Göreceğimiz dip kalmadı şimdi yukarı çıkma vakti

A -
A +

Son birkaç gündür İstanbul’da vakit geçiriyorum. İş dünyasında önemli projelere imza atan birçok iş adamı ve şirket yöneticisi ile sohbet etme imkânı buldum. Hepsinin ilk sorusu şu; “Ankara’da neler olup bitiyor? Türkiye’nin geleceğini nasıl görüyorsun?” Gerçi hepsinde iyimser bir hava hâkim. Ama ihtiyatlı bir iyimserlik var. Onlara, inanarak verdiğim cevap şu; “Ben ülkemizin geleceğini çok iyi görüyorum. Mesela 2017, 2016’dan daha iyi bir yıl olacak.” Türkiye, son 2 yıldır karşılaşabileceği en kötü senaryolarla her alanda karşılaştı. 17-25 Aralık darbe girişiminden, MİT tırları operasyonuna, 6-7 Ekim Kobani kalkışmasından, PKK’nın bazı yerleşim yerlerinde sözde özyönetim ilanına, Gezi tezgâhından, DAEŞ’e destek suçlamalarına, İstanbul-Ankara-Antep’teki bombalı kanlı DAEŞ-PKK-YPG ortak eylemlerinden, daha dün yapılan PKK saldırılarına kadar birçok hain tertip-saldırı-başkaldırı provasına ve hükûmeti illegal yollarla devirme girişimlerine tanık olduk. Tüm bunlar yetmiyormuş gibi FETÖ’nün TSK içine sızmış olan üniformalı teröristleri millete ait silahları-uçak-helikopter ve tankları kullanarak milletin Meclisini, Cumhurbaşkanlığı Külliyesini ve polislerimizin bulunduğu yerleri bombaladılar. Cumhurbaşkanına suikast girişiminde bulundular. Güçlü siyasi liderlik ve milletin kendi iradesine sahip çıkması sayesinde bu ülke üç ay önce kanlı darbe girişimini atlattı. Darbe girişiminin başarısızlığa uğramasından rahatsız olan bazı küresel aktörler Türkiye’yi ekonomik alanda ve diplomasi alanında köşeye sıkıştırmak için harekete geçtiler. Darbenin artçıları geldi. Önce Fitch sonra Moody's kredi notumuzu düşürdü. AB, terörle mücadele yasasını gerekçe göstererek vize serbestisini hayata geçirmedi. Mültecilerle ilgili verdiği sözleri yerine getirmedi.

Başkanlık seçimi döneminin de etkisi ile ABD yönetimindeki çift başlılık yüzünden Suriye’nin kuzeyi bir terör koridoru hâline gelmek üzereydi. ABD yönetimi “YPG’yi Fırat’ın Batısına geçirmeyeceğiz” sözünde durmadı veya duramadı. Nihayet Türkiye DAEŞ’in Gaziantep saldırısından hemen sonra hem terör koridorunun oluşumunu engellemek hem de Suriye’nin kuzeyinden Türkiye’ye yönelen PKK-YPG ve DAEŞ terör tehlikesini ortadan kaldırmak için TSK’yı Suriye topraklarına soktu. Şu anda Suriye topraklarında ÖSO’ya yardım ederek DAEŞ’le savaşan Türkiye, 98x40 kilometrelik bir alanı güvenli bölge hâline getirmek üzere. Irak’ta  DAEŞ’in Musul’daki işgaline son verilecek harekâta destek olmak için de hummalı bir hazırlık yapılıyor. Tüm bunlara Türkiye-Rusya ilişkilerinde yaşanan yol kazasını da ekleyin, başka daha kötü, daha beter ne olabilir ki? PKK-DAEŞ-YPG-DHKP-C terör örgütleri aynı anda saldırıyor, Türkiye darbe tehlikesi atlatıyor. Türk ordusu ÖSO ile birlikte Suriye topraklarında  DAEŞ ile savaşıyor, küresel bazı aktörler ekonomik ve diplomatik alanda Türkiye’yi köşeye sıkıştıracak hamleler yapıyor...
Tüm bu felaket senaryolarına ve yaşanan bunca olumsuzluğa rağmen millet inandığı-güvendiği siyasi liderlikle birlikte tarih yazıyor. Yenikapı’da bir araya gelen, tüm siyasi parti liderleri ve 5 milyon insan kurulan tüm tuzak-kumpas ve oyunlara meydan okudu. Hükümet işinin başında, Sayın Cumhurbaşkanı ile uyum içinde arı gibi çalışıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan tüm krizleri ustaca yönetiyor ve krizler aşılıyor. Türkiye minimum yüzde 3-4 büyüyor. Son birkaç ayda İzmit Körfez Geçiş Köprüsü, Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve şimdi de Avrasya Tüneli açılıyor. 3 katlı büyük İstanbul Tüneli’nin proje ihalesine çıkılıyor. 3’üncü havalimanının çalışmaları hızla devam ediyor. Faizler düşüyor. Türkiye Orta Vadeli Ekonomi Programı ile birçok reforma ve yatırıma, yeniliğe start veriyor. 1977’den 40 yıl sonra İstanbul Dünya Enerji Kongresi’ne ev sahipliği yapıyor.  Dünya enerji devlerinin İstanbul’a geldiği, dünya enerji piyasasının yetkin ve seçkin isimlerinin İstanbul’a ayak bastığı saatlerde Putin’in ziyaretinin hemen öncesinde her zamanki gibi taşeron PKK, Şemdinli’de ortaya çıkıp 18 insanımızı şehit etti. DAEŞ aynı saatlerde Kuzey Irak’taki Başika Kampının yakınlarındaki üssü top atışlarına tuttu. İkisinin amacı da yatırımcılara Türkiye’nin terör tehdidi altında olduğu ve buraya yatırım yapılamaz algısını oluşturmak. Ama nafile, tüm olumsuzluklara rağmen Türkiye büyüyor, yapısal ekonomik reformlar yapıyor. Makro ekonomik göstergeleri gayet iyi. Yenikapı ruhu sayesinde iç barışı hiç olmadığı kadar güçlü. Terörle mücadelede son derece başarılı bir döneme girildi. Türkiye, İsrail ve Rusya ile ilişkilerini düzeltecek adımlar attı. İran ve Suudi Arabistan ile aynı anda ilişkilerini geliştiriyor.
Demem odur ki, bu kadar badirenin ortasında Türkiye yüzde 4 büyüyor... Yatırımları böyle devam ederse yarın bu ülke mutlaka daha iyi olacaktır. Bizim millet olarak göreceğimiz başka dip kalmadı. Bundan sonra yukarı çıkacağız inşallah.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.