Millî istihbaratın koordinasyonu

A -
A +
FETÖ maşasını tutan, çıkarları doğrultusunda kullanan ‘olağan şüpheliler’ 15 Temmuz gecesinden başlayarak girişimin bastırıldığı 16 Temmuz gününe kadar kendilerini belli ettiler.
Amerika ve Avrupa’daki İsrail lobileri ve bu lobilerin etkilediği CIA gibi aktörler bu darbe girişiminin arkasından çıktılar. Müttefikimiz ABD mahcup aslında. Diğer yandan İslam coğrafyası başta olmak üzere Orta Doğu’yu ve son olarak Türkiye’yi yeniden dizayn etmek isteyen ve bu projenin önünde Sayın Erdoğan’ı engel olarak gören bazı Avrupa ülkeleri de elbette ki olağan şüpheliler arasında. Demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğü, ifade özgürlüğü ve hür teşebbüs gibi değerler üzerine kurulan Avrupa Birliği ise darbe girişimine karşı tavrı tutumuyla âdeta sınıfta kaldı. Olağan şüpheliler oldukça çok. Birleşik Arap Emirlikleri yönetiminin de ülkelerindeki İhvan hareketini desteklediğimize inanarak intikam almak için darbe girişimine ciddi finansal destek verdiği söyleniyor.
                   ***
Türkiye bir yandan FETÖ’nün maşa olarak kalkıştığı darbe girişiminde turnusol kâğıdı gibi ortaya çıkan dış ilişkililerini yeniden gözden geçiriyor bir yandan devlet bürokrasisinde FETÖ’cü kim varsa söküp atıyor.
Bir yandan da FETÖ, CIA gibi yapıların, ya da bu tür işlere hevesli birtakım küresel aktörlerin ve lobilerin istese de darbe yaptıramayacakları bir devlet yapısı inşa ediliyor. Elinde güç bulunduran Adalet-Emniyet-TSK ve istihbarat kurumları âdeta yeniden kuruluyor ve sistemler yenileniyor. Her şey milletin oyları ile belirlenen sivil iradenin yönetimine ve denetimine alınıyor. Bu maksatla TSK ve Millî Savunma Bakanlığı’nın kurumsal yapısında ve sisteminde Avrupa ülkelerine benzer düzenlemeler yapıldı. Şimdi sıra istihbarat kurumlarının yeniden yapılandırılmasında.
                   ***
Daha önceki bir yazımda genel çerçevesini sizlere aktardığım istihbarat yapılanması ve işleyişi netleşmeye başladı. Uzun istişare ve çalışmalardan sonra pazartesi toplanacak Bakanlar Kurulu’nda son şekli verilecek ve konuya ilişkin kanun hükmünde kararname yayınlanacak.
Sayın Başbakan önceki gün katıldığı bir yayında yeni istihbarat yapılanmasına ilişkin bir kısım ipuçlarını verdi. Düzenlemenin detayları dikkat çekiyor. Yeni istihbarat yapılanmasında Türkiye’nin iç ve dış istihbarat ve istihbarata karşı koyma ihtiyacı; koordinasyonu tek merkezden yapılan iki ayrı istihbarat kurumunca karşılanacak. İç istihbarat kurumu ile dış istihbarat ve istihbarata karşı koyma kurumu diye iki ayrı kurum tesis edilecek. Dış istihbarat ve istihbarata karşı koyma işlerini MİT üstlenecek. MİT iç istihbarattan çekilecek, sınır bölgeleri hariç tüm yurt içi yapılanmasını, imkânlarını bir kısım personelle birlikte iç istihbarat kurumuna devredecek. Ancak MİT yine müsteşarlık düzeyinde kalacak.
Devletin sahip olduğu emniyet, jandarma ve diğer iç istihbarat ünitelerinin hepsi ise aynı çatı altında toplanacak. Bu çerçevede İçişleri Bakanlığı bünyesinde “İç İstihbarat Başkanlığı” veya “İç İstihbarat Müsteşarlığı” adı altında yeni bir yapı kurulacak. Bu müsteşarlık veya başkanlık İçişleri Bakanlığına bağlı olacak. Bu yapı Türkiye’nin ve ilgili kurumların tüm iç istihbarat ihtiyacını karşılayacak. Bu yapı genel müdürlükten daha yukarıda bir statüde olacak.
                   ***
İç istihbarat ile dış istihbaratı tamamen birbirinden ayırmak hem çok mahzurlu hem de âdeta imkânsız. Bu iki yapının bir üst el tarafından koordine edilmesi ve senkronize çalışmalarının sağlanması gerekiyor. Yoksa çok ciddi sorunlar çıkıyor. Yeni düzenlemede bu hassas nokta da unutulmadı. Bu maksatla “Millî İstihbarat Koordinasyon Kurulu” kurulması düşünülüyor. Cumhurbaşkanına bağlı cumhurbaşkanlığı bünyesinde kurulacak olan bu kurulun başında Cumhurbaşkanı Genel Sekreteri ile aynı düzeyde bir yetkili olacak. Kurulun bir karargâhı ve profesyonel bir ekibi bulunacak. Bu kurul MİT’ten ve İç İstihbarat Başkanlığı veya Müsteşarlığından gelen bilgileri değerlendirecek. Cumhurbaşkanı adına bu kurul iç ve dış istihbarat kurumları arasında koordinasyonu sağlayacak. Bu iki kurumun çalışmalarını senkronize edecek.
Şimdilik üzerinde durulan formül MİT’in Başbakanlığa, İç İstihbarat Başkanlığı veya Müsteşarlığının da İçişleri Bakanlığı’na bağlı olması yönünde. Ancak Cumhurbaşkanı kendisine bağlı Millî İstihbarat Koordinasyon Kurulu aracılığı ile hem MİT’e hem de İç İstihbarata talimat verebilecek. Birkaç gün içinde sorunlu noktalar netleşecek. Üç aşağı beş yukarı yeni istihbarat yapılanmamız böyle olacak...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.