'Terör' iç siyaset malzemesi yapılmamalı

A -
A +

13 yıldır iktidarda olan AK Parti'nin 7 Haziran genel seçimlerinde oyunu artırarak rekor kırabileceğine inanıyorum. 13 yıldır her seçimde oyunu artıran AK Parti siyasetin yerleşik doğrularını alt-üst etti. "Ateşten gömlektir" diye nitelendirilen iktidar AK Parti'yi eritmedi. Tam tersine muhalefet partileri ya yerinde saydı ya da güç kaybetti. 7 Haziran genel seçimlerinden de umudunu kesmiş olan muhalefet partileri; kamuoyunun dikkatini çekmek, haber olabilmek ve gündemde kalabilmek adına ilginç çıkışlar ve açıklamalar yapıyorlar. Mesela CHP lideri "CHP'nin kapatılması için hazırlık yapıldığını" iddia edecek kadar zekamıza hakaret ediyor. Bazıları da bu çıkışı ciddiye alıp haberleştiriyorlar. Dönüp CHP liderine; "Siyasi partilerin kapatılmasının neredeyse imkansız hâle getirilmek istendiği yasa teklifine geçmişte neden destek vermediniz" diye sormuyorlar. Başbakan Davutoğlu pası aldı ve CHP'nin kalesine golü çaktı. "Gelin o yasa teklifini bugün hemen Meclis'te yasalaştıralım" dedi. Kemal Bey'den ses-seda yok. O saçma iddia ile haber oldu ya ona yeter de artar. Yediği gol çok önemli değil. AK Parti gibi devrim niteliğinde demokratik reformlar yapmış bir siyasi hareketin iktidarda olduğu bir dönemde hiç kimse siyasi parti kapatamaz.

Diğer yandan Kemal Bey'in muhafazakarlara yönelik yapay davranışları seçime yakın artmaya başladı. Her seçim öncesinde Kemal Bey'in CHP'si bu hareketleri yapıyor. Mesela gazetelere baktım, 8 Mart Kadınlar Günü'nde Kemal Bey'in gazetelere servis edilen fotoğrafında sağında ve solunda birer türbanlı kız yer almış. Kurgu olduğu o kadar belli ki fotoğrafta yer alan başı açık kadınlar bu kurguya garip garip bakıyorlar. Ne çabuk unuttunuz Kemal Bey? Ahmet Hakan'ın televizyon programında size "Okullar ve çalışma hayatı için baş örtüsü yasağını kaldırabilir misiniz" diye sorulduğunda "Orta yerde Danıştay'ın ve Anayasa Mahkemesi'nin kararı var. Bu kararlar varken olmaz" demiştiniz. Hatırladınız mı? Nasıl kalktı o yasaklar? Şimdi başörtülü gençlerimiz ve kadınlarımız baş örtüleri ile hem üniversiteye gidebiliyor; hem kamuda çalışabiliyor; hem de milletvekili sıfatı ile Meclis Genel Kurul salonuna özgürce girebiliyor. Kemal Bey, eğer siz iktidara gelseydiniz; Anayasa Mahkemesi ve Danıştay kararının arkasına sığınarak o yasakları devam ettirecektiniz. Baş örtüsü ile ilgili gerçek kanaat ve pozisyonunuz böyle iken seçimlerde üç tane fazla oy alabilmek için başörtülü kızlarla kurgu fotoğraflar çektirmenizi kimse yutmaz.

Diğer yandan seçimler öncesinde Çözüm Süreci ete-kemiğe bürünüp olumlu sonuçlar verdikçe MHP ile HDP paniklemeye başladı. Eğer seçim öncesinde ve seçimde bölgede güven-huzur ve barış iklimi hakim olursa MHP ve HDP'nin siyasi istismar malzemeleri azalacak. Hele hele bir de terör örgütü silah bırakırsa; bölgeden şehit cenazelerinin gelişi ebediyen son bulursa bu sonucun seçime yansıması çok farklı olacaktır. Bu nedenle açıktan kamuoyu önünde söyleyemeseler de MHP de HDP de Çözüm Süreci'nin sekteye uğraması, sıcak çatışmaların tekrar başlaması ve seçimlere bir korku ortamında girilmesi için dua ediyorlar. Her fırsatta ortamı geriyorlar ve fısıltı gazetelerini çalıştırıyorlar. Bir yandan MHP, İmralı ve Kandil'e taviz verildiğini yaymaya çalışıyor. Diğer yandan da HDP, Kürt vatandaşlarımızda "Hükümet hiçbir yeni adım atmadan silahları bıraktırmaya çalışıyor. Bizi kandırıyor" algısını yerleştirmenin arayışı içinde. Bakın, Sayın Bahçeli gibi makul diye bildiğimiz bir siyasetçi; güya 21 Mart'ta Diyarbakır'da yapılacak Nevruz kutlamalarına Ankara'dan bir milyon kişilik kongre ile karşılık verecekmiş. Bazı MHP'liler "Diyarbakır'da 500 bin kişi toplanacaksa biz 1 milyon toplanalım" diyorlarmış. Ne bu şimdi? Nasıl bir mantık ve neyin yarışı bu? Amaç ayrıştırmak mı-birleştirmek mi? 3-5 fazla vekil çıkarmak için Kürt'ü-Türk'ü kutuplaştırmak çağdaş milliyetçilik anlayışına sığar mı? Silahların sustuğu-anaların gözyaşlarının dindiği-bölgeden bayrağa sarılı şehit cenazelerinin gelmediği, silahların ebediyen gömülmesinin konuşulduğu bir dönemde Çözüm Süreci'ni siyaset malzemesi yapmanın doğruluğu-yanlışlığı tekrar gözden geçirilmelidir. Emin olun 20 yaşındaki bir delikanlının toprağa düşmesinin engellenmesi 550 milletvekili çıkarmaktan daha anlamlı ve ahlakidir. Terör sorunu iktidarı ile muhalefeti ve sivil toplumu ile bu ülkenin ortak sorunudur. Bu sorun iç siyaset malzemesi yapılmamalıdır. 50-60 bin insanımızı kaybettik. Her kapının arkasında bir acı var. Yeter artık; hiçbir şey bu belayı bitirmekten daha kıymetli değil. Başka yol, yöntem-proje ve önerilerle bu milletin dikkatini çekip oyunu alın.

7 Haziran seçimleri için vekil adaylarını belirleyen AK Parti yönetimi 'paralel yapı'nın sızmalarına karşı çok dikkatli olmalıdır. Maalesef hâlâ AK Parti içinde kendini çok iyi gizleyen milletvekilleri var. Akıllı Müslüman aynı delikten 2 defa geçmez.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.