BAŞKANLIK SİSTEMİ

A -
A +

Paralel yapı üst yönetiminin ve yayın organlarının "Mavi Marmara Gemisi" olayından sonraki açıklamaları ile İsrail yönetiminin hukuk ve ahlak dışı saldırısını meşru göstermeye çalışan yayınlarını hatırladınız mı? Ya da paralel polis ve savcıların Sayın Hakan Fidan'dan hazzetmeyen MOSSAD'ın yönlendirmesiyle MİT Müsteşarı'nın ve yardımcılarının yaka-paça içeriye atma girişimlerinin daha sonra da açığa çıkan detaylarını biliyor musunuz? En belirgin olay olan Adana'da MİT'e ait tırların durdurulması işinin arka planını bugünlerde gazetelerde okuyor musunuz?

Bugün Suriye'de Türkmenlere yardım götüren MİT tırlarına operasyon düzenleyen dönemin Adana Savcısı Aziz Takçı arama kararına "El-Kaide terör örgütüne silah ve mühimmat gönderilmesi" diye yazıyor. Allah aşkına kendi ülkesinin istihbarat teşkilatına ait bir yük için bu notu yazan bir savcı milli olabilir mi? Hem de İsrail ve neo-con basın kuruluşlarının "Türkiye'yi El Kaide, El-Nusra gibi örgütlere yardım ediyor" diye suçladığı, bu suçlama üzerinden uluslararası arenada köşeye sıkıştırmaya çalıştığı bir dönemde savcı efendi bu arama kararına yazdığı iddia ile onlara altın fırsatı tepside sunuyor. Sen kimsin, kime hizmet ediyorsun?

Şu üç olay bile paralel yapının ülkemizde bir üst aklın maşalığını yaptığının delili değil mi? Yatacak yeriniz yok beyler. Bu ülkeye bilerek ya da bilmeyerek ihanet ettiniz. Bu küresel oyuna bilmeden alet olanlar tövbe etsin ve bunlardan acele yakasını kurtarsın. Bilerek alet olanlar bilsinler ki millet uyandı ve bu oyunlara-tezgâh ve kumpaslara maşalık yapmanın hesabını soracak. Bugün Türkiye'de ilk kez halkın oyları ile seçilen Devlet Başkanı, yasaların kendisine verdiği yetkiyi kullanarak Bakanlar Kurulu'na başkanlık edecek. Cumhurbaşkanları, Bakanlar Kurulu'nu 17 kez toplamışlar bugüne kadar. Bugün ise 18. kez halkın oyları ile seçilen Devlet Başkanı kabineyi topluyor. Ağustos 2014'te meydan meydan dolaşarak halkın karşısına çıkıp "Eğer beni Devlet Başkanı seçerseniz sizler ve ülkem için şu işleri yapacağım" diye vaatlerde bulundu. Millet de onun verdiği vaatlere inanıp oy verdi ve seçti kendisini. Milletin, oyları ile o makama taşıdığı Sayın Cumhurbaşkanı'ndan vaatlerini gerçekleştirmesini beklemek hakkıdır. Yürütme organı üzerinde hiçbir tasarrufu olmayan bir Devlet Başkanı, kendisine oy verip seçenlerin beklentilerini nasıl karşılayacak?

Türkiye bu yeni durumu aşmak zorunda. Hem Devlet Başkanı hem de Hükümet halk tarafından seçiliyor. Ne demişti Sayın Erdoğan? "Başbakan'ın yetkilerini elinden alacak değiliz. Seçilmiş Cumhurbaşkanı, seçilmiş Başbakan ve Bakanlar Kurulu el ele verip; görüşüp, konuşup, çalışırız, hep birlikte Türkiye'yi uçururuz" demişti. Şimdi dediğini yapmaya çalışıyor. Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun döneminde bu anlamda Devlet Başkanı ile Başbakan arasında bir sorun çıkmaz. Sadece işin tabiatı gereği Sayın Cumhurbaşkanı'nın danışmanları-ekibi ile Sayın Başbakan'ın danışmanları-yakın çalışma ekibi ve Bakanlar arasında ufak-tefek sorunlar yaşanabilir. Bunlar Sayın Gül döneminde de yaşandı. Ancak ikili, zaman zaman ufak müdahalelerle büyümeden sorunları çözdüler. Şimdi de benzer sorunlar yaşanabilir, belki de daha fazla sorun çıkabilir. Ama bu sorunların büyümesine Sayın Cumhurbaşkanı da Sayın Başbakan da izin vermez, müdahale ederler. Ancak çok yakın gelecekte gerçekleşme ihtimali olmasa da AK Parti dışından bir parti iktidara gelirse o zaman halkın seçtiği Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasında ciddi sorunlar çıkabilir. Türkiye bu sorunu kökten çözmelidir. Bu sorunun çözüm yolu Başkanlık veya Yarı Başkanlık sistemine geçmektir. Zaten bugünkü Bakanlar Kurulu toplantısı Yarı Başkanlığa fiilen geçişin kaçınılmaz ilk adımıdır. Bu konu üzerinden Sayın Cumhurbaşkanı ile Sayın Başbakan arasında 'sorun çıkacak' algısı oluşturmaya çalışanların beyhude gayretlerini hep birlikte ibretle izleyeceğiz...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.