İsmet Paşa şiir yazmalıydı!

A -
A +

Geçtiğimiz gün baskıdan yeni çıkmış bir kitap geldi…

Sevgili Ağabeyim Mehmet Nuri Yardım göndermiş. “Edebiyatımızın Güler Yüzü” adındaki bu kitabın yeni baskısı yapılmış ve içerik zenginleştirilmiş.  Aslında yazarın “Tarihimizin Güler Yüzü” adlı bir kitabı da var…

Mehmet Nuri Yardım, nezaketiyle, vefasıyla ve diğerkâmlığıyla tanınan, bilenen geçmişte de gazetemizde uzun yıllar çalışmış bir yazar. Her mekânda ve fırsatta merhum Enver Abinin kültüre, sanata, edebiyata verdiği ehemmiyetin altını çizen, geçmişteki hizmetlerini hayırla yâd eden edebiyatımızın önemli duayenlerinden birisi.

“Edebiyatımızın Güler Yüzü" kitabında geçmişte yaşayan ünlü edebiyatçıların tebessüm ettiren anekdotları yer alıyor. Kitabı okurken hem geçmişe gülümseten bir yolculuğa çıkıyor hem de geçmişe damgasını vurmuş anlı şanlı yazarların, şairlerin hadiseler karşısında zekice ifade edilmiş mizah dolu yorumlarıyla derin düşüncelere dalıyorsunuz.

Edebiyatımızın Güler Yüzü’nün özellikle gençler için ufuk açıcı bir kitap olduğunu söyleyebilirim zira günümüz gençliğinin edebiyata olan ilgisi iyice azalmış durumda. Kültür ve Edebiyatta çok ciddi bir fetret döneminden geçiyoruz. Gazete, televizyon ve internette ne yazık ki edebiyat ve kültür kendisine yer bulamıyor…

Mehmet Nuri Yardım, bu eseriyle büyük bir boşluğu da doldurmuş. Edebiyatın düşündüren taraflarıyla çok ciddi bildiğimiz şair ve yazarların nüktedan kişiliklerini buluşturup öne çıkarmış…

İşte sizler için derlediğim bazı anekdotlar…

“İsmet Paşa’nın kötü idaresine çok kızan Yahya Kemal Beyatlı bir gün:

-Bu iş yanlış oldu. Ben devleti yönetmeliydim, İsmet Paşa da şiir yazmalıydı!”

Yahya Kemal böyle söylemiş ama, bir asker olan ve bunun dışındaki hususlarda yeteneksizliğini ispatlayan İsmet Paşa gerçekten de iyi şiir yazabilir miydi emin değilim!

Yahya Kemal’den devam edelim.

“Yüzsüz ve patavatsız bir adam, bir gün Mehmet Akif ile Yahya Kemal’i sohbet ederken buldu. Beyatlı, Akif’e hararetle bir şeyler anlatıyordu. Pata küte lafa karıştı ve Yahya Kemal’e takılmak istedi:

-Üstat, yine ne yalanlar atıyorsun bakalım, dedi.

Mehmet Akif bu densizliğe bozulmuş, yüzü kızarmıştı. Fakat Yahya Kemal bozuntuya vermeden adama cevap verdi:

-Üstat Akif’e seni methediyordum!”

Kitapta merhum Seyyid Ahmet Arvasi’den de iki anekdot var. 

“Diyalektiğimiz ve Estetiğimiz kitabının yazarı Seyyid Ahmet Arvasi'ye bir öğrencisi,

-Hocam, 'insan maymunun gelişmiş şeklidir' diyorlar. Siz ne dersiniz, diye sorar. Cevap bir mantık silsilesi içinde güçlü bir imanın tezahürüdür:

-O mantığa göre, çınar ağacı da maydanozun gelişmiş şeklidir!”

“Sosyolog ve mütefekkir Seyyid Ahmet Arvasi,

-Kemal Tahir’in Devlet Ana romanı hakkında ne düşünüyorsunuz diye soran genç meraklıya şu cevabı verir:

-Tarih, bir gün hepsinin hakkını teslim eder. Bizde devlet 'ana' olmaz; babadır. Vatan da 'baba' olmaz çünkü o 'ana'dır!.."

“Değerli kültür adamı yazar Dursun Gürlek, bir gün Nakışlar Yayınevi’nin sahibi rahmetli şair H. Cengiz Alpay’ın Cağaloğlu’ndaki küçük bodrum dükkânına girer ve Şevket Süreyya Aydemir’in bir kitabını sorar:

-İhtilal'in Mantığı var mı?

Cengiz Alpay, babacan tavrıyla cevap verirken yazarın başka bir kitabının bulunduğunu haber verir:

-İhtilal'in Mantığı yok ama Menderes’in Dramı var!”

Ve son…

“Kötülükleriyle bilinen Halet Efendi’nin idam edildiğini duyanlar büyük bir sevinç duyarlar. Bunun üzerine zamanın şairlerinden biri, onu şu beyitle hicveder:

Ne kendi eyledi rahat ne halka verdi huzur,

Yıkıldı gitti cihandan, dayansın ehl-i kubûr!”

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.