Türkiye-ABD münasebetleri

A -
A +
Türkiye ile ABD stratejik ortak ve NATO üyesi görünümünde ise de aslında Türkiye’nin en büyük düşmanıdır. Adnan Menderes iktidar oluncaya kadar Millî İstihbarat Teşkilatımız CIA’nin vesayeti altında idi. Ve çalışanların maaşlarını CIA ödüyordu. Menderes bu duruma son verdi. Aynı zamanda Türkiye’nin sanayi ülkesi olmasının yolunu açtı. ABD tehdit etti. Türkiye tarım ülkesi olarak kalsın dedi. Dinlemedi. Önce montaj ile sanayi başladı. Rusya ile temasa geçti randevu talep eti. Bağdat Paktı'nın mimarı oldu. Suriye her konuda Anadolu’nun tabii ve manevi uzantısıdır dedi. ABD CIA ajanları ile İstanbul Üniversitesini karıştırdı. O tarihte Anadolu sanayicileri yoktu. Faiz lobisi, Boğaziçi dükalığı üretimi azalttılar ve bir darlık meydana getirdiler. CHP yerli ve millî aydınları yanlarına alarak Menderes devrildi ve idam edildi.
Emekli edilen binlerce üst rütbeli subayın emekli ikramiyesini ABD ödedi. Türkiye’nin en değerli Maliye Bakanlarından Adnan Kahveci “Bizim gerçek bir bağımsız olmamız için; ABD ve IMF’den kurtulmamız lazım” dedi. Ve iki gün sonra mahiyeti hâlâ meçhul bir trafik kazası ile öldürüldü. Çantası ve bilgisayarı bir türlü bulunamadı.
Vaktiyle Saadet Partisi Gaziantep Milletvekili Bedri İncetahtacı “ABD bu ülkenin önündeki en büyük engeldir. İstediğini başbakan istediğini cumhurbaşkanı yapar” demiş idi. Ve 5 gün sonra Gaziantep’e giderken trafik kazasında öldürüldü. Turgut Özal Orta Asya Türk Cumhuriyetleri ile siyasi, ekonomik ve kültürel temaslar yaptı. Ve “Musul ve Kerkük bizimdir. Er geç alacağız” dedi. Genelkurmay Başkanı ve Millî Savunma Bakanı istifa etti. Daha sonra Özal Karadeniz ülkeleri Ekonomik İşbirliğinin mimarı oldu. 10 gün sonra zehirlenerek öldürüldü.
Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Eşref Bitlis “ABD’nin İncirlik’ten kalkan uçakları PKK’ya yardım ediyor” dedi. 4 gün sonra -60 dereceye kadar dayanıklı uçak Siirt’e giderken düşürüldü. Buzlanma dendi. İstanbul Teknik Üniversitesi buzlanmayı kabul etmedi. Denizli Valisi Recep Yazıcıoğlu Denizli’de bir karar çıkardı. Bundan sonra kafe, AVM ve benzeri yerlerde İngilizce kelimeler kullanılmayacak yasağını koydu. 7 gün sonra Ankara’ya giderken trafik kazasında öldürüldü. TBMM 4 Mart tezkeresinde ret oyu verdi. 3 gün sonra İstanbul’un göbeğinde bombalar patladı. Erbakan-Çiller iktidarı maliyede havuz modelini yaptı. Faiz lobisinin musluklarını kapattı. 8 İslam ülkesi ile “D-8 Ekonomik İşbirliği Teşkilatı"nı kurdu. Hâlen kâğıt üzerindedir. Ama o tarihte faal idi. İslam Ortak Pazarının temeli idi. Akabinde 28 Şubat’ta postmodern bir darbe yapıldı.
Paralel Yapı da bunlara dahil idi. Fetullah Gülen Zaman gazetesine şu emri vermiş idi. Zaman gazetesinin sadece bir misyonu var. Erbakan iktidarını yıpratmak ve yıkmaktır. Darbe ile bankalar yağma edildi. Son derece büyük ekonomik kriz oldu. Faiz lobisi milyarlarca dolar kazandı. Devlete gelince, kaybı ile 5 nükleer santral ve irili ufaklı 28 baraj yapılabilirdi. 2002’den sonra AK Parti iktidarına ve Erdoğan’a karşı içeride ve dışarıda düşmanlık zirveye yükseldi. 2002-2017 dönemi ayrı bir yazım olur. İnşallah… Yalnız Türkiye’de değil; İslam ülkelerinde bir siyasi lider kendi ülke menfaatini ön plana alırsa "diktatör" ilan edilir. Türkiye, Malezya, Libya ve Irak sadece bu ülkelerden birkaçıdır...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.