Metanetimizi - sağduyumuzu koruyalım

A -
A +
Herkes arkasına yaslansın, derin bir nefes alsın. Herkes sükunetini-sağduyusunu muhafaza etsin. Tüm tahriklere, provokasyonlara karşı metanetimizi ve sağduyumuzu koruyalım. Bir yanda PKK'yı diğer yanda DAEŞ ve DHKP-C'yi ve paralel yapıyı harekete geçirerek Türkiye'ye savaş açtılar. Bu savaşın patronu uluslararası lobiler. Bu örgütlerin stratejik aklının Batı'da olduğunu biliyoruz. Bu örgütler PKK ön planda olmak üzere ülkemize karşı başlattıkları savaşı tırmandırıyorlar. Daha da tırmandıracaklar. Vatandaş olarak bize düşen üç görev var; terörle mücadelede güvenlik güçlerine yardımcı olmak, tahriklere kapılmamak, birbirimize sıkı-sıkı sarılmak ve polisimize askerimize dua etmek.
Bu kuduz köpeklerin saldırılarında şehit sayımız arttıkça tahrik olup Doğu ve Güneydoğulu vatandaşlarımıza tepki gösteren insanlarımız var. Aman ha asla böyle bir tuzağa düşmeyin. PKK'nın ekmeğine yağ sürmüş olursunuz. Doğu ve Güneydoğulu veya Kürt etnik kökenli hiçbir vatandaşımız PKK terör örgütünün saldırılarını tasvip etmez. Eğer terörle mücadelede veya PKK'ya karşı tepkimizi dile getirirken vatandaş ile teröristi ayırmaz isek bu ülkeye en büyük zararı veririz. Şehit cenazelerinde veya teröre karşı yapılan sivil eylemlerde kalabalığa karışan provokatörler, ajanlar sizleri kışkırtabilir-tahrik edebilir. Asla metanetinizi ve sağduyunuzu kaybetmeyin. Bazı marjinal siyasi partilerin ve grupların dolduruşuna gelmeyin. Biz birlik ve beraberliğimizi koruyalım, sağcısı ile solcusu ile Alevisi-Sünnisi ile Kürdü-Türkü ile İslamcısı-ateisti ile birbirimize sıkı sıkı sarılalım. Gerisini devlete bırakalım. Devletin askeri-polisi-memuru-istihbaratçısı kısacası her şeyi var. Allah'ın izni ile devlet tüm imkânlarını seferber ederek bu şerefsizleri bertaraf eder. 30 can alırlarsa 300 can verirler. Dağlıca baskınından bir gün önce "TSK yenilecek" diyen Selahattin Demirtaş'ın herhalde Dağlıca ve Iğdır'dan haberi vardı. Selahattin efendi ve onu bize barış güvercini diye cilalayıp sunanlar bilsinler ki TSK'yı yedi düvel yenemedi. PKK'nın da yenemeyeceğini bir kez daha anlarsınız yakında.
Sakin olalım ve devletimize güvenelim. DBP'li Cizre Belediye Başkanı Leyla İmret isimli ahlaksız "Cizre'de Türkiye'ye karşı iç savaş yürütüyoruz" demiş. Anladınız mı şimdi olayın boyutunu? Ne demişti Öcalan? "Kırsalda birkaç karakola saldırarak devrim yapılmaz. Gerilla savaşı dönemi bitti. Şehirlerde devrimci halk savaşını başlatın." PKK çözüm sürecinin sağladığı imkânları kullanarak şehirlere yerleşti. Şehirlere hakim olmaya, buralarda özerklik ilanına çalışıyor. Ama halkı yanına alamıyor. Halk bu savaşa katılmıyor. Halka baskı yapıyorlar. Baskı ile halkı ayaklandırmaya çalışıyorlar ama halk buna yanaşmıyor.
İdeolojik ve etnik olarak bölgedeki şehirlere hakim olmaya çalışıyorlar. Kendilerine destek olmayanları baskı ile göçe zorluyorlar. Devrimci halk savaşında halk yok. Ortadoğu'nun kirli savaş taktiklerini Güneydoğu'daki şehirlerimize taşıyorlar. Bu mücadelede devletin hedefi terör ve terörist. Kimse sapla samanı karıştırmasın. Terör örgütü ülkemizi terk edip silahları bırakana kadar bu mücadele devam edecektir. Bu maksatla gerekirse otuz bin şehit daha verilir. Hiçbirimiz hiç kimsenin burnunun bile kanamasını istemeyiz. Ama devlet denilen aygıt kendi sınırlarını-vatandaşının mal ve can güvenliğini, özgürlüklerini her türlü iç ve dış tehdide karşı korur. Bunu yaparken maalesef şehit de verir.
Devlet hiç vakit kaybetmeden özellikle Doğu ve Güneydoğu'daki yerleşim birimlerinde ruhsatsız tek silah bırakmamalı. Gerekirse her taşın altı aranmalıdır. Ayrıca PKK terör örgütüne karşı kış aylarına girilmeden tüm imkânlar seferber edilip örgütün beli kırılmalıdır. Halkımız da güvenlik güçlerine yardım etmeli-destek vermelidir. Terörle mücadele ederken devletin birliğini temsil eden Cumhurbaşkanlığı makamının tartışmaların odağı haline getirilmesi uluslararası lobilerin-paralel yapının bir oyunudur. Kimse bu tuzağa düşmesin. DBP'li belediyelerin PKK ile ortak hareket ettiği, onlara belediyelerden lojistik destek sağlandığı gayet açık. Yargı hemen harekete geçmelidir. Diğer yandan PYD'den bölgeye gelen mühimmat ve silahlar mutlaka engellenmelidir. DAEŞ'le savaşsınlar diye Batı'nın, ABD'nin PYD'ye verdiği silahlar Cizre ve Nusaybin üzerinden Türkiye'ye geliyor maalesef.
Devlet aygıtı, devleti yönetenler bu kez sonuna kadar gitmeli. Her gün öleceğimize bir gün ölelim. Bu ahlaksızların sahte çağrılarına kimse artık inanmasın. Aynı delikten geçmeyelim artık.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.