Devşirme madalyalı Federasyon!..

A -
A +

Almanya Atletizm Federasyonu Başkanı Clemens Prokop "Tam bir maskaralık" derken, çok doğru söylemiş!..
Bazı gazetelerimizin "Atletizmde tarih yazdık" manşetleri ile "Türk Atletizminde büyük başarılara imza atan ve çoğu bugün aramızda olmayan" nice atletimizin kemiklerini sızlattığı bu maskaralık, eğer ille de "tarihe yazılacaksa", hiç şüphesiz ki, altına "sporumuzun yüz karası" notu düşülmeli!..
Neymiş "yazdığımız" tarih; Avrupa Atletizm Şampiyonası'nda, 4'ü altın, 5'i gümüş ve de 2'si bronz toplam 11 madalya almışız!..
İyi de, bu 11 madalyanın sadece 2'sini, 2 bronzu "devşirilmemiş" sporcularımız almış, geri kalan 4 altın ve 5 gümüş, "devşirilmiş" atletlerin; 7 Kenyalı, 3 Etiyopyalı, 2 Jamaikalı, 1 Ukraynalı, 1 Kübalı, 1 Güney Afrikalı, 1 Azerbaycanlı, toplam 16 atlet vardı kafilemizde, "TC vatandaşı yapılan" ve de yarıştırılan!..
Bilmem ki, "Dünya spor camiasında böylesine alay konusu olan ve de ağır şekilde eleştirilen" tablonun, yok yok, "tarih yazdığımız (!)" büyük başarının altında imzası olan Atletizm Federasyonu Başkanı'na ve yönetimine, "bu maskaralığa izin veren" spor teşkilatımızın yetkililerine ne dememiz gerek?.. 
Ne yazık ki, "Fenerbahçeli Fernandao'nun fazla kiloları, Beşiktaşlı Sosa'nın terör korkusu, Galatasaraylı Sinan'ın Robben'in saçlarını beğenmesi" gibi haberlerle dolu spor sayfalarımızda, bu "çarpık ve ayıplı" tabloyu eleştiren, analiz eden ve kamuoyuna gerçekleri anlatan "doğru dürüst" birkaç yazı aradım; nerdee, bula bula sadece "bir tane yazı bulabildim", o kadar; "yazan" başka arkadaşlarımız varsa ve gözümden kaçmışsa, onlardan özür dilerim!.. 
Elbette, spor (!) basınımızdan ses gelmeyince, spor teşkilatından da ses gelmiyor; niye gelsin ki, herkes "hâlinden memnun"; öyle ya "Türkiye Avrupa Atletizm Şampiyonasından 11 madalya ile döndü"; onlara göre "Bu tarihi bir rekordur"; hadi canım siz de!.. 

Ne demek istedin?..

Sevgili Mehmet Arslan, Turgay Şeren'in vefatıyla ilgili olarak Hürriyet'te yaptığın nefis sayfada, senin de, "rahmetli Turgay için söylediğin sözler" yer aldı.
Demişsin ki; "Turgay Abi iyi bir Galatasaraylıydı ama centilmenlik yörüngesinden hiç çıkmazdı. O dostluktan beslenirdi."
Ben anlayamadım; "Turgay abi iyi bir Galatasaraylıydı ama centilmenlik yörüngesinden hiç çıkmazdı" cümlesi ne demek, ne anlama geliyor?..
O "ama" sözcüğü ile "Galatasaraylıları ne hâle düşürdüğünün" bilmem ki nasıl farkında olmazsın?..
Yoo, senin için  "Fenerbahçelilerden daha Fenerli" diyen Galatasaraylılara kızıyordum, ama artık kızmamaya başlıyorum, bilesin!..

Al birini, vur ötekine!..

Ne o, dilini mi yuttun, sevgili Harun Erdenay; Filipinler faciasından önce, bülbül gibi şakıyordun!..
Bilesin ki, Atletizm Federasyonu Başkanı'ndan sadece "bir" farkın var!..
O, milli takımı devşirmeler ile doldurdu; Sen, Türk basketbolunu, veteranlık dönemine ayak basmak üzere olan "ucuz" adamlar ve de Amerikalı sokak basketbolcularıyla doldurdun; Türk gençlerinin önünü tıkadın!..
Ne var ki, O, hiç olmazsa Avrupa Şampiyonası'ndan "ayıplı" da olsa, 11 madalya getirdi, Sen, Filipinler'deki olimpiyat elemesinden hezimetle döndün; işte "tek" farkın burada!..
Bilmem ki, vicdanın rahat mı, gece rahat uyuyor musun?.

Kendi düşen ağlamaz!..

Volkan Demirel diyor ki; "Kızıma eşime aileme küfredildiği için Galatasaray Stadı'nda olduğu için, kasıtlı olduğu için kızdım. Aynı şeyleri yaşıyoruz. O gün bazı şeylere dikkat çekmek istedim ama suçlu ben oldum, vatan haini oldum, başka lakaplar yakıştırıldı. Türk futbolu adına kendimi ateşe attım. Ben Volkan Demirel olduğum için Galatasaray taraftarı da beni sevmediği için bu tepkilerle karşılaştım."
Bu sözlerde "bir tane doğru" var; zira "Volkan Demirel'e küfür olayı" müfettişlerce incelendi, mahkemeye gitti, bütün kameralar izlendi, tanıklar dinlendi, bilirkişiler rapor verdi ki, "Küfür eden sadece bir kişiydi ve o da yeşil-beyaz formalı' bir gençti, Galatasaraylı değildi."
Peki, bu sözlerde "doğru" olan neydi; "dikkatle okuyunuz", o sözlerin içinde bir bölüm var; "…. o gün bazı şeylere dikkat çekmek istedim…"
İşte "o olayın şifresi, anahtarı" bu 7 kelimede; bu 7 kelime, Volkan'ın Milli Takım kalesini "neden bırakıp gittiğini" anlatıyor; Volkan'ın meselesi "Galatasaray Stadı'na dikkati çekmek ve bu stadı damgalamaktı"; ne var ki, bu senaryo tutmadı ve Volkan Demirel'e Milli Takım kapısı kapandı!..
"Kendi düşen ağlamaz" derler ama, Volkan "bu konuda devamlı ağlamaya devam ediyor"; yazık!..

Yeter artık, yeter!...

Tinkof'unuz da, onun takımının bisikletçileri Contador'unuz da, Sagan'ınız da sizin olsun, ya "alın onları" ve  Eurosport mikrofonlarının önünden çekilin ya da "doğru dürüst" anlatın Fransa Bisiklet Turu'nu, insanları çileden çıkarmayın!..
Contador "sakatlandı" Fransa Bisiklet Turu'ndan çekildi,  tam "Contador yok artık, tarafsız anlatırlar" diyecektik ki; ne gezer?..
Onun yerine "yeşil mayonun sahibi" Sagan'ı, yani "sarı mayo / genel klasman yerine, yeşil mayo / sprinterler klasmanını" koyup, öyle anlatmaya başladınız turu; sanki Fransa Turu'nu "sarı değil, yeşil mayo kazanacakmış" gibi!..
"Sagan da Sagan; Sagan aşağı, Sagan yukarı, Sagan şahane, Sagan bir tane"; bu taraflılık ve ayrımcılığın, bu dönemin en büyük bisikletçilerinden biri olan Sagan'ı "övelim" derken, vardığınız "abartılı zirve ile"  Türk bisiklet severler nezdinde "antipatik yapmaya başladığınızı" fark  edemiyor musunuz?.. 
Beklenmeyen ataklarla "sarı mayoyu giyen ve de hafta sonuna girerken genel klasman birinciliğini giderek artan farklarla sürdüren" Froome'u "arka plana atan" anlatım ve yorumlarınızla doğrusu ya, "İllallah" dedirtiniz ve de nihayet izleyicilerden "Turu izleyin ve anlatın" mesajları bile aldınız!..
Ama, 12'inci etapta, o karmaşalı bitişte duyulan "Froome'u sevmem ama" ifadenizle ortaya çıkan "Sky ve Froome" nefretiniz, ona atfettiğiniz "vicdansız / oportünist" sözcükleriyle iyice netleşti!..
"Dervişin fikri neyse, zikri odur" derler, işte sizinki de tam o misal; bilesiniz ki, kahvehane sohbetlerine rahmet okutan "kih kih kih… kah kah kah'lı" anlatımınız ve yorumlarınızla keyifli bir tur seyrettirmiyorsunuz bizlere; yazıklar olsun!..

Şaka!..

Fenerbahçe yöneticisi Mahmut Uslu, bir soru üzerine "Gökhan Gönül kim yaa" demiş!..
Anlaşılan Başkan'ını izliyor; Aziz Yıldırım da yıllardan beri, "Federasyon kim yaa…Ceza Kurulu kim yaa…" demiyor muydu?..
Gerçi Federasyonlar ve Ceza Kurulları, "bu lafı" çok zaman hak ediyorlardı da, Gökhan Gönül gibi bir futbolcu hak etmiyor, hem de hiç hak etmiyor!..
Şimdi o da çıkıp dese ki; "Mahmut Uslu da kim yaa"; haksız mı olur?..

 

 

 

 

 

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.