Çin’de yüz yüze diplomasi

A -
A +
2016 G20 Zirvesi’ne katılmak üzere Sayın Cumhurbaşkanımızla Çin’in Hangzhou kentine geldik. Geçtiğimiz yıl ev sahipliğini bizim yaptığımız zirvenin bu yılki ev sahibi Çin. Zirvenin ana teması; “inovasyon, dinamizm, iletişim ve kapsayıcılığa dayalı dünya ekonomisini inşa etmek...” Bu başlıklara ilave olarak İngiltere’nin AB’den ayrılması, terörizm, mülteci ve göçmen sorunlarının göğüslenmesi konuları gündeme gelecek.
Zirvede Sayın Cumhurbaşkanı, ABD Başkanı Obama ve Rusya lideri Putin ile önemli görüşmeler yapacak. Sanırım Obama görüşmesinde “FETÖ’nün darbe girişimi, FETÖ ile mücadele, Fetullah Gülen’in iadesi ve ABD’nin FETÖ’ye yaklaşımı” en önemli gündem maddesi olacak. Türkiye ilk ağızdan Gülen’in hızlıca iadesini, iade sürecine kadar gözaltına alınmasını ve bu yapının ABD’deki faaliyetlerinin sınırlandırılmasını açık ve seçik bir şekilde talep edecek. Türk halkının bu konudaki hayal kırıklığı iletilecek. Erdoğan-Obama görüşmesinin ikinci önemli maddesi Türkiye’nin ulusal güvenliğini tehdit eden DAEŞ, YPG ve PKK terör örgütleri ile mücadele ve Suriye sorunu olacak. Sayın Erdoğan, Başkan Obama’dan ABD’nin YPG ile ilgili verdikleri sözleri tutmalarını isteyecek. YPG’nin, Fırat’ın doğusuna şartsız çekilmesini, Fırat’ın doğusundan da PKK’ya destek vermesinin engellenmesini talep edilecek. Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması konusunda ABD’nin verdiği taahhütlere uyması istenecek. DAEŞ terör örgütü ile mücadele konusu görüşülecek. Türkiye; ABD’ye DAEŞ’le mücadele için YPG’ye mecbur olmadıkları mesajını verecek. Türkiye’nin Fırat Kalkanı operasyonun amacı; hedefleri anlatılacak ve güvenli bölge ihtiyacı tekrar gündeme taşınarak BM’den konuya ilişkin bir karar çıkması adına ABD’nin rol üstlenmesi talep edilecek. Güvenli Bölge tesis edilebilirse mülteci sorununa geçici bir çözüm bulunmuş olacak. Öte yandan YPG’nin bölgenin tamamını ele geçirerek demografik yapıyı değiştirme ve Suriye’nin toprak bütünlüğünü tehdit etme çabaları boşa çıkmış olacaktır. ABD’de yaşayan bir terör örgütü başının ülkemizde yaptığı darbe girişimi ve bu teröristin hâlâ müttefikimiz ABD’de  özgürce örgütü yönetmeye devam edecek imkân ve ortam buluyor olması, öte yandan DAEŞ’le mücadelede kullanılan ve her türlü desteğin verildiği YPG’nin PKK’yı destekleyerek ülkemizde kan dökmesi ve ABD’nin PKK-YPG ilişkisini çok iyi bildiği hâlde hâlâ YPG’ye engel olmaması Türk halkında ABD’ye karşı müthiş bir öfke uyandırmıştır. Türk-ABD ilişkileri bu ağır sorunlara çözüm bulmadan ilerleyemez. Umarım ABD Başkanı giderayak Orta Doğu’da  neler yaptığını; ABD’nin hatalarını anlayıp düzeltme imkânı bulur. Bu görüşme böyle bir sonuç verirse Suriye’de ve bölgede barışa daha hızlı ulaşılır...
Diğer yandan Sayın Cumhurbaşkanı Rusya Devlet Başkanı Putin’le baş başa bir görüşme yapacak. Bu görüşme çok önemli. Bu görüşmede Türkiye ile Rusya arasında ‘uçak düşürme’ krizi ile başlayan sorun başlıklarının tamamen çözülmesi, hatta ilişkilerin daha da ileri bir seviyeye getirilmesi için atılacak adımlar görüşülecek. İki ülke arasında ortak yatırımlar için bir fon kurulmasından tutun da kendi para birimleri ile ticaret yapmaya kadar bir dizi hamle gelebilir. Diğer yandan Suriye krizine Rusya-İran ve Türkiye çözüm bulmak için birlikte çalışıyor. DAEŞ’le mücadele; Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması ve bölgeye insani yardımların ulaştırılması gibi başlıklar bu görüşmede gündeme gelecek. Erdoğan-Putin görüşmesinden güzel sürprizler beklemek lazım...
Benim en çok merak ettiğim görüşme; Sayın Cumhurbaşkanının Fransa, Almanya ve İtalya liderleriyle katılacağı dörtlü toplantı. Ne çıkacak merak ediyorum doğrusu. Tabii ki Çin Devlet Başkanı ve Japonya Başbakanı ile yapılacak baş başa görüşmeler de önemli. Çin ile ekonomik ve ticari ilişkilerimiz fena değil. Almanya ve Rusya’dan sonra en büyük üçüncü ticari ortağımız Çin. Ticaret hacmimiz 28 milyar dolar düzeyinde.
G20 Zirvesi ve ardından 17-25 Eylül tarihlerindeki BM toplantıları vesilesi ile Sayın Cumhurbaşkanı dünya liderlerine FETÖ darbe girişimi ve Türkiye’nin mücadelesi, Suriye ve mülteci sorunu, Türkiye’nin PKK-YPG ve DAEŞ terör örgütleri ile mücadelesi konularını birinci elden anlatma fırsatı bulacak. Bu kamu diplomasisi imkânı en iyi şekilde değerlendirilecek. Tüm gerçeklerin anlatılması, izahatların yapılmasına rağmen FETÖ ve YPG konusunda yanlış tutumda ısrar edenlerin kendileri bilir artık.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.