Patronların koalisyon hayali

Uluslararası faiz lobisi, büyük finansal fon sahipleri ve onların yerli ortağı TÜSİAD, Türkiye'yi 2002 öncesine döndürmeyi hayal ediyor. AK Parti'nin tek başına güçlü iktidarının bitmesini, yerine kolay hükmedebilecekleri ve yönetebilecekleri parçalı bir koalisyon hayal ediyorlar. Bu koalisyonda kendi çıkarlarının zarar görmemesi, Türkiye'nin ekonomik olarak tekrar IMF ve dış fonlara bağımlı hale getirilmesi için para musluğunun başına da kendi sadık memurları, Kemal Derviş'i getirmeyi planlıyorlar. Kılıçdaroğlu da sırf iktidar ortağı olabilmek için bu yerli olmayan gayri millî projenin üzerine atlıyor.

Kemal Bey, Allah sana akıl versin. Derviş'ten Türkiye'ye ve CHP'ye ne hayır gelir ki sen gidip denenmiş eski projelere sarılıyorsun? Derviş, Bülent Ecevit iktidarını devam ettirebildi mi ki sana bir faydası olsun. Derviş'in yüzünden DSP, MHP ve ANAP siyaseten yok oldular. MHP sonradan toparladı, ANAP ve DSP hâlâ yok hükmünde. Koskoca ülkede aklı başında yerli ve millî olan, küresel sermayenin memuru olmayan, ekonomiyi ve dünyayı bilen sosyal demokrat birini bulamadın da tekrar Derviş'in ipine mi sarıldın? Israrla ve inatla eski Türkiye'nin alışkanlıklarına dönüyorsun. CHP'nin tek başına iktidar olmayacağına inanan ve bu yüzden sıcak siyasete girmek yerine dışarıdan fırsat kollayan kapitalizmin bilinen en yüksek düzeyli memurlarından birine umut bağlamak 7 Haziran seçimlerini peşinen kaybetmektir. Bu öneri bir TÜSİAD projesidir. Sosyal demokrat olduğunu iddia eden CHP,  sermayenin projelerine bel bağlamak yerine fakire-fukaraya, işçiye, dezavantajlı sosyal gruplara, Anadolu orta sınıfına yönelse, onlara yönelik umutlar verse, projeler yapsa daha fazla oy almaz mı? Ama her nedense Kılıçdaroğlu, TÜSİAD'ın kontrolünden çıkamıyor. Onun cumhurbaşkanı adayını onlar belirliyor, CHP'nin üst kadrosunun belirlenmesinde ciddi etkileri var. Kemal Bey, TÜSİAD'ın Türkiye gerçeklerinden uzak olduğunu ve bugüne kadar tüm okumalarının yanlış çıktığını unutuyor. Sayın Kılıçdaroğlu, gerçek sosyal demokratlarla kol kola girip yürümek yerine paralel yapının ve TÜSİAD'ın telkinleri ile sol mantalite ile hiçbir ilgisi olmayan sağcıları CHP'nin kritik noktalarına taşıyor. Bu tercihi nedeniyle soldan da oy kaybederek defalarca duvara tosladığı halde partiyi sağa çekmeye, bir yandan da mezhepçilik yapmaya devam ediyor.

Derviş tercihi eski Türkiye tercihidir. CHP, Derviş'i denedi. Kılıçdaroğlu eski Türkiye'nin alışkanlıklarından kurtulamıyor. CHP'nin başına yeni dünyayı ve yeni Türkiye'yi iyi okuyabilen genç-dinamik ve gerçek sosyal demokrat bir lider gelmediği sürece CHP erimeye-küçülmeye devam edecek. AK Parti'nin hata yapmasına, kendi içinde sorunlar çıkmasına umut bağlayacak. Bu durumlara düşen bir ana muhalefet partisi Türkiye'ye ve Türk demokrasisine bir yüktür.

Sosyal demokrat bir partinin lideri patronlarla değil işçilerle, sendikalarla ve fakir-fukarayla iş birliği yapar. Kemal Bey'in Derviş tercihi tam bir siyasi intihardır. Derviş'in ekonomi programında işçi-memur-fakir yoktur. Ezilen sosyal kesimler hiçbir zaman umurunda olmamıştır. Sayın Derviş patronların çıkarlarını gözetmiş, küresel sermayenin taleplerine uygun bir ekonomi yönetimi ortaya koymuştur. Kılıçdaroğlu bilerek ya da bilmeyerek solcuları CHP'den soğutuyor. Onların CHP'yi terk edip HDP'ye gitmesini-HDP'nin barajı aşmasını istiyor herhalde. Kemal Derviş tercihinin benim mantığımda başka bir izahı yok. Allah akıl fikir versin.