Kudüs onurumuz

A -
A +
Müslümanlar için en mukaddes mekânlar öncelik sırasına göre Mekke-i mükerreme, Medine-i münevvere ve Kudüs-ü şeriftir. Müslümanların ilk kıblesi Kudüs’teki Mescid-i Aksa idi. İsra mucizesinin ikinci durağı, Miraç mucizesinin ilk basamağı Kudüs’ün “Muallak kayası”dır. Allahü tealanın yeryüzünde şereflendirdiği ikinci beytidir. Hazreti Âdem aleyhisselam ilk ibadet yeri olarak Kabe-i şerifi inşa etti. 40 yıl sonra Mescid-i Aksa’yı inşa etti. Kudüs-ü şerif ilahı vahiy ile şereflenen mübarek ve mukaddes bir şehirdir. Hazreti Âdem aleyhisselamdan Hazreti İsa aleyhisselama kadar bazı peygamberlere bu mübarek şehirde ilah-i vahiy indi. Kâbe-i şerif gibi Mescid-i Aksa da belirli sınırlar dahilinde Allahü teala tarafından haram ilan edilmiştir. Allahü tealanın sevgili kulu, elçisi ve peygamberi Hazret-i Âdem aleyhisselam , Hazreti Davud aleyhisselam, Hazreti Süleyman aleyhisselam bu mübarek şehirde yaşamışlardır. Üç semavi dinin mensupları; Müslümanlar, Hıristiyanlar ve Musevilerin kutsal kabul ettiği bir beldedir. Hadis-i şerifte yaratılanların en üstünü, en şereflisi, güzeller güzeli Sevgili ve Şerefli Peygamber Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdular ki: “Oraya git ve içerisinde namaz kıl. Orada kılınan bir namaz başka bir yerde kılınan bin namaz hükmündedir.” (Meymune bint Haris radıyallahü anh) başka bir hadis-i şerifte mealen Hazreti Süleyman aleyhisselam’ın duasını Allahü teala kabul etmiş ve “İbadet maksadıyla Mescid-i Aksa’ya gelen herkesin günahlarının affedileceğini” müjdelemiştir. Müslümanların göz bebeği olan Kudüs-ü şerif, İslam medeniyetinin merkezi ve müminlere altın çağını yaşatmıştır. Osmanlı devrinde ise Kudüs-ü şerif huzur, güvenlik ve adalet içinde idi. Bugün zalim İsrail ordusunun sağlayamadığı huzur ve güveni Osmanlı zamanında bir manga asker sağlıyordu. Çünkü arkasında Osmanlı devleti ve adaleti vardı. İslam adaleti vardı. 401 yıl huzur, güven ve refah ile altın çağını yaşadı. Kutsal Kudüs Müslümanlar tarafından 637 yılında Hazreti Ömer (Radıyallahü anh)ın halifeliği devrinde fethedildi. Küdüs’ü Hazreti Ömer radıyallahü anh teslim aldı. Kudüs’e girerken devesinin yularını Hazreti Ömer tutuyordu. (Hizmetlisiyle sıra ile deveye biniyorlardı). Deve üzerinde hizmetçisi vardı. Kudüs’ün Hıristiyan patriği deve üzerindeki hizmetçiye secde edince; “Secde sadece Allahü tealaya yapılır. Hem halife ben değilim. Devenin yularını tutan Efendimizdir'' deyince patrik ağladı. Hazreti Ömer radıyallahü anh 'neden ağlıyorsun' deyince? Patrik “Bir gün Kudüs yine bizim olur diye hayal ediyordum. İslamiyetin halife ile köle arasındaki adalet çizgisini görünce umudumu kaybettim. Bunun için ağlıyorum'' dedi. Avrupa’ya tahsil için gönderilen Osmanlı gençlerini masonlar, Siyonistler ve diğerleri Batı potasında eriterek Osmanlıya, hanedana, İslamiyete düşman hâle getirdiler. (Çok azı hariç) Tanzimat Fermanı aslında Osmanlının yıkılış fermanıdır. Tanzimat, İttihat ve Terakki, CHP ve CHP zihniyetindeki millî ve yerli olmayan aydınlar 1000 yıllık Türk İslam medeniyetini yıktılar. 200 yıldan fazladır bütün Müslümanların üzerine çöken bir yığın felaketin gerçek sorumlusu bizi bizden yani millî manevi ve bilhassa İslamiyetten uzaklaştıranlardır. Osmanlı bütün Müslümanların muhafızı idi. Osmanlı gitti Orta Doğu, Balkanlar, Kafkasya, Kuzey Afrika ve Anadolu’da huzur bitti...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.