Bahis baronları meselesi!..

A -
A +

Savcısıyla, mali polisiyle, spor teşkilatıyla, içişleri ve maliye bakanlıklarıyla yasa dışı bahis iddialarının üzerine gitmemiz şart… 

Hele işin içine "yasa dışı / ülke dışı / akıllı telefon içi / internet içi", dahası "bir zamanlar at yarışlarında olduğu gibi", yani "yazıcı" tabir edilenlerin oynattıkları da dahil "kirli bahis oyunları" girip, tüm dünyaya da yayılınca, iş "savcıların, hakimlerin, polis istihbaratlarının ve de Interpol başta uluslararası polis teşkilatlarının işi oldu!.."
Milyarlarca doların, avronun döndüğü kumar organizasyonları ve de bu kumar organizasyonları için "kurgulu maçlar!.."
"Hileli ve kurgulu" işin içine uluslararası spor teşkilatlarının yöneticileri, kulüp yöneticileri, teknik adamlar, hakemler, sporcular, hatta gazeteciler de girip, "kolay yoldan para kazanma ve hatta dolar / avro zengini olma" fırsatını yakalama peşinde koşmaya başlayınca, bahis kuponlarına giren her spor hızla kirlendi!.. Kitaplar yazılacak, filmler ve diziler çevrilecek hâle geldi. Hem de "Bu filmde, bu dizideki olaylar gerçektir, isimler değiştirilmiştir" ibareleri ile!..
Bizde de, "spor tarihimizin en büyük bahis şikesi olaylarından biri" yaşanmış, "itiraflar olmuş", cezalar verilmiş ve "şikenin başı milli futbolcu" Türkiye'den kaçarak, futbol hayatına Rusya'da devam etmişti!..
"O olay" bile, yetkili, ilgili makamlarımızın gözünü açmamış, "yasa dışı internetli ve telefonlu, dolarlı, avrolu, TL'li bahis oynatan" şirketler ülkemizde fink atmaya başlamış ve bugün "önlenemeyen organizasyonlar" hâline gelmişlerdi!.. 
Ben de duyuyorum, hatta birkaç defa "spor branşının adını da vererek", bu iddiaları ama "şahıs isimleri vermeden" yazdım. "İsim vermem" mümkün değildi, elimde delil yoktu, konuşacak şahitlerim yoktu, belge yoktu, sadece "iddia vardı", dahası, ülkemizde bu iddiaları bilen, konuşan, anlatan o kadar da çok insan vardı. 
Mesela, "Ülkemizin yakınında bir Ada var, orada 'yasa dışı bahis oynatan' şirketler var. O şirketlere 'binlerce, on binlerce dolarlık  / avroluk / TL'lik bahis oynayan', hem de 'içinde oldukları sporların, içinde oldukları takımların maçları üzerine bahis oynayan' spor adamları var, 'etiketli adamlar, görevliler, mensuplar' var" iddiaları ayyuka çıkmıştı ama  araştıran, soruşturan, peşine düşen yoktu; bu nasıl iş?..
Savcılar nerede, mali polis nerede, spor teşkilatı nerede, "bu maçları kuponlarına koyan" bahis teşkilatlarımız nerede?..
Onca "vurdumduymaz olunca", işte "birileri de çıkar", genç bir hakemi, sahada yaptığı hataları fırsat bilerek, "uzmanlık dalının etiketi" ile ateşe atmaya kalkışır!..
Evet, Galatasaray-Trabzonspor maçının "genç hakemi" maçta büyük hatalar yapmıştır, bunun bedelini "spor içinde" ödeyecektir, amma el insaf, "elde en ufak bir delil olmadan", onun göğsüne "yasa dışı bahis baronlarının adamı" imasını yapıştırmak?..
İnsanın, kendi kendine "Bahis baronlarının adamı olsa, bu genç hakem, Koray'a olmayan bir penaltıyı çalmak yerine, daha birkaç dakika önce Sabri'nin yaptığı çok açık ve yüzde yüz penaltıyı vermez miydi? Gerçeği varken, neden uydurulmuş bir penaltıya işi bıraksın?" sorusunu bile sormadan, ortaya "bahis baronları" iddiasını atması", hangi vicdana sığar?.. 
Bu olay, inşallah  "Pandora'nın kutusunu açmıştır." 
Eğer, hâlâ, savcısıyla, mali polisiyle, spor teşkilatıyla, içişleri ve maliye bakanlıklarıyla "yasa dışı bahis organizasyonlarının üstüne gitmezsek", bilinmelidir ki, "bu organizasyonları yapanlar"  yüzlerce milyon avrolar, dolarlar, TL'ler kazanacak, dahası "bu kirli halkaya girmiş olan" spor (!) adamları ceplerini dolduracak ve de spor kirlenmeye devam edecektir; çok yazık!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.