Bu filmi çok gördük…

A -
A +
Faiz lobisi; üretim ve ihracat yerine yıllardır faizden kolay para kazanmaya alıştı. Risk alıp yatırım yapmak; yatırımı üretime dönüştürüp istihdam sağlamak ve ülkenin büyümesine katkı vermek yerine faiz oranlarını yüksekte tutup paradan para kazanma alışkanlığından vazgeçmek istemeyenler bugünlerde felaket tellallığına soyundular.
Türkiye'de siyasi istikrar sorunu yok. 2.5 ay sonra yapılacak genel seçimlerde kimin iktidara geleceği belli. Çözüm süreci başarı ile ilerliyor. Çevremizdeki ateş çemberine rağmen ülkemizde güven ve huzur ortamı hakim. Avrupa ve Amerika yerinde sayarken biz 13 yıldır ortalama yüzde 5.5  büyümüşüz. Makro ekonomik göstergelerimiz herkesi kıskandıracak kadar iyi. Türkiye'de herhangi bir belirsizlik yok.
Tüm bu pozitif tabloya ve olumlu atmosfere rağmen kriz tellallığı yapanlar; piyasalara olumsuz hava pompalayanlar seçim öncesinde ekonomik saiklerle değil siyasi saiklerle hareket ediyorlar. Özellikle İngiliz-İsrail ve Amerikan Yahudisi sermaye sahipleri ile onların ülkemizdeki distribütörleri "Yeter ki Erdoğan ve yol arkadaşları kazanmasın biz kaybetmeye razıyız" diyebilecek kadar siyasi saiklerle hareket ediyorlar.
Halkoyu ile seçilmiş Devlet Başkanı faizin yüksek olduğunu ve bu faiz oranları söz konusu iken ülkede kimsenin yatırım yapmayacağını söylüyor. "Faizi düşürün" diyor. Avrupa'da faiz oranları ekside. Amerika'da çok düşük. Sıcak paranın Avrupa ve Amerika'da kalma şansı yok. Bizim ülkemizde yüksek faiz oranlarından büyük paralar kazanan yerli ve yabancı aktörler, Cumhurbaşkanının çağrısını çarpıtıyorlar. Yok efendim Cumhurbaşkanı Erdoğan Merkez Bankası'nın faiz politikalarını eleştirdiği için dolar kuru 2.3'ten 2.57'ye kadar çıkmış. Bu iddiaya kargalar bile güler. Birileri kurla oynayıp spekülasyonlarla parasına para katmanın peşinde. Ama Ekonomi Bakanı Zeybekci, "Biz o birilerini biliyoruz. Ateşle oynuyorlar. O ateş onların ellerini yakacak" diyor. Umarım herkes mesajı almıştır.
Bizim dışarı ile göbek bağı olan İstanbul sermayesi, ekonomik modellerin-tercihlerin ve kararların kendilerini ve küresel ölçekteki ortaklarını tatmin etsin istiyor. Bu ekonomi TÜSİAD'ın taleplerine göre mi yoksa ülkemizin ve milletimizin çıkarına göre mi yönetilecek? Cumhurbaşkanı Erdoğan milletin çıkarına göre yönetilmesini istiyor. Bu nedenle Türk ekonomisinin Yeni Türkiye vizyonuna hizmet edecek şekilde makas değiştirmesinin mesajlarını veriyor. Türk ekonomi yönetimi model değiştiriyor, ekonominin üretime yönelik bir modele geçmesinin sancılarını yaşıyoruz. Kurdaki hareketlilik kimseyi korkutmasın. Bu geçici bir durum. 20 Mart'tan sonra durulur-dengeye gelir her şey. Her seçim öncesi toplumumuzda ya güvenlikle ya da iş ve aşla ilgili bir korku ve kaygı oluşturulmaya çalışılıyor. Biz bu filmi defalarca izledik. Ama Türkiye artık eski Türkiye değil; dışarıdan müdahalelerin-operasyonların sonuç vermesi âdeta imkânsız.
Sevgili okuyucularım, değerli hemşerilerim. Sizlerle, kulağıma gelen bazı dedikodularla ilgili gerçekleri paylaşmak istiyorum. Memleketim Tokat'tan AK Parti'den vekil aday adaylarının bazılarının Cumhurbaşkanımıza ve Başbakanımıza yakın oldukları için hiçbir liyakate ve kamuoyu eğilimlerine bakılmadan, yukarıdan müdahale ile sıralamaya önlerden gireceği iddiaları külliyen yanlıştır, dedikodudur. Cumhurbaşkanımızı tanıyanlar kendisinin liyakate ne kadar önem verdiğini bilirler. Ayrıca bu konular için kendilerine gelenleri nezaketle Sayın Başbakan'a yönlendirdiği ve onu işaret ettiği, onun hukukuna saygılı davrandığı bilinmektedir. Bu siyasi hareketin liderinin tasarruflarına saygı duyulur, gereği yapılır. Ancak kendisi bu konularda kılı kırk yarar. Hakka, hukuka önem verir, liyakati önde tutar. Milletvekili aday sıralamasında aynı titizliği Sayın Başbakan da gösterir. Liyakati yüksek; bölgesinde partiye ciddi katkıları olacak, dava bilinci olan ve Sayın Başbakan'ın-Devlet Başkanının yakınında olmamış bir aday adayı emin olun danışmanlardan, yakınlarında olmuş aday adaylarından daha şanslı olabilir. Bu nedenle bu dedikodulara itibar etmeyin. Bırakın dedikoduyu, gelin 7 Haziran'da 400'ü nasıl bulacağız, kafamızı ona yoralım-enerjimizi ona harcayalım. Sayın Devlet Başkanı ülkemizin her köşesindeki insanlar ve AK Parti mensupları tarafından çok sevilen bir lider. O nedenle biz tanıtım broşürlerinde onunla olan fotoğraflarımızı kullanıyoruz. O bir marka. Ama bu fotoğraflar bizim hem Başbakanın hem de Sayın Devlet Başkanı'nın nezdinde diğer milletvekili aday adaylarından daha şanslı ve avantajlı olduğumuz anlamına gelmiyor. Kimse yanlış anlamasın. Önümüzdeki hafta ortalarından sonra kampanyaya kaldığımız yerden devam edeceğiz, 7 Haziran'a kadar bir dava neferine yakışacak şekilde çalışacağız. Bizde oyun yok-bizde çalışmak-terlemek ve sorunların peşine çözüm için düşmek var.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.