Artık hiçbir şey 'öcü' değil

A -
A +

AB'nin en üst düzey üç görevlisi Türkiye'yi ziyaret etti. Ziyarette hem Başbakan Davutoğlu ile hem de Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüştüler. AB'nin bu üst düzey temasının Putin ve Papa ziyaretlerinden hemen sonraya denk gelmesi herkesin ilgisini çekti. Onlar, Türkiye-AB ilişkilerini canlandırmak maksadı ile bu ziyareti yaptıklarını belirttiler. Türkiye son 6 aydır AB müzakereleri konusunda atağa geçmiş durumda. Ama AB tarafından hiçbir kıpırdama yoktu. Herhalde Türkiye'nin bu çabalarına ziyaretle karşılık verme ihtiyacı hissettiler. AB delegasyonunda yaptıkları basın toplantısında söyledikleri "Enerji konularında Türkiye-Rusya arasındaki yeni dostluk AB enerji tedariki konusunda güvence verilmesini istiyor" sözleri ziyaretin ana gündem maddesi herhalde. Biz de onlardan müzakere sürecinin hızlandırılması ile transatlantik yatırım müzakerelerine dahil edilmeyi talep ettik herhalde.

AB'nin Rusya'ya Ukrayna krizi nedeni ile uyguladığı yaptırımlara Türkiye'nin iştirak etmemesi AB'yi düşündürüyor. Dış politika tercihleri konusunda Türkiye ile AB arasında makasın açıldığına dikkat çekiyor AB yetkilileri. Bu makasın açılmasının günahı Türkiye'ye ait değil. Daha düne kadar Suriye krizi konusunda üç maymunu oynayan AB'nin, Rusya'ya uygulanan yaptırımlara katılmamızı beklemesi adil bir beklenti değil. Rusya hem ekonomik alanda hem de enerji alanında Türkiye'nin en önemli partneridir. Türkiye, böyle bir iş birliğini ne adına tehlikeye atabilir? Ayrıca AB'nin dış politika konusunda dünyada etkili bir aktör olduğunu kim söyleyebilir? Daha düne kadar Esad'ın yaptığı katliamlara göz yuman AB, bugün IŞİD'le ortak mücadeleden bahsediyor. Günaydın.

AB Bakanı Volkan Bozkır'ın bakanlıktaki yüzüncü günüydü bugün. Volkan Bey, şu ana kadar işi iyi götürdü. Ama herhalde Türkiye-AB sürecini daha da hızlandıracak. Sanki yılbaşından sonra hem Sayın Başbakan'ı hem de Sayın Cumhurbaşkanı'nı AB başkentlerinde ve AB kurumlarında daha sık göreceğiz.

AB heyeti;  hukukun üstünlüğü, temel haklar, ifade ve medya özgürlüğüne yönelik endişeler taşındığını ve birtakım ileri adımlar atılmasının beklendiğini de dile getirmişler. Hükümet bu konuda hiçbir komplekse kapılmadan varsa eksiklikler, yanlışlıklar gidermeli, düzeltmeli. AB konusunda savunma değil hep taarruz pozisyonunda olmalıyız.

Millî Eğitim Şûrası ile ilgili sert tartışmalar yaşanıyor. Aslında tartışmak iyi bir durum. Ama bazı konuların konuşulmasına bile tahammülü olmayan çevreler var. Osmanlıcanın öğretilme önerisinin konuşulmasını abes görenler var. Ecdadımızı anlamak, öğrenmek; ecdada ait tüm belgelere ve yazıtlara ulaşabilmek neden birilerini rahatsız eder bilmiyorum doğrusu? Bazı çevrelerin bir Osmanlı düşmanlığı var. Ama onların bu tutumu bizim ecdatla ilgili bilgi sahibi olma isteğimizi engellememelidir. Her şeyi tartışıp konuşabilelim. Yeni Türkiye'de hiçbir şey artık 'öcü' değil, her şey tartışılabilir, konuşulabilir artık...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.