O sarayı muhalefetin görmesi lazım
Sayın Devlet Başkanı ile üç önemli Latin Amerika ülkesini kapsayan gezimizi tamamlayıp yurda döndük. Gezinin son ayağı Meksika'da perşembe günü resmî programın tamamlanmasına yakın Basın Danışmanı Lütfullah Bey'den telefonlarımıza bir mesaj düştü. Sayın Erdoğan, "Yarın sadece piramitleri ziyaret edeceğiz. Başka resmî bir programımız yok. Geziye katılan arkadaşlara da sorun. Eğer çoğunluk isterse bu akşam dönelim" demiş. Hepimize soruldu. Hakikaten resmî programda cuma günü piramitlerin görülmesinin dışında bir etkinlik yoktu. Çoğunluk "Bu gece dönelim" diye görüş bildirdi. Sayın Cumhurbaşkanı iş adamları ile beraber katıldığı resmî akşam yemeğinin bitiminden sonra gece yarısı hareket ettik. Türkiye'ye geldiğimizde Cumhurbaşkanı'nın dönüşünün erkene alınması ile ilgili sosyal medyada ve bazı internet sitelerinde dolaşıma sokulan tezviratları görünce şaşırdık. Bu son şahit olduğum olaya kadar birisi çıkıp "Bunlar yalan-yanlış-düzmece şeyler yazıyorlar" diye basını hedef aldığında üzülürdüm. Ama artık üzülmeyeceğim. Çünkü bazı meslektaşlarımız bunu fazlasıyla yapıyorlar. Bu son olay bana sosyal medyada ne kadar saçma sapan, gerçek dışı dedikoduların dolaşıma sokulabildiğini ve internet medyasının kaynak belirtmeden sorumsuzca nasıl yalan haber yapabildiğini gösterdi. Hiç kimse sosyal medya ve bazı internet sitelerinde dolaşıma sokulan haberleri teyit ettirmeden itibar etmesin.
Sayın Devlet Başkanı'nın üç Latin Amerika ülkesini kapsayan gezisinden elde edilen somut sonuçlar gayet iyi. Örneğin; Türkiye, Antalya'da toplanacak olan G-20 zirvesi öncesinde Meksika ile serbest ticaret anlaşması imzalamış olacak. Kolombiya ile de bu alanda ciddi bir mesafe kaydedildi. Meksika NAFTA üyesi. Diğer yandan Türkiye sağlık alanında Küba ile ciddi işbirlikleri yapacak. Küba'dan Türkiye'ye doktor gelecek. Bu üç ülke ile ilgili olarak ticaret hacimleri artırılacak, vizelerin karşılıklı kaldırılması ile ilgili çalışmalar hızlandırılacak. Uluslararası platformlarda ve BM reformunda işbirliği yapılıp ortak hareket edilecek. Sayın Erdoğan'ın "Dünya beşten büyüktür" tezi bu coğrafyada destek buluyor. Savunma sanayii alanında Türkiye'nin Meksika ile yapabileceği birçok iş var. Bu ülkelere olan ihracatımız artacak. Bu ülkelerden ülkemizi ziyaret edecek olan turist sayısında artış olacak.
Küba'da yabancı devlet başkanlarının karşılandığı saray müthiş. Herhalde maliyeti ve görkemi bizim yeni inşa ettiğimiz devlet başkanı sarayının birkaç misli. Aynı şekilde Meksika'daki devlet başkanı sarayı 400 yıllık. Muhteşem bir yerleşke. Çok büyük ve çok güzel. Bunları görünce yeni yapılan saraya yöneltilen eleştirilerin ne kadar yersiz ve boş olduğunu gördüm. Komünist rejimin kalbi Küba'daki devlet başkanı sarayını Kılıçdaroğlu ve Demirtaş'ın mutlaka görmesi lazım. Doktor maaşının 40-60 dolar olduğu Küba'da devlete layık görülen sarayı görünce ne derler? Merak ediyorum doğrusu.
Amerika'da katledilen üç Suriyeli gençle ilgili Sayın Erdoğan'ın ABD'nin en iyi partnerlerinden biri olan Meksika'nın cumhurbaşkanlığı sarayında Obama, Biden ve Kerry'e yönelik çıkışı herkesi şaşırttı. "One minute ile belirginleşen ve dikkat çeken mazlumların sesi ve vicdanı olma, haksızlıklara-adaletsizliklere karşı çıkma stratejisinin ülkemize bir maliyeti var mı?" diye sorduk Sayın Erdoğan'a. Liderler nezdinde yalnız kalınsa da halklar nezdinde ciddi bir saygınlık kazanıldığını düşünüyor. Hak bildiği yolda eğilmeden bükülmeden yürümeye kararlı. Batı dünyasının Ukrayna krizine gösterdiği ilgiyi Suriye'ye göstermemesinden rahatsız. Kim ne derse desin, kim hangi tuzağı kurarsa kursun, Sayın Tayyip Erdoğan yapılan her haksızlığa kimin yaptığına bakmadan karşı çıkmaya ve mazlumların sesi ve umudu olmaya devam edecek gibi görünüyor...