Batı’yı hâlen tanımadınız mı?

A -
A +
1815 Viyana Kongresinde alınan kararlardan bir tanesi: Türklerin Avrupa’dan, Balkanlar’dan Ege ve Akdeniz’den atılması ve Avrupa’nın Hıristiyanlaştırılması kararıdır. Ve bu karar 1815’ten beri iptal edilmemiştir. Alınan kararlar arasında Türkleri geldikleri yere (Türkistan’a) sürmek salgın hastalıklarla yok etmek, nüfus artışını önlemek de vardır...
Viyana Kongresi'nin toplandığı tarihte Osmanlının sınırları (Afrika kıtasında Fas’tan başlayarak Tunus, Cezayir, Libya ve Mısır’ı, Orta Doğu’da baştan sona Arabistan Yarımadası, bugünkü Suudi Arabistan ve Kuzey Güney Yemen ile bütün Orta Doğu toprakları, bugünkü Filistin ve İsrail, Ürdün, Irak, Suriye, Lübnan, İran’ın batı bölgesi ve Basra Körfezi, Balkanlar’da ise Avusturya sınırına kadar olan bölgeler, Anadolu, Kıbrıs, Girit, Oniki Adalar ve bir yığın Ege ve Akdeniz adaları.
Avrupa’da sanayileşme devri başlayınca Avrupalı sömürgeci devletler ham madde kaynaklarını ele geçirmek için sömürgeciliğe başladı. Avrupa devletleri sömürü ve işgal planlarına kendi aralarında “Şark Meselesi” dediler. Peki Şark Meselesi nedir? Türklerin elindeki toprakların Avrupa ülkeleri tarafından paylaşılma meselesidir. Şark Meselesi bugün de devam etmektedir. Milletlerin tarihî mücadelesinin tarihidir. Başta Almanya olmak üzere Avrupalı ülkelerin sloganı şöyle idi: DRANG NACH OSTEN “Doğu’ya hücum”...
Doğu’ya hücum askerî, ekonomik, kültürel, psikolojik, siyasi ve diğer konularda oluyordu. Doğu’ya hücum yabancıların Osmanlı ülkelerinde açtıkları okullar ve misyoner faaliyetleri ile hız kazandı. Misyonerlerin idaresindeki yabancı okullarla "Millet-i Sadıka" olarak bilinen Ermeni ve Bulgarlar Türklere düşman edildi. 1900’lü yıllarda Osmanlı sınırları içinde tamamına yakını Osmanlının doğusunda olmak üzere 2 bin azınlık ve Avrupalı öğretmen ve on binlerce azınlık öğrenci Osmanlıyı yıkmak için yetiştirildi.
İngilizler Orta Doğu’da tarihî arkeolojik araştırma izni ile petrol aramaya başladılar. İngilizler Sultan Abdülhamid Han’a arkeolojik kazı çalışmalarında bulduk dedikleri bir kılıcı hediye ettiler. Sultan Kapalı Çarşı’ya gönderdi ve kılıcın eskitilmiş olduğu anlaşıldı. Osmanlının Irak’ı Bağdat ve Musul olarak ayırması maksatlı idi. Musul "Irak Türkü" idi. Bağdat Iraklı Arap idi. Irak’tan "Irakeyn" olarak söz edilir. Yani "İki Irak Türkü"... Coğrafi ve demografik olarak 36. Paralelin güneyine kadar 200 km Anadolu’nun devamıdır. (Sünni Türk ve Kürt) Mardin, Urfa, Antakya, Van ve Diyarbakır gibidir. Türkiye-Irak sınırı 331 km'dir. Bunun 150 km'si düz, gerisi dağlıktır.
Ankara Antlaşmasında İngilizler kasten sınırı dağların 'Talvek Hattı'ndan geçirdi. Bugünler için zemin hazırladılar.
16 Nisan’da referandumda 'Hayır' diyenler elbette hain değildir. Ancak inkârı mümkün olmayan gerçek hain ve düşmanlarla aynı saftadırlar. Suriye Anadolu’nun tabii bir parçasıdır...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.