Paris, 11 Eylül'ün devamı

A -
A +
Birileri Paris komplosunu Türkiye'ye taşımaya çalışıyor. Müslümanların ve İslam'ın değerlerini-sembollerine yönelik kışkırtmaları birileri tarafından ısrarla sürdürülüyor. Yüce Peygamberimize atfen bazı şekiller yayınlayanların gerçek hedefi nedir? Onlar Müslümanları tahrik ve provoke etmeye çalışıyorlar. Bu komployu 11 Eylül'den bu yana devam ettirenler dünyanın her köşesinde Müslümanları baskı altına almak istiyorlar. Malum derginin yeni genel yayın yönetmeni, "Türkçe baskı önemli, Türkiye'de laiklik saldırı altında" demiş. Belli ki sayın Genel Yayın Yönetmeni Türkiye'ye ve Türkiye'deki iktidara kafayı takmış. Dergisinin bu baskısını iki ülkede dağıttırmış. İtalya ve Türkiye'de. Türkiye'de pek çok gazete varken Cumhuriyet Gazetesi'ne teklif etmişler bu dağıtımı. Cumhuriyet Gazetesi'nin bu maksatla tercih edilmiş olması manidar. Ondan sonra da sosyal medya üzerinden insanları kışkırtarak Cumhuriyet Gazetesi'ne, Allah göstermesin birkaç densiz ya da provokatörün saldırmasını temin etmeyi amaçladılar herhalde.
Bu ülkenin yüzde 99'u Müslüman. Bu insanların tamamı, camiye giden de meyhaneye giden de yüce Peygamberimize dil uzatılmasına şiddetle tepki gösterir. Kimsenin haddine değil kutsallarımızla dalga geçmek. Yüce Peygamberimize dil uzatanlara karşı asla sessiz kalmamalıyız. Ama tepkimizi meşru yollardan ve meşru sınırlar içerisinde kalarak vermeliyiz. İddia ediyorum bugün İslam'a ve Müslümanlara en büyük zararı Paris cinayetini gerçekleştirenler vermiştir. O cinayetin tetikçileri 11 Eylül'den bu yana İslam düşmanlığını-karşıtlığını yaymaya çalışanların ekmeğine yağ sürmüştür. İşte Paris olayını gerekçe göstererek İngiltere'de ve İtalya'da Müslümanların günlük yaşamını zorlaştıracak ve onları canından bezdirecek birçok yeni kararlar alındı. Komplo amacına ulaştı sayılır sanki.
Cumhurbaşkanı Erdoğan haklı olarak yıllardır Filistinlilere cehennem hayatı yaşatan, Gazzeli çocukları bombalayan, uluslararası hukuku, BM kararlarını hiçe sayan İsrail Başbakanı'nın 'terörün lanetlendiği bir yürüyüşte' yer almasının anlamsızlığını dile getiriyor. Cevap Amerikan yönetiminden geliyor. Dışişleri Sözcüsü, "Erdoğan'ın İsrail Devleti'ni tarif şekline katılmıyoruz" diyor. Sen kimsin kardeşim, Amerika'nın Dışişleri Sözcüsü mü yoksa İsrail'in Dışişleri Sözcüsü müsün? İşte dünyanın sorunu tam da burada yatıyor. ABD yönetimi İsrail lobisinin tutsaklığı altında onların her türlü hukuksuzluğuna, adaletsizliğine ve devlet terörü uygulamasına arka çıkmaya devam ederse küresel bazda terörle mücadeleden sonuç çıkmaz. ABD, İsrail lobisinin esaretinden kurtulmadan barışı konuşmak çok zor ve anlamsız. ABD yönetimi ve Batı dünyası İsrail yönetiminin insanlık dışı ve adaletsiz-hukuksuzluk uygulamalarına açık-seçik bir şekilde karşı çıkmadığı sürece terör bataklığı kurumaz...
Edebiyatımızın duayenlerinden Yaşar Kemal'e en kısa sürede sağlığına kavuşması için dua ediyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.