Bir hezimetin düşündürdükleri!..

A -
A +
Vay canına; "Ancak Nice'ten 4 yiyince mesajı almışlar, eksiklerini görmüşlermiş"; olacak şey mi?..
Kimse şaşırmasın; "Türkiye'nin "çifte kupalı ve 4 yıldızlı" takımının, hem de "Podolski takviyeli" sarı-kırmızılı ekibin, Fransa Ligi'ni 11'inci bitirmiş Nice önünde 4-0'lık hezimete uğramasına ve Avrupa Şampiyonlar Ligi için, tıpkı geçen yılki "0-4'lük" hezimetlerin işaretini vermesine!..
Zira geçen sezon "eksi averajlarda dolaşan" ve de Avrupa maçlarında "4'er, 4'er yiyen" bir takımın, " takviye için ortada apaçık defansı dururken, öncelikli olarak hâlâ forvet arayan" bir Teknik Direktör ve "futbolu bilmediği için" ona, "Hayır" diyemeyen bir Başkan var, Galatasaray'da!..
Şu sözleri, Nice hezimetinden sonra söylüyor, sevgili Hamza Hamzaoğlu; "İyi bir test oldu. Eksiklerimizi gördük ve gerekli mesajı aldık."
Vay canına sevgili okuyucularım vay canına; "ancak Nice'ten 4 yiyince mesajı almışlar, eksiklerini görmüşlermiş"; olacak şey mi?..
Bitmedi; hâlâ "ne olduğunun farkında olmayan" ya da "oldukları hâlde bile bile 'lades' diyen" ve de "bu hezimeti Melo'nun yokluğuna bağlayan" Galatasaraylı futbol yorumcuları da, "acı gerçeği"  Özbek-Hamzaoğlu ikilisine anlatmak için birkaç satır bile yazmadıklarından, işte tablo ortada!..
Saha içinde ve saha dışında "Galatasaray'a yakışmayan onca olayın kahramanı olan", dahası sezon biter bitmez, "Galatasaray ile oynamaya başlayan, hiçbir mazereti yokken açılış kampına gelmeyen" ve de "Dünyada yüzlerce benzeri ve eşiti olan" bir futbolcu için, hâlâ "ağıt yakanlar" varken... 
Dahası bu ağıt yakıcılar, "Galatasaray'a ve Galatasaray yönetimine yakışmayan" bir tavırla onu idmanlara alan, bu futbolcuya "Getir şu kadar parayı, al bonservisini git, yoksa Eboue gibi U 21 takımında oynarsın" diyemeyen bir başkan-hoca ikilisine "arka çıkarlarken..."
Bitmedi; "delik deşik" sarı-kırmızılı defansa başta stoper olmak üzere altını çiziyorum "Avrupa maçları kalibresinde" futbolcular alınmaz ve ön libero takviyesi yapılmazken... 
Hiçbir Galatasaraylının şüphesi olmasın ki, "geçen sezonun Avrupa maçları" tam bir "dejavu kabusu" içinde tekrarlanacaktır!.. 
Ehhh, "yetkiler" alındı ya, otel yapılıyor ya, "gerisi" kimin umurunda?..
Ama, bir dakika; "minik kuşlar, İstanbul'dan bir fısıltı getirdi", kulağıma; sakın, "Galatasaray Futbol Takımı'nı dünya âleme rezil eden 35 dakikalık Udinese maçında olanlar", sarı-kırmızılı taraftarın, "bu acı tabloya isyanının bilinçli / bilinçsiz tribün tezahürü" olmasın?..
Eğer, "öyle ise", yandı gülüm "Abi-Kardeş" yönetimi; acaba kaç ay dayanır, hele hele ligde ve Avrupa kupalarında "birkaç kötü sonuç" art arda gelirse?..
Tabii, "bu risk" asıl  ve öncelikle Hamza Hocamız için var; hem de Abi-Kardeş'ten de daha önce; malûm, 3 mektup hikayesi!..
İşler sarpa sarınca, "giden" Başkan tarafından Başkan'ın çekmecesine bırakılan 3  mektuptan, "Sen de, üç mektup hazırla ve yeni gelecek başkanın çekmecesine koy" yazılı üçüncüsüne sıra gelmeden, "eskileri kötüle ve suçla" yazılı birinci mektup açılır ve uygulanır, işe yaramadığı görülünce, sıra ikinci mektuba gelir ve bu mektupta "Etrafını kötüle ve suçla, gereğini yap" yazılıdır, öyle değil mi, sevgili Hocam?..
Kız ama gücenme; "Dost acı söyler", zira "gerçekleri söyler"; bu, eğer  "gerçek dost ise" görevidir!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.