Hani, 'Hayır'da hayır vardı?

Belki de son yılların en sakin, en düzenli, en şaibesiz seçimini yaşadık. Seçim Doğu ve Güneydoğu illerimizde PKK-KCK unsurlarının tehditleri-yönlendirmeleri dışında sakin geçti. 

Paralel yapı, şaibe algısı oluşturmak için sosyal medyayı sonuna kadar kullandı. Tüm provokasyon girişimleri sonuçsuz kaldı. İnsanımız akın akın sandıklara koşarak özgür iradelerini ortaya koydular. Sanırım bu özgür iradeyi ortaya koyarken insanlarımız birçok kıstası dikkate aldı. 

Türkiye'nin 5 aydır yaşadığı güvenlik sorunu en önemli kıstaslardan biriydi. 7 Haziran seçiminden güçlü bir hükümet çıkaramayışımızı fırsat bilen maşa örgütler PKK, DAEŞ, DHKP-C ve Esad artıkları Türkiye'ye saldırmaya başladılar. PKK-KCK şehir yapılanmaları Doğu ve Güneydoğu illerini-ilçelerini yaşanmaz hale getirdiler. Doğu ve Güneydoğu halkı  çözüm sürecini sonlandıran 3-5 serseri ile şehirleri yönetmeye kalkışan PKK'ya ve onunla bağını kesmeyen, sırtını ona dayayarak siyaset yapmaya kalkan HDP'ye iyi bir ders verdi. Diğer yandan Batı'da HDP'ye ödünç oy veren sol kesim, HDP'nin PKK'nın siyasi uzantısı olduğunu ve PKK şiddetine samimi olarak karşı çıkmadığını net olarak görünce verdikleri ödünç oyu geri aldı. 1 Kasım seçiminin mağluplarından biri açık biçimde HDP'dir. HDP terörle arasına net ve samimi bir mesafe koymadığı sürece kaybetmeye ve erimeye devam edecektir. Kandil'den şehir savaşı başlatıp ilçelerde çukur kazdıranlarla arasına perde örmeden bir daha oylarını arttıramazlar...

1 Kasım seçimlerinin en çok kaybedeni MHP'dir. MHP'yi bu durumlara düşüren, batıran Sayın Bahçeli'dir. 7 Haziran'dan sonra Sayın Bahçeli'nin ne yapmak istediğini MHP'liler bile anlamamışlardır. MHP Lideri siyaseten partisine zarar verebilecek her türlü eylem ve söylemi gerçekleştirmiştir. Siyasi liderler partilerinin oylarını yükseltirler Bahçeli ise tamamen bireysel kararları ve söylemleri ile partisine müthiş puan kaybettirmiştir. Sebebini siyaset bilimciler ve partililerin de henüz çözemediği nedenlerle her öneriye 'hayır' diyen bir siyasetçiye seçmen tam da Bahçeli'nin elini sallayarak tarif ettiği gibi müthiş bir Osmanlı tokadı attı. Hiç kimse ile istişare etmeden 'tek adam' anlayışı ile MHP'yi yöneten ve itiraz etmesi muhtemel herkesin üstüne çizik atan, Meral Akşener gibi değerli bir siyasetçiyi pasifize eden Sayın Bahçeli umarım 'hayırda hayır  olmadığını' anlamıştır. Umarım tamamen kendisinin sorumlu olduğu bu başarısızlığın faturasını kendisi bizzat ödeyip gereğini yapar.

Sayın Ahmet Davutoğlu'nu, ekibini ve AK Parti ailesini tebrik ediyoruz. Müthiş bir başarı elde ettiler. Onların başarısı hem ülkemize hem de yaşadığımız coğrafya için son derece hayırlı olmuştur. Bu başarıdan milletimiz, İslam dünyası mazlum milletler ve Türk Dünyası mutlu olmuştur. Bu kutlu yürüyüşü tökezletmek, yavaşlatmak ve durdurmak için her şeyini ortaya koyan malum küresel ve bölgesel aktörler, onların maşaları ve içerideki işbirlikçileri, İsrail lobisi, Esadçılar, Sisiciler, Neocon'lar, PKK, DAEŞ-DHKP-C ve paralel yapı bu sonuçlara çok üzülmüşlerdir. Bu çevrelerin Tayyip Erdoğan'ı bitirme çabalarına milletimiz 1 Kasım'da gereken cevabı vermiştir. AK Parti oy kullanan 2 vatandaştan birinin oyunu almıştır. 66 ilde birinci parti olan AK Parti bu sonuçlarla tek Türkiye partisi olduğunu ispatlamıştır.

CHP cephesinde değişen bir şey yok. Kılıçdaroğlu "cennet" de vadetse itibar eden oran ancak bu kadar. Daha yukarıya çıkamıyor. Millet CHP'ye iktidar vermeme kararlılığını devam ettiriyor. AK Parti'nin bu sonucu elde etmesinde kurucu liderlerin tavsiyelerinin büyük payı olduğunu herhalde kimse inkâr edemez. Sonuçlar ülkemiz, milletimiz-bölgemiz, Türk ve İslam Dünyası için hayırlı-uğurlu olur inşallah...