Skandal, "kurtuluş" fırsatına dönüşebilir!..

A -
A +
Tam, bugünkü yazımda, Duygun Yarsuvat'a ve yönetimine, "Çare /çözüm bulma durumunda olan, hele hele o duruma atama ile gelmeyen, hür iradeleri ile aday olup seçilenlerin, ağlamaya, sızlamaya, şikayet etmeye, bahane üstüne bahane, mazeret üstüne mazeret üretmeye hakları yoktur. Bunu yapacaktınız da neden aday oldunuz, şu basketbol şubesinin perişan hâline bakın, bunun için mi seçildiniz" diye soracaktım ki, Galatasaray Tarihi'nin en büyük skandallarından biri patladı.
"Ülkenin en değerli hukukçularından biri olan" Galatasaray Başkanı, sevgili Atilla Gökçe'ye, "hukuki bazda kendini de, yönetimini de çok zor durumda bırakacak açıklamalar yaparak" adeta "İstifa mektubu yazmak için dört dörtlük bir gerekçe hazırlamıştı!.."
"Seçimlerden önce", Alp Yalman'ın, yani "öteki adayın" çıkıp da, "Galatasaray ile Fenerbahçe arasındaki düşmanlığa dönüşen gerginliğin giderilmesi için" söylediği "Aziz Yıldırım dostumdur" sözünün camiada ve genel kurul üyeleri arasında "seçimin sonucunu tayin edecek kadar etkili olduğunu" gören, yaşayan, bilen Yarsuvat'ın, bir gazeteciye hem de "Aziz Yıldım'la ilgili bu açıklamaları yapmasının sebebi" ne olabilirdi; yoksa o da Ünal Aysal gibi, "sorunların içinden çıkamayacağını anlayınca", istifa edip "kaçmak mı istemişti?." 
Galatasaray'ın "hukuk hocası" Başkanı Yarsuvat, Gökçe'ye, "durup dururken" ve de "suçladıkları tarafından dava edilmeyi de göze alarak" neden "Paralel yapı, Fenerbahçe Başkanı Aziz  Yıldırım'dan 50 milyon dolar istedi, Fenerbahçe de, Aziz Yıldırım da bu isteği kabul etmedi. Daha sonra da 3 Temmuz süreci başladı. Henüz sonlanmayan bir süreç" demişti; sadece Galatasaraylıların değil, bütün kamuoyunun merakla cevabını aradığı soru buydu!..
Dahası, "hukuk profesörü olan" Yarsuvat, "şike olayı ve Aziz Yıldırım'la ilgili hukuki süreç, yani dava devam ederken", bu "hassas" olayın göbeğine "bomba gibi düşecek" açıklamasına neden şu ilaveyi de yapmıştı; "O ağır cezada değil, asliye cezada yargılanmalıydı ve tutuklanmamalıydı. Ama Giresunspor eski başkanı Olgun Peker'le ilgili iddialar kapsamında olayı çete suçu olarak gördüler ve ağır cezaya gittiler. Bence bu yanlıştı. Normal olarak asliye cezada yargılansaydı, tutuklanmazdı. Asliye cezada suçlu bulunsa dahi 'hükmün açıklanması geri bırakılır' ve bu kadar yıpranmamış olurdu."
"Bunları" olsa olsa "Aziz Yıldırım ya da avukatları söyleyebilirdi"; ya da "görüşü "sorulan "serbest" bir hukukçu; ama bir Galatasaray Başkanı, bunları "nasıl" söylerdi?..
Skandal "bununla" da bitmemiş, Gökçe yazınca, skandalı çok büyük boyutlara taşıyan "ikinci bomba" patlamıştı; zira, Aziz Yıldırım'dan "hemen" açıklama gelmişti; "Bu konuda kamuoyunun bilmesi gereken husus, haberde yer aldığı üzere 50 milyon dolar ile ilgili, Aziz Yıldırım olarak benim hiç kimse ve hiçbir grupla herhangi bir diyaloğum olmamıştır."
Buyrun cenaze, pardon "Galatasaray'ın emanetçi yönetiminin" namazına!..
Hele hele, "Galatasaray Kulübü'ne büyük bir vergi ve cezası tebligatı yapılmışken" ve de "günlerdir ülkenin onunla yatıp, onunla kalktığı" bir Paralel Yapı operasyonu sürerken" Galatasaray'ın "hukukçu" Başkanı'nın, "delili, belgesi, tanığı olmadan" bir gazeteciye "bile bile lâdes" demesi, ne anlama geliyordu?..
Elin oğlunun ağzı torba değildi ki, "her şey söylenmeye başlanmıştı!.." .
Ben bu satırları yazarken, "Yarsuvat henüz istifa etmemişti. Birkaç saat sonra "gazete haberlerine göre olağanüstü toplantıya çağırdığı" yönetim kurulundan sonra açıklama yapacaktı ve de "artık bu görevde kalmasının çok zor olacağı" ortada idi!..
İstifa ederse yönetimi; "İkinci Başkan'ın görevi devralması ile devam mı edecekti", yoksa "seçimli olağanüstü genel kurul kararı mı alınacaktı?"..
Yapılması gereken, "görevi seçim yapılacak bir genel kurula iade etmek" ve Galatasaray'ın sorunlarını "ciddi olarak ele alıp çözecek" bir yönetimin seçilmesinin yolunu açmak olmalıydı!..
Zira, Galatasaray'ın bugün, "idare edecek" bir yönetime değil, "kurtaracak" bir yönetime "acil olarak" ihtiyacı vardı ve belki de "büyük" skandal, "kurtuluş fırsatına dönüştürülebilirdi!.."

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.