Efsane!..

A -
A +

''Şimdilerde her önüne gelen için kullanıla kullanıla bu söz anlamını kaybetmeye başladı. 101 yaşında kaybettiğimiz Talat Tunçalp bisiklet sporunun gerçek efsanesiydi…''

 

Aslında “efsane” kelimesinin sözlük karşılığının ötesinde, bir de “günlük söz hayatımıza giren” anlamı vardır; “kendi zamanına kadar başarılamamış büyük işleri yaparak, tarihe mal, geleceğe örnek olan” kişilere verdiğimiz bir “unvan”; iki örneği ile mesela; “Efsane başkan / Efsane sporcu” gibi…
Ne var ki, “anlamı büyük olan” bu unvan, yozlaştırılmış, önüne gelene verile verile, hele hele basınımız tarafından “hovardaca dağıtıla dağıtıla”, içinin yüzde 90’ı boşaltılmış ve de artık “her tarafta”, bol bol “efsane başkanlardan, efsane sporculardan söz edilir” olmuştur!..
1950’li yılların ortalarında, Ankara Rüzgârlı Sokak’ta çıkan Yenigün Gazetesi’nin spor sayfasına damga vuran 4 spordan biri, Basketbol / Atletizm / Futbol ile beraber Bisiklet olmuştu.
İşte bisiklet sporu, o zamanlar Türkiye’de “efsane bir başkana sahipti”; Talat Tunçalp; sonradan “Cumhurbaşkanlığı Türkiye Turu’na dönüşen” uluslararası turun temelini “Ankara-İstanbul arasında 4 etaplık Marmara Turu” ile atmıştı!..
O turda, Aytekin İpeklerin, Nezir Sonakınların yabancı sporcularla nefes kesen mücadelelerini etap etap izledim ve yazdım. Gazetem de etap sonuçları, etap yorumları, notları, röportajları ile her gün yarım sayfa manşetten verdi. Bisiklet tutkum, o günlerin eseridir.
“O tutku” hâlâ devam ediyor bende, Eurosport kanallarında Fransa / İtalya / İspanya turları başta, canlı yayınlanan bütün bisiklet yarışlarını seyretmek, “kaçırmamak” için sarf ettiğim gayret ve zaman, işte “o günlerin sonucudur!..”
Dahası, o günlerde, iki-üç gün gecikme ile Ankara’ya gelen Fransızların L’equipe spor gazetesinden tercümelerle Fransa Turu’nu, “gecikmeli de olsa”  etap etap (Tur 21 etaptır)  okuyucusuna vermek, röportajları, yorumları  tercüme ederek sayfaya koymak, “kendi görüşlerimizi” de yazmak ve açık açık onurla söylemem gerekir ki, hem de neredeyse “tam sayfa halinde” 20 küsur gün okuyucularına okutmak, Ankara’nın Babıalisi Rüzgârlı Sokağın mütevazı “Yenigün gazetesi” için inanılmaz bir olaydı ve de M. Ali Kışlalı başkanlığındaki, sevgili kardeşim Hıncal Uluç’un, sevgili kuzenimiz rahmetli Ahmet Taner Kışlalı’nın, “bisikletçi / büyükelçi” Günaltay Şibay’ın ve benim olduğum bir ekibin başarısıydı ama “arkamızda” gizli bir “efsane” vardı; Talat Tunçalp!..
O başkanımızdı (1954-68 / 14 yıl), o abimizdi, o dostumuzdu, o sayfalarımızın ve bisiklet haber ve yorumlarımızın bilgi pınarı idi.
“Sporcu” olarak da sporumuzda “önemli” bir yer almıştı. Bakınız Vikipedi ansiklopedisi ne diyor; “1933-1938 yılları arasında Türkiye şampiyonluğu unvanının sahibi oldu. Toplamda 16 kez yol şampiyonluğu ve 15 kez de sürat şampiyonluğu ile 31 kez Türkiye Şampiyonluğuna ulaştı. Yirmi bir yaşındayken Türk Milli Takımı’yla beraber katıldığı 1936 Yaz Olimpiyatları’nda (Berlin) sekizinci olarak ilk uluslararası deneyimini gerçekleştirdi. İkinci Dünya Savaşı’nın seyrettiği dönemlerde yurt dışındaki spor müsabakalarına katılamadı. 1948 Yaz Olimpiyatları’na ise katılma başarısı gösterdi. Daha sonraki dönemlerinde de Sovyet sporcularla karşılaştı. Henüz yirmi sekiz yaşındayken Türkiye Bisiklet Federasyonu’nun hem aktif bir sporcusu hem de yönetim kurulu üyesiydi.”
Neden “Vikipedi”; faaliyetlerini takdir ettiğim, alkışladığım son yılların Bisiklet Federasyonları da ne yazık ki, “Federasyonlarımızın, “birkaç istisna hariç”, hemen hemen hepsinin düştüğü (Galiba dipsiz ki, kaç defa yazdım, kaç defa Spor Teşkilatımızın genel müdürlerinden yazarak rica ettim ama gene de düzeltilmedi, düzeltilemiyor) kuyuda dolaşıyor, bu hassas konuda; “tarihçe çok üstünkörü (Talat Tunçalp’in adı bile geçmiyor), eski başkanlar hakkında bilgi yok”; neden, neden, neden?.. 
Talat Abiyi yeni yılın ilk saatlerinde 101 yaşında kaybettik; ailesine, dost ve arkadaşlarına, bisiklet ve spor camiasına başsağlığı ve sabır dilerim. Nur içinde yatsın, mekânı cennet olsun. 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.