Yeni Kurtuluş Savaşı

A -
A +
Türkiye, son üç yıldır olağanüstü şartlardan geçiyor. MİT Müsteşarının ifadeye çağrılmasıyla başlayan süreç; 17-25 Aralık darbe girişimi, MİT tırlarının durdurulması, Kandil’in çözüm sürecini tek taraflı bozup saldırılara başlaması, HDP-PKK iş birliği ile 6-7 Ekim Kobani kalkışması, PKK’nın şehirlerde sözde özerklik ilanı ile çukur siyaseti, DAEŞ’in ve YPG’nin Ankara-İstanbul ve Antep katliamları, ABD’nin de göz yumması ile PYD-YPG’nin güney sınırlarımızda bir terör koridoru oluşturma girişimleri ve nihayet FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişimi ile sürdü.
          ***
Neredeyse saymakla bitmeyecek tüm bu girişimlerin üstesinden gelerek siyasi ve ekonomik istikrarını korumuş ve ortalama yüzde 4 büyümüş güçlü bir Türkiye var. Cumhurbaşkanı Erdoğan bu durumu şu sözlerle değerlendiriyor: 
“Son üç yıldır bir ateş çemberinden geçiyoruz. Cumhuriyetten sonra yeni bir kurtuluş savaşı veriyoruz. Bu savaşı tek bir cephede değil, askerî, siyasi ve ekonomik cephelerde veriyoruz...”
Bir yandan PKK ve Suriye’deki kolu PYD-YPG terör örgütleri Türkiye’ye savaş açmış durumda.  Öte yandan DAEŞ İstanbul-Ankara-Bursa-Antep gibi yerlerde canlı bombaları patlatarak Türkiye’nin istikrarını ve turizmini, güvenli yatırım ortamını hedef alıyor.
          ***
Öte yandan dost ve müttefik bildiklerimiz; PKK’nın Suriye kolu PYD-YPG’yi DAEŞ’in boşalttığı yerlere yerleştirerek Kuzey Irak’tan Akdeniz’e kadar uzanan Suriye’nin kuzeyinde bir PKK-YPG terör koridoru oluşturmanın gayreti içindeler. Diğer yandan Irak’ı yanlış politikaları ile İran’ın insafına terk eden ABD; Kuzey Irak’ı Musul ve Kerkük’ü DAEŞ’ten kurtarıp buraları da İran’ın etkisine bırakmanın arifesinde. Musul-Kerkük ve Tel Afer’deki Türkmenler zor durumda. Tüm bu belalar yetmiyormuş gibi 15 Temmuz darbe girişimini yapan FETÖ, Avrupa başkentlerinde PKK ve YPG uzantıları ile iş birliği yaparak Avrupa kurumlarından Türkiye aleyhine kararlar çıkartıyorlar. Dost ve müttefik zannettiğimiz ülkeler ise terör örgütü yandaşlarına kol kanat geriyor, müsamaha gösteriyorlar. Hatta Türkiye’nin canını yakan terör örgütleri ile mücadelesini sahte, saçma sapan gerekçelerle engellemeye çalışıyorlar.
          ***
Türkiye FETÖ-PKK-YPG ve DAEŞ terör örgütleri tarafından saldırıya uğruyor. Bu örgütlerle mücadele için Türkiye OHAL ilan etti. Tıpkı Fransa gibi. Bu terör örgütleri saldırılarını tam olarak durduruncaya, bu örgütleri ülkemizden ve sistemimizden tam olarak söküp atıncaya kadar OHAL devam edecektir. Bu normaldir. Çünkü ülkemizin bekası söz konusudur. Ayrıca OHAL uygulamaları vatandaşı değil terör örgütlerini ve destekçilerini etkilemektedir. 4-5 farklı terör örgütü ile OHAL olmadan aynı anda mücadele etmek zordur. 2017’nin ortalarına kadar bu zorunluluk devam edecektir. Terörle mücadelemizden; terör örgütlerini ülkemizden, devlet sistemimizden-belediyelerden söküp atmamızdan rahatsız olanlar iyi niyetli olamazlar.                    ***
Başbakan Yıldırım’ın “AP Türkiye ile mi yürüyecek yoksa terör örgütleriyle mi? Önce ona karar vermeli” uyarısı haksız bir uyarı değildir. Üç yıldır her türlü oyun ve darbe girişimleri ile bizi dize getiremeyenler yeni bir yol deniyorlar. Bu kez ekonomik darbe girişimi ile Türkiye’yi ve onu yönetenleri hizaya getirme peşindeler. Başbakan Binali Yıldırım “15 Temmuz’da tanklarla yapmaya çalıştıkları alçakça girişimi şimdi Türkiye’nin ekonomisini bozmaya çalışarak yapıyorlar” diyor. Yani yeni bir cephe açtılar. Ya da var olanı tahkim ediyorlar. Ama biz bu filmi 2006’da, 2009 küresel krizinde, Gezi olaylarında, 17-25 Aralık darbe girişiminde ve nihayet 15 Temmuz’da görmüştük. Türkiye hepsini atlattı. Bu ülke Allah’ın izniyle  kredi derecelendirme kuruluşlarının not oyunları ile “ekonomik ambargo uygularız” tehditleri ile başlattıkları bu yeni  ayak oyununun da üstesinden gelir.
          ***
PKK, FETÖ ve DAEŞ’i her köşeye sıkıştırdığımızda Avrupalı sözde dostlarımız onların imdadına yetişip bir yöntemle bizi engelliyor. Bu kez hayır! Bu kez vazgeçmeyelim…
Aç da kalsak, ekonomik sıkıntı da çeksek hatta AB müzakerelerini bitirseler de asla terörle mücadeledeki kararlılığımızdan vazgeçmemeliyiz. Her gün, her ay, her yıl öleceğimize bir yıl, üç yıl ölelim. Ama bu bela bitirilsin ve kökü kazınsın. Terörle mücadele konusunda kulaklarımızı dışarıya kapatalım. Türkiye ekonomisinin yaşadığı son dalgalanma bütün dünyada var olan bir durumdur. ABD’nin yeni Başkanı koltuğuna oturup taç giyince bu dalgalanma biter.
Kimse aklından çıkarmasın, yeni bir Kurtuluş Savaşı veriyoruz. Herkes sağlam dursun.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.