Millet çözüm sürecinin devamından yana

A -
A +
"Millî Birlik ve Kardeşlik Projesi" diğer adıyla "demokratik açılım" projesinden amaçlanan neydi? Kürtler, Aleviler, muhafazakârlar, Romanlar, azınlıklar, kadınlar-yaşlılar ve çocuklar gibi dezavantajlı tüm grupların sorunlarını çözmek-onların dezavantajlarını ileri demokrasilerdeki standartlara getirmek, onları eşit vatandaşlar ve gruplar hâline getirmekti. Bu amaçla devrim niteliğinde düzenlemeler yapıldı. Ciddi yol alındı. Kürtlerin sorunlarından muhafazakârların sorunlarına kadar birçok alanda hayal bile edemediğimiz ciddi düzenlemeler yapıldı. Kürt sorununun çözümü konusunda atılması gereken adımların neredeyse yüzde 90'ı atıldı. Millet de bu adımlara destek verdi. Milletin desteğinden cesaret alan AK Parti iktidarı terör örgütünün ve yabancı servislerin, küresel aktörlerin Türkiye'ye karşı kullandıkları Kürt ve Alevi sorunu, azınlıklarla ilgili sorunlarda cesur hareket etti. Bu alanda yapılması gereken daha epey iş var. Özellikle de Alevilerle ilgili sorunlar DHKP-C üzerinden istismar ediliyor. Kürt sorununda çok önemli mesafeler alındığını düşünen devlet aklı ve siyaset Türkiye'nin yıllardır başına bela olan ve enerjisini sömüren ayrılıkçı terör sorununu çözmek için düğmeye bastı ve çözüm sürecini başlattı. Başlangıçta MİT'in daha sonra da Kamu Güvenliği Müsteşarlığı'nın da dahil olduğu kurumlar, bir yandan İmralı ile diğer yandan Kandil ve Avrupa ile temaslar kurarak terör örgütüne silah bıraktırmaya çalışıyorlar. Çözüm sürecinin amacı; PKK terör örgütüne silah bıraktırmak, silah ve şiddeti bir hak arama biçimi olmaktan çıkarıp herkes için demokratik siyaset kanallarını açmak. Hak talep edenlerin, sorun çözmek isteyenlerin meşru yollarla bunu yapmalarının altyapısını-ortamını oluşturmak. 
Çözüm süreci başlatıldığı günden bu yana bazı provokatif olaylar hariç 6-8 Ekim olaylarına kadar çok şükür kan akmadı. Silahlar sustu, gencecik fidanların tabutları gelmiyor artık. Annelerin gözyaşları dindi çok şükür. Bölge insanı son 2 yıldır huzur ve güven içinde yaşıyor. Bölgeye yayılan bahar havası herkesin hayatını pozitif yönde etkiledi. Ancak Kandil'in kışkırtması, Kuzey Irak Yerel Yönetimi ile Türkiye'nin sıcak ilişkilerinden rahatsız olan bazı küresel aktörler, HDP'nin öngörüsüz siyaseti yüzünden 6-8 Ekim'de 40'ın üzerinde insanımızı kaybettik. PKK-KCK ve HDP, iş birliği yaparak Kobani bahanesiyle bölgede; PKK çizgisinin dışında olan herkese, her siyasi anlayışa ve alternatif düşüncelere-yapılanmalara-STK'lara saldırdılar. O bölgede kendilerinin dışında hiç kimseye hayat hakkı vermeyeceklerinin mesajını kan dökerek verdiler. 6-8 Ekim olayları 2015 genel seçimlerine kadar sonuca ulaştırılması planlanan çözüm sürecine büyük bir darbe vurdu. HDP yaptığı hatayı anladı. Bölge insanı ve STK'lar çözüm sürecine yönelik bu provokasyonu tasvip etmedi. Bölge halkı, STK'lar, millet çözüm sürecine ısrarla sahip çıkmaya devam ediyor. Tüm tahriklere, provokasyonlara ve devlete karşı işlenen cinayetlere karşın hükümetin çözüm sürecinden vazgeçmediği, cumhurbaşkanının tüm bu olumsuzluklara rağmen süreci devam ettirme yönündeki irade beyanı çok önemli ve kıymetlidir. 
Tüm yalpalamalarına rağmen İmralı'nın çözüm sürecinin devamından yana tavır alması da önemlidir. 6-8 Ekim travması atlatıldı gibi görünüyor. Ancak çözüm sürecinin tüm taraflarının 6-8 Ekim krizinden dersler çıkarması gerekiyor. Çözüm sürecinin ilk adımı olan eylemsizlik durumunun net bir şekilde devam ettirileceği söyleniyor. Çözüm sürecinde iddia edilenlerin tam aksine devlet verdiği sözlerin büyük bir bölümünde durdu. Ancak PKK yol haritasına uymadı. Önce eylemsizlik, sonra yurt dışına çekilme ve en son silah bırakma adımlarından sadece eylemsizlik kararına uydu. Bu kararı da birçok münferit olaylarla deldi. 
Yeni yol haritasında sözde değil gerçek eylemsizlik, örgütün çekilmesi ve silah bırakması. Zaten 2015 Nevruzunda Öcalan silah bırakılmasını talep edecek. Her şeyi devletten-hükümetten bekleyenler sürecin başından bu yana örgütün neler yaptığını, hangi sözlerin yerine getirilip, getirilmediğini incelesinler. Millet sürecin devamından yana. En önemli kazanım budur.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.