İslamofobi durumu

İslamofobi çok yönlü kullanılmaktadır. Cehalet ön yargılardan beslenir. İslamiyetten korku böyle bir durumdur. Bu cehaleti besleyen emperyalist güçlerin istihbarat servislerinden başkası değildir. İslamiyeti gerçeğinin dışında ön yargılara sebep olacak şekilde gösterme çabası…

İslam düşmanlığı, bazılarında psikolojik hastalık hâlini almıştır. ABD ve Avrupa’da her geçen gün çığ gibi artan yeni ırkçılığın sembolü ve bazıları için de İslamiyeti ve Müslümanları yok etme arzusudur. Ama yok etme arzusu başka fobi başkadır...

Müslüman ülkelerin coğrafyasında haddi aşan olumsuz gelişmeler oluyor. Başta ABD olmak üzere Rusya, Avrupa Birliği, İsrail, İran ve çeşitli Türkiye düşmanları; Türkiye’nin Orta Doğu’da etkili olmaması için geçmişte gizli şu anda ise açıkça oyunlar tezgâhlıyor. Suriye’nin kuzeyinde Türkiye sınırında Türkiye ile Arap ülkeleri arasında bir set kurulması için birbirine düşman ülkeler ABD, AB ve Rusya omuz omuza aynı cephede ittifak hâlindedir. Orta Doğu’da Kanada’dan Yeni Zelanda’ya kadar 104 ülkeden 40 bin terörist vardır. Ve bunların görüşü Suriye ve Orta Doğu’ya herkes karışabilir. Ama Türkiye asla.

Geçmişte ülkemizde "Çekiç Güç" denilen bir bela PKK’yı silah, malzeme ve gıda ile besledi. Orgeneral Eşref Bitlis bu durumu bir rapor ile iktidara bildirdi. Ve ABD işi Türk Silahlı Kuvvetlerinin içindeki FETÖ mensuplarına havale etti. Neticede Eşref Bitlis Paşa bir uçak kazası ile şehit edildi. Şu anda ABD PKK’yı PYD ve YPG vasıtasıyla silahlandırıyor. ABD çok sayıda helikopter ve en son 43 tır silahı, YPG’ye teslim etti. Bu mühimmata uçaksavar füzeleri dâhildir. DEAŞ’ın uçağı yoktur. Bu silahların önemli kısmı PKK’ya devredildiği raporlarla sabittir.

ABD dünya hâkimiyeti hedefinden asla vazgeçmiş değildir. Ve bu hedefin önünde 57 İslam ülkesi ve 101 ülkede yaşayan  Müslümanlar vardır. Bunların esareti, sömürülmesi ve vesayet altına alınmasına en büyük engel Türkiye’dir. Türkiye’yi CIA ve Vatikan’ın emrindeki FETÖ ile istila ve iç savaşa sürükleme teşebbüsü Allahü tealanın yardımı ve iman nimeti ile şereflenen Türk halkının (siyasi görüşü ve inancı ne olursa olsun) kararlı duruşu sayesinde bertaraf edilmiştir. Dünya tarihinde ilk defa silahsız ordu silahlı orduyu hezimete uğrattı!..

ABD liderliğinde Hıristiyan Batı Türkiye’deki “Hayır” cephesinin en az 10 misli faaliyet gösteriyor. Elbette “Hayır” Türkiye’nin aleyhine olduğu için destek oluyorlar. Neden 'Evet’e karşılar. 'Evet' ile Türkiye’de siyasi istikrarsızlık tarihin sayfaları arasında kalacak. Siyasi istikrar ekonomik istikrarın temeli, ekonomik istikrar ise ekonomik gelişmenin temelidir. Türkiye tek parti iktidarlarında 1950 sonrasında daima gelişmiş koalisyon iktidarlarda ekonomi çökmüştür. Ve her darbe Türkiye’yi en az 25 yıl ekonomi, siyasi ve sosyal olarak geriye götürmüştür. Batı’nın endişesi budur. Yani 'Evet' ile istikrarsızlık, koalisyon, iktidar pazarlıkları, krizler sona erecek. Güçlü bir Türkiye’nin yolu açılacaktır. Güçlü bir Türkiye olunca Orta Doğu ve İslam coğrafyasında istedikleri gibi at oynatamayacaklardır. 1917’de kalem ile İslam ülkelerinin sınırlarını çizenlerin 2017 sonrasında o kalem ellerinde kırılacaktır.

Son kamuoyu araştırmasında yüzde 45 civarında 'Hayır' cephesi vardır. Acaba -istisnalar hariç- bunların kalp gözleri de mi kördür! Bu ülkede yaşayıp da neye 'Hayır' dediklerini gerçekten anlamıyorlar mı?

Altını çizerek söylüyorum, referandum ne AK Parti’nin ne de Erdoğan’ın meselesi değildir. Türkiye’nin geleceğinin millî olma, vesayet zincirini kırma meselesidir...