Hıristiyan Batı’nın Türkiye düşmanlığı

A -
A +
Gayb Allahü tealaya aittir. Elbette gaybı bilemem. Tahmin ise caizdir. Türkiye Hıristiyan Batı’nın zulmü ile terbiye ediliyor. Allahü tealanın zulüm sıfatı yoktur. Ama İslamiyetten uzaklaşanlara zalimlerle terbiye eder. İslamiyetin ve Osmanlının ve onun vârisi Türkiye’nin amansız düşmanı Batı’yı taklit etmek için 1000 yıllık Türk-İslam medeniyeti yıkıldı. Yapılan hataları sayarsak kitap yazmak gerekir.
Hıristiyan Batının ve onun Türkiye’deki uzantılarının vesayeti altında idik. 2008 yılından sonra Batı’ya “hayır” diyen Türkiye olduk. Bu duruma Hıristiyan Batı çıldırdı. Son hadiseler dünya siyasi tarihinde rastlanmayan işler olmaktadır. Konsolosluk Türk toprağı sayılır. (Savaş esnasında bile bu geçerlidir) Türkiye’nin diplomatik pasaportuna sahip bir bakanını konsolosluğa sokulmuyor ve bir nevi gözaltına alınması hukuku ve insan haklarını hiçe saymaktır.
Hollanda’da yakında seçim var. Aşırı sağcı (ırkçı) Özgürlük Partisinin seçimi kazanma ihtimali var. Mevcut iktidar Türkiye ve İslam düşmanlığı ile Özgürlük Partisine gidecek oyları kazanmak istiyor. Özgürlük Partisinin lideri Geert Wilders Müslümanlara karşı nefret söyleminde bulunduğu gerekçesiyle yargılandığı davada suçlu bulundu. Ancak kendisine ceza verilmedi. Bu azılı İslam düşmanı açıkça iktidar olunca Hollanda’da camileri kapatacağını ve Kur’an-ı kerimin öğretilmesini yasaklayacağını söyledi. Bu ise aslında Allahü tealaya savaştır. Almanya başta olmak üzere Türkiye’ye saldırı bir sel hâlindedir. Hollanda bu selde bir damladır. ABD’ye gelince İslamiyet ve Türkiye düşmanlığının asıl kaynağıdır.
Zamanımızın “Lawrence”leri olan Graham Fuller ve Henry Barkey’in yazdığı ve eski Ankara ABD Büyükelçisi Morton Abramowitz’in de önsözü olan 1998’de neşredilen “Türkiye’nin Kürt Meselesi” adlı kitabının özeti şöyledir:
“Meselemiz Müslümanlarla değil İslamiyetledir. İslamın en güçlü, en mukavim, en cengaver ve haklı temsilcisi Türkiye’nin kendisi iledir. Dolayısıyla Türk milletini zayıflatmalı bölmeli hatta yok etmelidir. Eğer Türk milleti çökertilirse İslam da çökecektir...”
İslamiyet Allahü tealanın dinidir ve kıyamete kadar devam edecektir. Gaybı bilemem ama yakın gelecekte Hollanda’da Müslümanlar çoğunlukta Hıristiyanlar azınlıkta olacaktır. Celal Bayar “Ben de yazdım” adlı hatıratında “Biz İslamın cihad mefkûresine karşılık (Yurtta sulh, cihanda sulh) ilkesini kabul ettik” demektedir. Yurtta sulh cihanda sulh slogandan ibaret kalmıştır. Yurtta sulh için devlet millet bütünlüğü gerekir. AK Parti iktidarına kadar devlet ile millet arasında uçurum vardı. Devlet batıda halk millî ve manevi değerlerde ısrar ediyordu. Son günlerde devlet ile millet barışınca emperyalist güçler ve Türkiye’deki uzantıları çıldırdı. Unutmayalım İnönü Karabekir’e Batı'nın desteği için Bulgarlar gibi Hıristiyan olalım dedi. Ayrıca cumhuriyetin kuruluşundan bu yana Türkiye’yi laik, dinci, sağcı, solcu, ilerici, gerici, ASALA, PKK, DHKP-C, DEAŞ ve en son FETÖ ile iç huzuru ve 27 Mayıs 1960, 12 Eylül 1980, 28 Şubat darbeleri ve diğer 12 Mart, AK Partinin kapatılması, ekonomik krizlerle rahat bırakmadı. 'Yurtta sulh' hayal oldu. 'Cihanda sulh'a gelince bunun olması için Osmanlının dünyanın en güçlü devleti gibi güçlü olmamız gerekiyordu. AK Parti iktidarı ile gelişmeler olunca Hıristiyan Batı'nın bir numaralı düşmanı olduk. Çünkü güçlü Türkiye en azından Orta Doğu, Balkanlar gibi bazı yerlerde savaşları önler. ABD, AB, Rusya ve diğerleri barış değil savaş istiyorlar. Silahları terör; haçlı ordusu ise terör örgütleridir. Türkiye bu hain emellerine mani olur diye güçlenmesini istemiyorlar.
Batı, ABD ve Almanya liderliğinde neden 'evet'e karşı? Evet ile siyasi istikrarsızlık ve buna bağlı ekonomik istikrarsızlık bitecek. Koalisyon, darbeler, bürokratların ülkenin gelişmesini önlemesi sona erecek. Hayırcılar hâlen uyanamadılarsa söylenecek söz yok!
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.