Nasıl büyük devlet olunur?

Devlet büyüklerimiz; bize harika bir planlama ve organizasyonla 24 Nisan günü büyük bir gurur yaşattı. Çanakkale Zaferi'nin 100. yıl dönümünde ortaya konan tablo muhteşemdi. Bu tablo "Yeni Türkiye'nin" başlangıcına ilk adımdır. Doksan ülkenin temsilcisini Gelibolu'ya toplayıp buradan dünyaya barış mesajlarının verilmesi göğsümüzü kabartan bir gurur tablosudur. Bu asrın barış yüzyılı olması için Çanakkale'den dünyaya güçlü mesajlar verildi. Ermenistan'a giderek hâlâ eski yaraları deşmeye çalışanlara destek veren Putin ve Hollande, bilsinler ki Çanakkale'ye de 20 devlet başkanı geldi. Onlar barış mesajları verenlerin yanlarında yer aldılar. Herkes kendine yakışanı seçti.

Türkiye, büyük devlet olduğunu bütün dünyaya bir kez daha gösterdi. Hiçbir komplekse kapılmadan 1915'te hayatını kaybedenler için Meryem Ana Kilisesi'nde düzenlenen törene bakan düzeyinde katılım oldu. Çanakkale'de ise Mehmetçikler ve farklı milletlerden hayatını yitiren yüz binlerce asker için dua edildi. Herkes, kahramanlara selam durdu. İnşallah, Çanakkale buluşması her yıl yapılır ve buradan dünyaya barış yayılır. Milliyetçilik sloganla olmaz böyle yapılır. Cumhurbaşkanı Erdoğan sözde Ermeni soykırımı diye inat eden herkese "Ortak acılar düşmanlık değil dostluk üretmeli" dedi. Tıpkı Çanakkale'de olduğu gibi Ermeni siyasetçiler ve onları esir alan diaspora ve Rusya da Çanakkale ruhunu örnek almalıdır.
Çanakkale onlara örnek olmalıdır. Biz bugün binlerce kilometre öteden gelip topraklarımızı işgal etmeye kalkan ve topraklarımızda can veren Fransız, İngiliz ve Yeni Zelandalı askerlerin torunlarıyla bu acılardan düşmanlık değil dostluk üretebildiysek aynı şeyi Türkiye ve Ermenistan birlikte yapabilmelidir. 1915'te sadece Ermeniler ölmedi, Taşnak çeteleri tarafından Erzurum'da, Ağrı'da, Van'da yüz binlerce insanımız katledildi. Öyle çok uzağa da gitmeye gerek yok. Asala adlı Ermeni terör örgütü bundan 20 yıl öncesine kadar 40 diplomatımızı şehit etti. Acıları yarıştırmak kimseye bir şey kazandırmaz. Hele hele Ermenistan'a hiçbir şey kazandırmaz. Bu işin kazananı Rusya ve diasporadır.

İçeride, sözde Ermeni soykırımını tanıyacağı taahhüdünü veren HDP'ye sesleniyorum. Siz muhafazakâr mütedeyyin Kürtlerin yüzüne nasıl bakacaksınız? Nedir sizin bu Ermeni sevdanız? Siz gerçekten bu topraklara mı aitsiniz? Kimsiniz, nesiniz siz? Sevgili kardeşlerim, bunlar bu milletin dışarıda, içeride ne kadar düşmanı veya sevmeyeni varsa onlarla kol kolalar.

Bundan emin olun.

Sevgili okuyucularım, CHP ile HDP'nin uçuk kaçık seçim vaatlerini dinlediniz. Bunların ikisi de beyaz gömlekli genç Yunanlı siyasetçi Çipras'a özenmişler. O da iktidara gelene kadar bol keseden attı. Yunanlıları kandırarak iktidara geldi. Kaynak için kapılarını çaldığı Almanya'dan ve Rusya'dan eli boş döndü. Vaatlerinin hiçbirini yapamadığı gibi gitti ve IMF'nin kapısında borç dileniyor. Bakalım MHP ne yumurtlayacak? Herkes bol keseden dağıtıyor. Onlar, ancak vadeder biz ise yaparız. Allah'ın izniyle biz yapabileceğimizi söyler ve mutlaka yaparız.