15 Temmuz’u dışarıya anlatma görevi

A -
A +
15 Temmuz’un sene-i devriyesine iki haftalık bir zaman var. Hem yurt içi hem yurt dışında çeşitli etkinlikler, anma programları, panel ve sempozyumlarla bu hain darbe ve işgal girişimi çeşitli açılardan ele alınıyor.
Bu bakımdan yurt içinde, toplumun darbeye ve darbeci FETÖ’cülere yönelik hafızasının canlı tutulması önemli.
O gece, darbeci FETÖ’cülerle kahramanca savaşırken şehit olan 249 insanımızın aziz hatırasının yaşatılması ve onların ailelerine sahip çıkılması hepimizin ortak vazifesi.
Yine o gece tanklara, uçaklara ve silahlara karşı direnirken kahramanca yaralanan gazilere sahip çıkmak üzerimizde birer borç.
Ancak 15 Temmuz’un dünyaya eksiksiz ve doğru şekilde anlatılması içerideki anlatımdan daha da önemli.
Çünkü o gece bu ülkede yaşayan bizler, zaten darbeyi ve darbe sonrası süreci bizzat yaşayarak deneyimledik.
Darbeden önce FETÖ’nün nasıl bir örgüt olduğunu toplumun büyük çoğunluğu öğrenmişti.
Darbeyle birlikte, dinî yapılanma adı altında örgütlenen bir yapının nasıl eli kanlı bir katil sürüsüne dönüştüğüne bizzat şahit olduk.
Bu açılardan bakıldığında bizim bildiklerimizi dünyanın bilmemesi normal.
***
15 Temmuz darbe girişimini tüm yönleriyle dünyaya anlatmak, bu ülkeyi seven her yurttaşın görevidir. Sadece devletin, mevcut iktidarın, iktidar partisinin ya da iktidara yakın medya ve sivil toplum örgütlerinin görevi değildir.
Bu görev, ana muhalefet partisi başta olmak üzere tüm siyasi partilere, mevcut iktidara muhalif, medya kurum ve kuruluşlarına da düşmektedir.
Çünkü darbe gecesi bu ülkeyi işgal etmeye kalkışanlar, insanların üzerine bomba yağdırırken, Meclis’i bombalarken ve sokaklarda insanlara acımasızca kurşun sıkarken hepimizi hedef aldı. Hepsinin ötesinde Türkiye’nin bekasını hedef aldı.
Fakat maalesef darbeciler için adalet arayanlar, 249 şehidin, binlerce yaralının ve FETÖ’nün yıllardır mağdur ettiği on binlerin hakkını aynı hevesle gündeme getirmiyorlar.
Hatta dünyaya FETÖ ve darbeyi anlatmak bir yana, ülke içinde yürüttükleri siyasetle FETÖ’nün yurt dışında kara propaganda yapmasını kolaylaştırıyorlar. Onlara malzeme taşıyorlar. Kendilerini savunması için buradan can suyu gönderiyorlar.
Ana muhalefet partisi CHP’nin FETÖ’cülere yarayan her raporu, her söylemi, anında dünyanın çeşitli dillerine FETÖ’cüler tarafından çevriliyor.
FETÖ’cüler tarafından üretilen manipülasyonlar, maalesef içerideki iktidar mücadelesinde kullanılmak için bir aparata dönüştürülüyor. Kullanışlı hâle getiriliyor. Bunu da FETÖ alıp, kendini savunmak için dünyaya pazarlıyor.
İktidar partisi olarak AK Parti, FETÖ ile ülke içinde ve dışında amansız bir mücadele yürütüyor. MHP ve lideri Devlet Bahçeli, 15 Temmuz’dan itibaren FETÖ’nün gerçek yüzünü her platformda elinden geldiğince anlatıyor.
Ancak ana muhalefet partisi, bugüne kadar etkili bir şekilde ve bir kez olsun FETÖ’nün nasıl kanlı bir terör örgütü olduğunu çıkıp yüksek sesle haykırmadı.
Bu örgütün, şu an dünyada Türkiye’ye zarar vermek için yaptığı girişimlere karşı bir gün bile sesini yükseltmedi. Bu örgütü dünyaya anlatacak bir siyaset geliştirmedi.
FETÖ’yü koruyan, kollayan, onlara sahip çıkan ülkelere karşı bir kez olsun “siz ne yapıyorsunuz, bir terör örgütünü nasıl korursunuz” demedi.
Ana muhalefet partisi ve lideri, FETÖ’cülerin Türkiye’ye karşı yurt dışında nasıl zarar vermek için uğraştığını yeterince bilmiyorsa, NATO’da görev yapan ve şu an Avrupa’da sığınmacı olan subayların ne yaptıklarına bakması yeterli.
En son olarak söz konusu bu FETÖ’cü subaylar, “Vocal Europe” adlı, Avrupa Birliği ile de ilişkili olan haber ve yorum sitesine geniş bir röportaj verdi.
Bu röportajda, Türk ordusunun PKK ile yıllardır mücadelesini hangi bağlamda anlattıklarına bir bakmanız yeterli.
Ordunun kapasite ve gücüne yönelik nasıl bir algı oluşturmaya çalıştıklarını kendi gözlerinizle okuyunuz. Türk ordusunun Fırat Kalkanı operasyonunu nasıl itibarsızlaştırmaya çalıştıklarını görün.
Sonuç olarak bu ülkede yaşayan herkes, FETÖ ile mücadeleye millî bir mesele olarak bakmalıdır. İktidar mücadelesine, FETÖ ile mücadeleyi alet etmemelidir.
Bu örgütün gerçek yüzünü dünyaya anlatmak bir devlet politikasına dönüştürülmeli ve herkesin buna katkı vermesi sağlanmalıdır.
Üniversiteler başta olmak üzere, bu meseleyi farklı kurum ve kuruluşlar öncelik hâline getirerek anlatmalıdır.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.