İyi ki de komünizm gelmemiş

A -
A +
Kristof Kolomb'un 1492'de keşfettiği Küba'yı ziyaretim esnasında enteresan bilgiler edindik. Küba halkı Kolomb'dan nefret ediyor. İspanyollar, mezarını Havana mezarlığından Sevilla'daki bir katedrale taşımak zorunda kalmışlar. Kolomb yüzünden İspanyolların yerlileri katlettiği ve yıllarca sömürge gibi kullandığı söyleniyor. Bu toprakların Atatürk'ü sayılan gazeteci-şair Jose Martin, İspanyollara karşı bağımsızlık savaşı başlatıyor. ABD'nin de yardımı ile İspanya, Küba'dan vazgeçmek zorunda kalıyor. Bu tarihten itibaren ABD âdeta Küba'ya hem ekonomik hem de askerî olarak yerleşiyor. 1900-1958 arasında ABD, burayı neredeyse bir eyaleti haline getiriyor. Dün Havana'da gördümüz bütün binalar ve altyapı 1958 devrimi öncesinde yapılmış. 1 Ocak 1959'da Fidel Castro ihtilalle diktatör Batista'yı devirip, 1961'de komünizm rejimini resmen ilan etmiş. Bugün hâlâ Küba Komünist Partisi, iktidarın mutlak hakimi.
Bu ülkede komünist rejimin iyi ve kötü yanlarını kolayca hissediyorsunuz. İyi yanları; eğitim, sağlık, ulaşım, elektrik, ısınma parasız. Bunları devlet karşılıyor. Eğitim düzeyi çok yüksek. Dünyada nüfusa oranla doktor ve hemşire sayısı en yüksek olan ülke. Her ailenin bir doktoru var. Bebek ölümlerinin en az olduğu ülke. Lüks yok. İnsanların temel ihtiyaçları devletçe karşılanıyor. Maaşlar 30-50 dolar arasında. Özel mülkiyet yok, her şey devletin. Ama müthiş bir sefalet var. 1959'dan bu yana Amerikan ambargosunun da etkisiyle taş üstüne taş konmamış. Her yıl Havana'da ortalama 300 bina bakımsızlıktan yıkılıyor. 1959 devriminden önce Küba, Latin Amerika kıtasının en gözde kültür, sanat ve eğlence merkezi. Devrimden sonra çivi çakılmamış. En önemli gelir kaynağı şeker kamışı ve puro. Havana UNESCO korumasında. 1961'de Nazım Hikmet, Sosyalist Enternasyonal toplantısı için Havana'ya gelmiş. Bu coğrafyada devrimci karakterleri nedeniyle Atatürk ve Erdoğan çok seviliyor. Komünist Partisi üyeleri hariç buradaki halk az bir gelirle mutlu ve huzurlu yaşamayı öğrenmiş. Ama tam bir sefalet var. Her yer dökülüyor. Komünist Partisi üst yönetimine müthiş gelir kaynakları sağlanmış. Bu ülkenin en büyük kapitalistleri bence onlar.
Küba dışında özellikle de Amerika'da 4 milyona yakın Kübalı yaşıyor. Bunların ülkedeki akrabalarına aktardıkları gelirler burada yaşayan ailelerin en büyük imkânı. Sıkı uygulanan Amerikan ambargosunun da etkisiyle ciddi bir sefalet ve geri kalmışlık var. Bizim komünistler gelip görsün buraları. 50 yıllık uygulamaya bakıp iyi yanları ile kötü başarısız yanlarını değerlendirdiğinizde ülkemize komünizmin gelmemesine şükrediyor insan.
Türkiye, Havana'da yaşayan 4 bin Müslüman için cami yaptırmak istiyor Havana'ya. Yönetim sıcak bakıyor bu teklife. İranlılar rahatsız oluyor bu girişimden. Suudlular, hemen harekete geçiyor ve hemen daha önceki girişimlerini hızlıca icraata döndürmek istiyor. Türkiye de "Cami yapılsın da kim yaptırırsa yaptırsın önemli değil" diyor. Ama çok yakında Havana'da diğer dinlere sağlanan ibadethane imkânına Müslümanlar da kavuşacak.
Gezinin son ayağı olan Meksika'ya hareket etmeden önce Havana'da evlenip yerleşmiş olan mihmandarımız "Ben farklı bir siyasi görüş taşımama rağmen yurt dışında yaşayan bir Türk olarak Tayyip Erdoğan'la gurur duyuyorum" diyor.
Meksika'daki temaslar ekonomik ağırlıklı. Bu ülkede de 7 Haziran 2015'te federal seçimler var. Meksika ile Türkiye 2009-2010 döneminde BMGK geçici üyeliği yaptı. BM reformu konusunda Türkiye ile aynı görüşleri taşıyorlar. Meksika, Latin Amerika'nın en güçlü ekonomisine sahip ve G-20 üyesi. Aynı zamanda OECD üyesi olan tek Latin Amerika ülkesi. NAFTA üyeliği Meksika için ciddi bir imkân. En önemli sorunları uyuşturucu terörü. Türkiye, 120 milyon nüfusa sahip ve bölgenin en büyük ekonomisi olan Meksika pazarına girmeye ve buradan da NAFTA ülkelerine sıçramaya çalışıyor. İş adamlarımızın Meksikalı iş adamları ile bu ülkede ve üçüncü ülkelerde birlikte yapabilecekleri birçok iş imkânı araştırılıyor.
Bizim ufku dar muhalefet partilerimiz tüm umutlarını iktidar partisinin başarısız olmasına, AK Parti içinde bir çatlak çıkmasına ve Cumhurbaşkanı-Başbakan ilişkilerinde sorun çıkmasına bağlamaya devam ederken kervan emin adımlarla yola devam ediyor. Erdoğan'ın güçlü liderliğinde Türkiye yeni pazarları, yeni kapıları zorluyor.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.