Tüketirsen ödersin!

A -
A +
Gıda enflasyonu dur durak bilmiyor. Mutfak masrafı bütçeleri duman ediyor... Ülkede ihtiyaçtan daha az ürün mü yetişiyor, yoksa çok mu ihracat yapıyoruz? Herkes neden yandım diye bağırıyor? Her ürün mevsiminde güzeldir, ucuzdur, sağlıklıdır. Sebze ve meyveleri mevsiminde tüketmek gerekir. Ama biz tam tersini yapıyoruz. Kışın Lahana, yer alması, turp, pazı, kereviz, ıspanak, pırasa, brokoli, Brüksel lahanası, pancar, havuç, maydanoz, dereotu ve karnabahar yiyeceğimize; taze fasulye, dolmalık biber, sivri biber, patlıcan, salatalık, domates, enginar, kabak, semizotu, tüketiyoruz. Sonra da biz nerede yanlış yaptık diyoruz!..  Şimdi siz doğal olmayan şartlarda yetişen sebze ve meyveleri satın alırsanız tabii ki aşırı para harcarsınız. Bu ürünler, çabuk bozulmasın, raftaki ömrü uzun olsun diye erken toplanıp sandıklanıyor. Vitamin ve mineralleri de eksik oluyor. Naylon örtü ve benzeri kaplamaların altındaki seralarda, sıcak ortam sağlamak için yakılan kaloriferlerle, büyümesi için kullanılan hormonlarla, böceklerden korunmak için aşırı miktardaki tarım ilaçlarıyla yetiştirilen sebze ve meyvelerin kanser riskini yüzde 70 artırdığını biliyor musunuz? Hem kanser üreten, hem de çok pahalı olan bu meyve ve sebzeler yerine kışın yetişen ve vitamin, mineraller yönünden zengin olan sebze ve meyveleri tercih ediniz. Bu şekilde hem sağlıklı olursunuz hem hastalıktan korunursunuz, hem de aşırı harcama yapmaktan kurtulursunuz.  Bugün sofralara bakın. 4 mevsim aynı yiyecekleri tüketiyoruz. Sonra da çıkıp, "fiyat artışları dağları aştı, halk fakirleşiyor ne olacak hâlimiz?" diye yanıp yakınıyoruz...  Enflasyon yani fiyat artışı arz ve taleple belirlenir. Bir ürüne talep ne kadar artarsa fiyatı o kadar yükselir. Talep ne kadar azalırsa fiyatı o kadar düşer. Türk toplumu, çoluk-çocuk, ana-baba, dede-nine, bu hayata o kadar alıştı ki, bundan vazgeçmesi çok zor. Avrupalıya bakın, elmayı portakalı tane ile alıyor. Akşam yemeğinde sadece bir salata ile iktifa edebiliyor. Ya da hafif bir kızartma ya da mevsim sebzesi tüketiyor. Biz kilo ile alıyoruz, patlayıncaya kadar yiyoruz, obez oluyoruz, hareket etmiyoruz, sonra hastalıklarla uğraşıyoruz... Mevsimine uygun beslenme hem sağlık hem ekonomik kazanç hem de fakir fukaranın hakkını korumak demek. Geçen sene ekmek, un, bulgur, makarna fiyatları yüzde 10,9, et ve balık fiyatları yüzde 19,9 artarken meyve fiyatları yüzde 58,9, sebze fiyatları yüzde 52,9, yükselmiş. Büyük artış! Rakamların tavan yapmasına biz sebep olmuşuz. Yaz sebze ve meyvelerini kışın tüketmişiz sonuç ortada...
Ben çocukluğumda çok iyi bilirim kışın domates, patlıcan, fasulye, biber halk pazarlarında satılmazdı.Görüntülü boşalma için hatlarını arayın. Çünkü bulunamazdı. Sadece Taksim ve Nişantaşı gibi lüks semtlerdeki manavlarda turfanda olarak çok yüksek fiyata satılırdı. Bu ürünleri tezgâhlarda göremezdik. Mevsimine göre tüketim yapan halk da son derece sağlıklı bir hayat sürerdi. Sonra ne oldu? Baktılar ki talep var, seraları kurdular, kimyevi ilaçlarla güneş ışığı görmeden topraksız sebze ve meyveleri üretmeye başladılar. Talep arttıkça fiyatlar da arttı, ortaya bugünkü manzara çıktı...
Kimse üretici fiyatları artırıyor diye şikâyet etmesin, Bu sonuç bizim eserimiz. Bağırıp çağıracağımız yerde, alma, bak o zaman fiyatlar nasıl düşüyor. Bu arada kimse de aç açıkta değil. Maşallah torbalar erzakla doluyor, masalar donatılıyor, mideye indiriliyor. "Hem yerim, hem şikâyet ederim!" lafını bir kenara bırakın. Tüketirsen ödersin arkadaş!
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.