ABD'de "lobi" savaşı…

A -
A +
Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın ABD ziyareti yoğun bir gündemle devam ediyor. Asıl hedef Nükleer Güvenlik Zirvesi’ne katılım olsa da konu başlıkları bol. Türkiye; bu gezide Türk-Amerikan ekonomik ilişkilerinin geliştirilmesi, Suriye krizi ve yol açtığı göçmen sorunu, PYD’nin Kuzey Suriye’deki ilerleyişi, PKK ile irtibatının yanı sıra terörle mücadele gibi siyasi başlıkları ABD’deki tüm muhatapları ile görüşüyor.
            ***
Lobi atağında mühim bir konu da Paralel yapının kara propagandası. Bu yapının Amerikan kamuoyunda Türkiye ile ilgili oluşturmaya başladığı yanlış algıların yıkılması ve her kesimin doğru bilgilendirilmesi için özel bir gayret sarf ediliyor. Sayın Cumhurbaşkanı bu maksatla kamuoyunda ağırlığı olan misafirler ağırladı.  
Önce ‘düşünce kuruluşlarının’ temsilcilerinin akıllarında Türkiye’ye yönelik oluşturulmaya çalışılan imajı giderdi, ardından da paralel örgütün özellikle çok sıkı fıkı olduğu Musevi kuruluşlarının temsilcileri ile buluştu. Bu görüşmede Paralel yapının yanı sıra Türkiye-ABD, Türkiye-İsrail ilişkileri de ele alındı. Filistin sorunu konuşuldu. Terörle mücadele ve son Taksim saldırısında hayatını kaybeden İsrailliler konusunda Türkiye’nin gösterdiği ihtimam değerlendirildi. Her konuda fikir birliği olmasa da Musevi kuruluşlar doğru bilgilendirildi, tekrar temas kuruldu.
Bu çerçevede Washington’ın en prestijli düşünce kuruluşlarından Brookings Enstitüsü, Erdoğan’ın maratonundaki önemli randevulardan biri oldu. Erdoğan, enstitüdeki hitabında hem akademik hem de siyasi çevrelere birinci ağızdan flulaştırılmaya çalışılan gerçek Türkiye fotoğrafını anlattı.  2023 hedefleri üzerinde dururken sorulara samimi cevaplar verdi.
Bugün ise Washington’da yerleşik ABD kanaat önderleriyle yenecek akşam yemeği yine Türkiye ile ilgili bilgilendirme amaçlı. ABD, Müslüman toplumu temsilerini kabulleri de bu amaca yönelik olsa gerek. 
            ***
Buradan Müslüman kardeşlerime seslenmek istiyorum. Hepimizin eğitim ve İslam davası için çalıştığını sandığımız bu Paralel örgüt ne kadar Türkiye ve İslam düşmanı varsa onlarla kol kola. Washington’da Ermeni lobisi ve buradaki bir avuç "Gezi zekâlılar"la iş birliği yapıp Türkiye’yi ABD kamuoyuna kötülüyorlar. Ne yazık ki Türkiye’nin DAEŞ gibi terör örgütlerine yardım ettiği yalanını epeyce yaymışlar bile. Brüksel’de PKK’lılarla kol kola girdiklerini gördük. Almanya’da DHKP-C’lilerle Türkiye’ye karşı iş birliği yapıyorlar. İşin gerçeği şu ki Türkiye karşıtları ile koalisyon kuruyorlar. Bu nedenle bunlara Türk ve Müslüman denebilir mi?!. Farz edelim ki Sayın Cumhurbaşkanı’na kızıyorlar. Ama iş düşündüğünüz gibi değil. Resmen Türkiye’yi her platformda satıyorlar, aleyhine çalışıyorlar. Bunlara hâlâ inananlar kaldıysa ne olur bunların şu anda dünyanın dört bir yanında Türkiye aleyhine neler yaptıklarını bir incelesin. 
            ***
Temasların “ekonomik” tarafına gelince. Sayın Cumhurbaşkanı, ekonomik dev de olan  ABD ile ticari ilişkilerimizin arzu edilen seviyede olmadığına inanıyor. Haklı olarak “AB ile ticaret hacmimiz 150 milyar dolar düzeyindeyken 2015’te ABD ile ticaret hacmimiz 17.5 milyar dolar ve bu çok düşük” diyor. DEİK ve Başbakanlık Yatırım Kalkınma Ajansı, Ekonomi Bakanlığı’nın da katkısı ile yoğun bir program oluşturmuşlar. Yatırım fırsatları bizzat Cumhurbaşkanı tarafından dev şirketlerinin sahip ve CEO’larına anlatıldı. Türk-Amerikan İş Konseyi, TOBB ve Amerika Ticaret Odaları, ekonomi kurmaylarının katılımı ile verimli görüşmeler yapıldı. Türk iş adamları ABD ile ihracat ve ticarette karşılaştıkları sorunları dile getirdiler. İstişareler Sayın Cumhurbaşkanı’nın katıldığı gala yemeğinde devam etti. Sayın Cumhurbaşkanı yemekte etkileyici bir konuşma yaptı. Amerikalı yatırımcıları Türkiye’ye davet etti. Yatırımcılar açısından Türkiye’nin sağladığı avantajları anlattı. Birlikte, üçüncü ülkelerde yatırım önerdi. Türk iş adamlarına ABD’de yatırım yapmalarını tavsiye etti ve “Türkiye arkanızda” dedi. ABD’li yatırımcılardan ise Türkiye’ye ürkek bakmamalarını istedi. “Türkiye’de parası kalan kimse yoktur” sözü büyük alkış aldı.
ABD-AB arasında başlatılacak olan Trans Atlantik Ekonomik İşbirliği’ne Türkiye’nin de dahil edilmesi Türkiye’nin bir başka talebi oldu. AB ile Gümrük Birliği anlaşması olan Türkiye eğer bu iş birliğine dahil edilmez ise ciddi haksızlıklara uğrayacak. ABD malları Türkiye’ye Gümrük Birliği nedeniyle sıfır gümrükle girerken Türk malları ABD’ye ihracatta gümrük vergileri ile karşılaşacak. Bu haksızlığın önlenmesi için Türkiye’nin yapılacak bu anlaşmaya dahil edilmesi gerekiyor. Müttefikimizden bu konuda samimi destek bekliyor Türk iş dünyası.
            ***
Siyasi görüşme trafiği ise önceki gün Dışişleri Bakanı Kerry ile başladı. Gazetemizde dün detaylarını okuduğunuz Erdoğan’ın Kerry’i kabulü  45 dakika sürdü. Sayın Cumhurbaşkanı dün ise ABD Başkan Yardımcısı Biden’le görüştü. Bir saat olarak planlanan buluşma; bir saati heyetler, yarım saati de baş başa olmak üzere 1.5 saat sürdü. Akşam da Nükleer Güvenlik Zirvesi’ne iştirak edecek liderlere vereceği yemek esnasında Sayın Cumhurbaşkanı’nın, Başkan Obama ile görüşmesi bekleniyor. Kerry ve Biden’la temasta ana konu Suriye. Türkiye , Suriye sınır güvenliğinin artırılması ve PYD’nin Suriye’nin kuzeyindeki ilerleyişinin durdurulması, PKK’ya silah mühimmat ve personel göndermesi ve DAEŞ’le mücadele gibi başlıklar üzerinde duruyor. Kerry, görüşmesine Obama’nın DAEŞ’le mücadele özel temsilcisinin de katılması dikkat çeken bir ayrıntıydı. Türkiye, her iki muhatabına da buna ilişkin kaygılarını bir kez daha iletti.  Ancak sahada “kara gücü” olarak kullandıkları  PYD-YPG konusunda ABD’liler bizden farklı düşünüyor. “Sizin PKK’dan dolayı güvenlik endişenizi anlıyoruz. PYD-YPG’ye Türklerin endişelerini dikkate alacağımızı söylüyoruz. Ama onlarla çok dikkatli bir şekilde çalışacağız” diyor Amerikalılar. Yani ABD’liler, DAEŞ’le mücadeleye odaklanmışlar. Öncelikleri ve gündemleri DAEŞ.  DAEŞ’le mücadelede YPG’yi kullanmaya devam edecekler ama YPG’yi de PKK’ya yardım edilmemesi ve Kuzey Suriye’yi ele geçirmeye çalışmaması konusunda uyaracaklar.
İlk izlenimlerimiz ABD’nin Türkiye’nin hassasiyetlerini not ettiği şeklinde olumlu.  Obama- Erdoğan görüşmesinden ne çıkacak? Bekleyip görelim. 
            ***
Bu arada geçtiğimiz günlerde rahmetli Hasan Karakaya abi için “İyi ki artık yoksun” diye tweet atan haysiyetsizler! Zaman Gazetesi’nin Genel Yayın Yönetmenliği’ne Akit Gazetesi Haber Müdürü Kenan Kıran getirildi.  Hasan Abi’nin ardından zehir kusan edepsizler, bu da size kapak olsun! Bu kadar isabetli bir görevlendirme olamazdı. Hasan Abi’nin yetiştirdiği bir meslektaşımız olan Kıran’a başarılar diliyorum. Hayırlı olsun.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.