Haçlı Seferleri devam ediyor!..

Paterson Smith’in “Halkçı Mesih’in Hayatı” isimli kitabında şu bölüm önemlidir:

“Haçlı Seferleri tarih boyunca hezimet ile sonuçlanmıştır. Fakat her defasında öncekinden daha kuvvetli ve daha tahripkâr bir şekilde zuhur etmiştir. İngiltere Sekizinci Haçlı Seferinde başarıya ulaşmıştır. Allenby’in Birinci Dünya Savaşında Kudüs’e yaptığı sefer, Son Haçlı Seferi olmuştur...”

Merkezi New York’ta bulunan ve Siyonizmin yan kuruluşu olan “Dünya Milletlerini Tanıma Enstitüsü”nün 1988 Genel Kurulunda alınan kararlardan biri şudur:

“Başta Türkiye olmak üzere, İslam ülkelerinde sağlam aile yapısının yıkılması, hayâ gibi İslami değerlerin medya yoluyla dejenere edilmesi..."

İslam ülkelerinde cuma namazında hutbede mealen “Allah indinde din İslamdır” söylenir. Hıristiyan kiliselerinde ayinlerde şu slogan söylenir: “Haç'ın girdiği yere bir daha Hilal girmez.” Bosna Hersek’te yüzbinlerce Müslümanın katli, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin hukuki, fiili ve siyasi varlığı sona erdirmek için 1974’ten bu yana Kıbrıs’ı birleştirmek isterken İslam ülkelerini bölüyorlar. (Sudan’ı böldüler. Endonezya’da Timor Adasında Hıristiyan devlet kurdular. Önümüzdeki günlerde yapılacak referandumda dahi 'Hayır' çıkmasını isteyenler Türkiye’yi bölme peşindedir. İnancı, siyasi görüşü, etnik kökeni, ekonomik durumu ne olursa olsun ülkenin yanında olmalıdır. ABD, AB, Rusya, İran, faiz lobisi, küresel sermaye, FETÖ, PKK hepsinin karargâhı huzursuzdur. 'Evet' çıkması onları hüsrana uğratır.

Tanzimat'tan bu yana Osmanlının ve onun vârisi Türkiye’nin en büyük talihsizliği Batı’nın gerçek yüzünün teşhisinde yanılmasıdır. Dışarıdaki ve içerideki bazı şer güçler böyle istiyor. Batı’nın gerçek yüzünü anlatanlardan 2001 yılında Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kamil Turan’ın Türk Metal Dergisinde 2001 yılında çıkan “Endülüs’ün Haçlı Seferi” başlıklı yazısının giriş kısmında şu ifadeler yer alır:

“Kendisini medeniyetin temsilcisi insan haklarının yılmaz savunucusu olarak dünya milletlerine kabul ettirmeye çalışan, medeniyet tarihinin Avrupa’da başlayıp Avrupa’da geliştiğine inanan Avrupa aslında yüzyıllardır siyasi ihtirası, şeytani düşüncesinin yönetimi altındadır. Bu düşüncenin kaynağı Roma putperestliği, Viking yağmacılığı, Vandal barbarlığı, Cermen hoyratlığı ve Yunan hilekârlığıdır. Hiçbir tarihî olay Avrupa’nın düşüncesini biçimleyen bu ilkel kaynakların meydana getirdiği olumsuzlukları etkileyemediği gibi Hıristiyan gibi başlangıçta hak bir dini bile putperest geleneklerinin istilası altında tamamıyla değiştirilmiş ve Hıristiyanlık dini uydurma bir ruhban sınıfın çıkarlarına alet edilmiştir. Onbirinci yüzyıl sonlarından itibaren hırsız, katil, soygun, şarlatan ve bütün işe yaramaz pisliklerini Haçlı Seferleri ismi altında İslam Dünyasına saldırdı. İşgal, soykırım, yangın ve katliamlarını, dini perde arkasında organize edenler bu haçlı zihniyetinin temsilcileridir. Şeytani bir niteliği olan Haçlı Avrupa, ilkesiz kuralsız ve ahlaksızdır. Bazen şövalye, bazen turist, bazen asker, bazen de sömürgeci ve yahut yatırımcı kılığındadır. Ve Rusya’da komünist, Fransa’da kapitalist, İngiltere’de emperyalist, İtalya’da faşist, İsviçre’de Kalvinist, Almanya’da nasyonal sosyalist, İspanya’da Franksist, Vatikan’da tefecidir. Irkçı olduğu için dünya din ve medeniyet mensuplarını küçük görür. Çalmak, soygun yapmak ve sömürmek boynunda taşıdığı Haç’ın gerekleridir...”