Merkezden nefes dövizden “pes”

A -
A +
Türk ekonomisi sağlam temeller üzerine oturdu. Merkez Bankası politika faizini %17’de sabit tuttu. Faiz arttırmamasına rağmen piyasa mutlu oldu. Çünkü gerektiğinde faiz artırımı yapacağını çok açık bir şekilde ifade etti. Karar sonrası yapılan açıklamada “Kurul, 2021 yıl sonu tahmini hedefini dikkate alarak, enflasyonda kalıcı düşüşe ve fiyat istikrarına işaret eden güçlü göstergeler oluşana kadar sıkı para politikası duruşunun kararlılıkla uzun bir müddet sürdürülmesi gerekmesi durumunda ilave parasal sıkılaşma yapılmasına karar verdi” denildi. Para politikasının söz verildiği gibi devam ettirileceğine piyasa ikna oldu... 
Merkez Bankası piyasanın güvenini kazanmakta son derece kararlı bir duruş sergiliyor. Kasım ayından önce yaşananları tekrarlayarak riske girmek istemiyor. Mükemmel bir iş çıkardılar, risklerin farkındalar. Bunun tekrarlanmayacağını garanti eden çok net mesaj vermeleri piyasada hemen kendini gösterdi. Kurlar gevşedi. Bu gelişme en çok reel kesimi mutlu ediyor, yatırım kararlarını artık güvenle alıyorlar. Dolar TL’nin kademeli olarak önce 7,20, ardından 7,00 TL’ye inme ihtimali güçlendi. İşte bu aşamada yerli yatırımcının tavrı büyük önem taşıyordu. Hâlâ dövizde kalmaya devam mı edecekler, yoksa TL’ye geçip banka faizi veya hisse senetlerine mi dönecekler. İkinci alternatifi tercih ettiklerini görüyoruz. Geçen hafta tam 1 milyar dolar bozdurarak “pes” dediler. Toplam döviz mevduatları 150 milyar 792 milyon dolardan 149 milyar 762 milyon dolara geriledi. Gelecek hafta açıklanacak reformlarla fon girişinde büyük artış yaşanacak. TL daha da güçlenecek  
Türkiye’nin gelecekteki performansı için büyük önem taşıyan tüketici güven endeksi, ocak ayında bir önceki aya göre %4,0 oranında arttı; aralık ayında 80,1 olan endeks, ocak ayında 83,3 oldu. Bu rakam son 8 yılın en yüksek seviyesi... Bu seviye 100 referans aralığı altında olsa da önceki aylara göre yükselme pozitif bir gelişme. Gelecek 12 aylık döneme ilişkin hanenin maddi durum beklentisi endeksi aralık ayında 78,9 iken, ocak ayında %6,3 oranında artarak 83,8 oldu. Vatandaşın maddi durumundaki iyileşme beklentisi de rekor düzeyde. Tüketici güveninin artması demek, harcamaların çoğalması, ekonominin canlanması, çek-senetlerin kolayca ödenmesi ve devletin vergi gelirinin artması özetle büyüme demek. Tüketici kendini güvende hissederse, parasını daha rahat kullanır. İhtiyacı için harcama yapar. Parası yetmiyorsa kredi kullanır. Ama tüketicinin güveni yoksa, harcamayı kısar “içine kapanır”. O zaman da “piyasada işler durur”. 
Tüketicinin harcamayı kısması, üretimin yavaşlamasına neden olur. Üretim yavaşlayınca yatırımlar ertelenir. İstihdam azalır. İşte bu yüzden tüketici güveni bir ekonominin âdeta bel kemiğini oluşturur.. Yabancı da Türkiye’ye güveniyor. Bakın Hazine’nin yılın ilk Eurobond ihracında talep patlaması yaşandı. 5 ve 10 yıl sonra ödeyeceğimiz tahvillerimiz âdeta kapışıldı. 15 milyar dolarlık rekor teklife karşı 3,5 milyar dolarlık satış yaptık. Para 26 Ocak’ta kasamıza girecek. Tahvillerin yüzde 35’i İngiltere, yüzde 33’ü ABD’li yatırımcılara satıldı. 
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine muhalefet dışında herkes güveniyor. Çatlayın e mi!
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.