Kazanacağız!..

A -
A +

''Finlandiya’ya kaybedersek yandı gülüm keten helva. Ama bence kazanacağız ve yeniden doğacağız…''

Salı günü, Urla ve İzmir’de şöyle bir dolaştım. Caddede, sokakta, kafede gördüğüm ve “merhaba” dediğim arkadaşlarıma, dostlarıma “milli takımı” sordum; Finlandiya maçını sordum, Moldova maçını sordum. Doğrusu ya, konuştuğum 13 kişiden “sadece bir tanesi”, evet “bir tanesi” sorularıma “tam cevap” verebildi. “Yarım yarım, yarım yamalak bilenler” 8, “hiçbir şey bilmeyenler” ise 4 kişiydi.
Sorularım da basitti; “Finlandiya ve Moldova maçlarının hangi gün oynanacağı, neden oynanacağı, nerede oynanacağı” ile başlıyor; “Finlandiya maçı bir Dünya Kupası eleme grubu için mi, Avrupa Şampiyonası eleme grubu için mi oynanacak / Grupta durumumuz ne / Grubumuzda kimler var / şaşırtmaca bir soru; Finlandiya mı, Moldova mı, yoksa biz mi öndeyiz” gibi sorularla devam edip, bitiyordu. Sonunda anladım ki, 13 içinden “bir kişi hariç” diğerlerinin, Türk Milli Takımı’nın maçları, durumu ile ilgilenme derecesi çoğunun “sınıfta kalmasına yetecek kadar” düşüktü, sadece 3 tanesi “10 üzerinde 5 ve 6 gibi notlarla zor bela sınıfı geçiyordu!..”
Bilmem ki, “tablo”, mesela “Dünya Kupası eleme grubunda rakibimiz olan” Hırvatistan’da, Ukrayna’da, İzlanda’da, Finlandiya’da, Kosova’da “böyle” mi idi; sanmıyorum. 
Bir “bilmem ki” daha, acaba “bu hava”, Antalya’da sahaya çıkacak ve bu gece “olmak ya da olmamak” seçimi için “hayati bir maçı oynayacak” Milli Takımıza da yansıyacak mıydı?..
I Grubunda 10 puanlı Hırvatistan’ın, 8 puanlı Ukrayna’nın ve 7 puanlı İzlanda’nın ardından 5 puanla 4’üncü sırada olan Türkiye’nin 1 puanlı Finlandiya ile oynayacağı” karşılaşmanın tek hedefi var; galibiyet ve gelecek 3 puan”; aksi halde ve hemen hemen yandı gülüm keten helva!..
“Puan kaybı olur” da, sorarsak Fatih Hocamız diyecektir ki; “Türkiye ‘bitti’ demeden, bu iş bitmez”; elbette bu sözde “bir hikmet vardır” ama bugün bile “Bitti ya da bitmedi” demek, Türkiye’nin inisiyatifinden çıktı; Hırvatistan, Ukrayna ve İzlanda’nın elinde. Bu gece kaybedilecek puanlar o inisiyatifi, bizden çok daha uzaklara götürecek!..
Fatih Hoca’nın Finlandiya maçına çıkarken, bir başka şanssızlığı da, “iskeleti ve sahaya çıkaracağı ilk on biri” teşkil edecek oyuncularımızın içerde olanların da, dışardan gelenlerin de çoğunun “parlak formlara sahip olmaması!..”
Onun için “zor bir maç oynayacağız” ve çok açık ki, Antalya Stadı’ndan “bir galibiyet çıkarmak” Türk Milli Takımı için “eleme grubu maçlarında yeniden doğmak” anlamına geliyor. Bu durum da oyuncularımızı “psikolojik” bir baskının altında bırakmayacak mı?..
Geniş kadrodan “galibiyeti getirecek” bir takım kurmak ve oyuncularımızı da “galibiyet için” konsantre etmek Fatih Hocamızın görevi; inanıyorum ki, “bunu yapacaktır!..”
Sonrası, ay-yıldızlı formayı girenlere kalıyor; başarabilirler mi; başaracaklardır, arkalarında o stadı dolduracak “coşkun” seyircimizin desteği de olunca, elbette başaracaklardır; başka yolu yok!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.