı Türkmenlerin çilesini hiçbir Türk topluluğu çekmemiştir. Gerek 1923-1950 CHP iktidarı gerekse AK Parti iktidarına kadar bütün iktidarlar Iraklı Türkmenlere yapılan zulümlere seyirci kalmıştır. Hadiselere tribünden dahi bakmamışlardır. Yahudi ağırlıklı küresel sermayenin Türkiye içinde ve dışındaki medyası sadece seyretmiş, toz zerresi kadar ilgi göstermemiştir.
Ciltlere sığmayan bir çileyi elbette ki bir makalede ifade son derece zordur. Özet olarak arz etmek gerekirse: Birinci Dünya Savaşından sonra Osmanlı Devletinin yıkılışı ile değişen coğrafi ve siyasi dengeler sebebiyle Türkiye sınırları dışında kalan Türk unsurlar mağdur olmuşlar ve Türkiye bunlara ilgisiz kalmıştır.
Ama hiçbir Türk grubu Iraklı Türkmenler kadar çile çekmemiştir. Ve de sahipsiz kalmamıştır. Unutulan ve dışlanan Iraklı Türkmenler çileleriyle baş başa bırakılmıştır. 1995 yılında en az 3 milyona yakın Iraklı Türkmen’e yapılan siyasi, ekonomik, kültürel ve sosyal baskı Doğu Türkistan’da Çin’in Türklere yaptığı baskıyı omuz farkı ile geçer.
1500 yıllık vatanlarında yalnızlığa itilen Türkmenlerin maruz kaldığı ve 5 ya da 10 yılda periyodik uğradığı toplu katliamlar çifte standartlı (münafık) Batı’nın baskısı ile dünya kamuoyundan gizlenmiştir. Sözde insan hakları (aslında Türk düşmanı) uluslararası kuruluşlar ilgi göstermek şöyle dursun asla gündeme getirmediler.
Iraklı Türkmenlerin soykırımları hem Batı’nın hem de Batı’nın uşağı Arap idarecilerin başlıca hedefi olmuş ve iş birliği yapmışlardır. Batı, ABD, AB ve İran dün olduğu gibi bugünde Türkmenlerin soykırımına seyirci ve teşvikçidir. Çünkü soykırım görenler Türk'tür. Asırlardır Hıristiyan Batı ve İran Vatikan liderliğinde Türk ve Sünni katliamı yapmaktadır.
AK Parti iktidarına kadar dünyada Iraklı Türkmenler kadar (Doğu Türkistan hariç) zulüm gören bulmak mümkün değildir. Irak’ın eski Genelkurmay ve Savunma Bakanı General Handan Et Tikriti’nin hatıraları kitabının (Arapça basılı) 40. sayfasında Saddam’ın iktidarı için ABD CIA ajanları ve ABD Büyükelçisi Saddam’la gizli bir anlaşma yaptı. Saddam’ı iktidar yapmanın karşılığı bazı tavizler için yazılı belge imzaladılar. İşte Iraklı Türkmenlerin  soykırımı bu madde içinde idi...
Saddam nüfus sayımında Türkmenlere ya Arap ya da Kürt yazılmalarını aksi hâlde kurşuna dizileceklerini veya çöllere sürüleceklerini bildirdi. Böylece çok sayıda Türkmen’i Arap ya da Kürt kimliği içinde eritmek istemiştir.
"Yurtta sulh cihanda sulh" sloganı ile uyutulan Türkiye bu faciayı sadece seyretmiştir. Başta ABD, İngiltere olmak üzere Batı ve Doğu böyle istemiştir. İnsan hakları konusunda sahtekâr olan Batı, Kürt sempatizanı rolüne bürünürken, Kürtler kadar nüfusa sahip Türkmenlerin ismini dahi anmamıştır. Oysa Türkmenlerin Irak’a yerleşmesi M.S. 694 yılına dayanır...
Son Osmanlı Mebusan Meclisinin Şubat 1920’de neşrettiği “Misak-ı Millî”nin birinci maddesinde Musul ve Kerkük’ün Türk sınırları içinde yer aldığı görülmektedir.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.