Nerede ve kimlerle berabersin?

İsrail’de Netanyahu Ezan-ı şerifin okunmasını yasaklamıştır. Bu aslında Allahü tealaya savaş açmaktır. Ve İsrail’in yok olmasının zeminini hazırlamıştır. Her kim bu konuda İsrail’i desteklerse, Allahü tealaya savaş açan İsrail’le aynı saftadır. Hıristiyan Batı potasında erimiş olup yerli ve millî olmayan sözde aydınların kıymetini bilmediğini asrın siyasi dehası Sultan Abdülhamid Han, Osmanlının bir meselesinde başta İngiltere, Fransa ve Rusya övüyor ya da destek oluyorsa o meselenin aleyhine olduğuna karar verirdi.

16 Nisan referandumunda “evet” diyenler gibi “hayır” diyenler ve kararsız olanlar da vardır. Hayır diyen cephede vesayet rejimini savunan CHP, oligarşik bürokratlar, 1993-2003 arasında her yıl Türkiye bütçesinin dörtte üçünü faiz olarak alan faiz lobisi, PKK, PYD, YPG, DEAŞ, DHKP-C, HDP, başta Almanya olmak üzere ABD, Avrupa Birliği, Suriye ve Türkiye’nin bütün düşmanları vardır. Bunların Türkiye’nin hayrını istediği asla düşünülemez.

Geçmişte İran’da Musaddık iktidar olunca İran petrollerini millîleştirdi. İngilizleri kovdu. İngilizler ABD’den askerî müdahale talep etti. ABD "müdahale edersem, Rusya da müdahale eder" diyerek reddetti. Ama Yahudi asıllı ve 3 defa seçilen ABD Başkanı Roosevelt’in torunu CIA elemanı olarak spor salonlarında İranlı hain gençlere dövüş talimleri yaptırdı. Ve bazı İranlı subay ve generallerle bir cunta darbe yaptı... Bir sabah Musaddık’ı evinden aldılar. Musaddık "suçum İngilizleri ülkemden kovmak mı?" dedi. Ve Yurt dışına kaçan İran Şahı Rıza Pehlevi İran’a döndü. Böylece Batı’nın sömürüsü devam etti. Şah kanser idi. "Son kullanma tarihi" dolmuştu! ABD fırsat kolluyordu. Şah Rıza, Rusya ve bazı ülkelerle İran’da 7 nükleer santral için görüşmeler yaptı. Ama bir anlık dalgınlıkla nükleer silahdan bahsetti. Ertesi gün yanlış anlaşıldım. Nükleer başlık niyetimiz yok dese de İsrail bunu yutmadı! İsrail, Şah’ın devrilmesini sömürgesi olan ABD’ye havale etti. CIA Paris’te sürgünde olan Humeyni ile irtibata geçti. Yahudi ağırlıklı küresel medya Humeyni lehinde Şah aleyhinde kampanya başlattı. ABD Humeyni’yi kullandı. İran’daki sosyalistlerle Humeyni için iş birliği yaptı. Tahran’ın kapalı çarşısında Humeyni’nin mesajları okundu ve Şah’ın devrilmesi için zemin hazırlandı. Humeyni özel bir uçakla 20 CIA ajanı koruması eşliğinde Tarhan’a geldi. ABD Şah’ı ülkesine kabul etmedi. Mısır’a gitti ve kısa süre sonra öldü...

Humeyni’yi ABD kullandı. İran ordusunun subay ve generalleri ve bürokratları ve halktan da her gün yüzlerce kişi idam edildi. Sadece Türkiye’ye, 2 milyona yakın İranlı mülteci olarak sığındı... 

Humeyni’nin ismi bile bilinmezken Şah Rıza için tenkit ihtiva eden yazılar yazmıştım. Humeyni Paris’te siyaset sahnesine çıktığında çok sevdiğim ve 1948 yılında Bursa Işıklar Lisesinde kimya hocam olan Rahmetli Hüseyin Hilmi Işık (Kuddise sirruh) beni aramış, ulaşamayınca rahmetli Mahmut Genç Ağabeye şu ikazı yapmış:

Bundan sonra (o tarihte Humeyni Paris’te idi) İran Şahı aleyhine yazılacak bir makale şöyle dursun; bir cümle hatta kelime bile asla yazmasın. Şah’ın aleyhinde olmak Humeyni ile aynı safta olmaktır. Humeyni Eshab-ı kiramın (rıdvanullahi aleyhim ecmain) ve Peygamberlerden sonra insanların en üstünü olan Hazreti Ebu Bekir (radıyallahü anh), Hazreti Ömer (radıyallahü anh) ve Hazreti Osman'a (radıyallahü anh) son derece ağır hakaret eder paçavraları ile...

Allahü teala hepimizi bu felaketten korusun. Dört büyük halifenin ve Eshab-ı kiramın (rıdvanullahi aleyhim ecmain) şefaatine kavuştursun. (Amin)

Ülkede demokrasi vardır. Herkes oyunu dilediği gibi kullanır. Asla baskı yapılamaz. Evet diyen de hayır diyen de vatandaşımızdır. Oyunu kullanırken durum muhasebesi yapın. Bazı okuyucularım benim oyumu soruyor. Bir oyum var. O da 'Evet’tir. Varsayalım 1000 oyum olsaydı, yine değişmezdi...