ABD’nin Trump politikası

A -
A +
ABD’nin sözlerine asla güvenilmez. Suriye politikasında 3 defa görüş değiştirmiştir. Geçmişte Obama Kahire’de söylediğinin tam tersini yaptı. Demokrasiden bahsetti. Mısır’da darbeyi Suriye ile Irak’ta iç savaşı, Türkiye’de 15 Temmuz başta olmak üzere Gezi olayları, 17-25 Aralık yargıda darbe teşebbüslerini desteklemekle kalmadı onların organizasyonlarında başrolde ve "üst akıl" durumunda oldu. Trump’ın Riyad’da vaatleri de samimiyetten uzaktır. Şu anda Siyonizmin emrindeki ABD, terörle mücadele maskesi altında terörün gerçek kaynağıdır. ABD’nin düşünce kuruluşları ve hatta yetkililerin bazıları İslamiyete savaş açtıklarını açıkça itiraf ederler. Trump terörün farklı inançlar arasında değil iyi ile kötü arasında savaş olduğunu söylüyor. Ama konuşmasında “İslamcı aşırıcılık… Ve bunları ibadet yerlerinden ve toplumumuzdan kovun” sözleri terör ile İslamiyeti ve Müslümanları eş değerde gösteriyor... Demokrasiden bahseden ABD, başta Suriye olmak üzere Tunus, Libya, Irak ve İslam ülkelerinde demokrasi taleplerine sırtını çevirerek terörü ve dikta rejimlerini destekliyor. ABD çifte standartlıdır. Terörle mücadele çağrısı yaparken terör örgütü PYD ve onun vasıtasıyla PKK’yı silahlandırıyor. Ve FETÖ için kılını kıpırdatmıyor. ABD terör konusunda asla samimi ve dürüst değildir. Çifte standartlı yani münafıktır. Trump tüccar zihniyetli ve kaba birisidir. Obama nazik görünümlü pasif ama sinsi karakterli idi. Trump Riyad ziyaretinde Orta Doğu’da ABD’nin harcadığı paranın önemli kısmını Suudilerden aldı. 380 milyar dolar dile kolay ve bunun 120 milyar dolar ise silah satışı ile gerçekleşti. Tüccar Trump şimdi Almanya başta olmak üzere Avrupa Birliği ülkelerini sıkıştırıyor. ABD NATO masraflarını azaltıp bunu Avrupa ile telafi etmek istiyor. Trump iktidarı yalnız YPG değil dünyanın her köşesinde terör örgütleriyle iç içedir. DEAŞ, El-Kaide gibi terör örgütlerini kuran da ABD’dir. Sovyetler Birliğinin Afganistan’ı işgalinde El-Kaide’yi ABD kurdu, eğitti ve silahlandırdı. DEAŞ’ı da Obama ve S. Arabistan kurdu. (Trump’ın seçim öncesi itirafı) ABD’nin uşağı diktatörlerin ve dikta rejimlerin Müslümanlara yaptıkları zulümler ilk önce radikalizm ve takiben terör örgütünün kaynağı oluyor. İslam ülkelerinin tabanı Türkiye gibi demokratik bir sistem ve ülkenin servetlerinin sadece imtiyazlı bir sınıfın değil halkın tamamının olmasını istiyor. ABD ve emrindekiler buna müsaade etmiyor. Geniş halk tabakası yokluk, yoksulluk içinde kıvranırken, mutlu azınlık son derece zenginlik içinde yaşıyor. ABD ve emrindeki azınlık, ülkeyi sömürüyor. Trump’ın İran ile ilgili görüşleri doğru fakat eksiktir. İsrail’in zulmüne sesini çıkartmak şöyle dursun İsrail’in zulmüne destek veriyor. Çünkü İsrail’in zulmüne bir söz söylese Beyaz Saray’da Başkan olarak bir gün bile kalamaz. ABD halkı acınacak hâldedir. Kendi ülkesini idare etmekten acizdir. ABD’yi Yahudi, Rum ve Ermeniler idare ediyor. Zavallı Amerikalılar zillet içindedirler.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.