Ya arkadakiler?..

A -
A +

Spor suçlarının “en adisi, en tehlikelisi, en yaygını, en örgütlüsüdür” Doping!..
Son yıllarda, “daha yumuşak, kamuoyunda daha affedilebilir cinsten görünmesini sağlayan” bir ad takılmıştır, dopinge; “Yasaklı Madde!..”
“En adisidir”; çünkü “başka sporcuların emeğini, terini, madalyasını, rekorunu çalma” girişimidir; hırsızlıktır!..
“En tehlikelisidir”; çünkü kullanan sporcunun, hayati organlarını tahrip edebilir ve hatta ölüme kadar götürebilir!..
“En yaygınıdır”; çünkü binlerce yıl öncesinden beri gelen, dünyanın her yerinde yaşanan “enerji desteği almak” gayreti, sporun ilk yarışmalarıyla, oyunlarıyla başlamıştır ve “bütün önleme gayretlerine, ağır cezalara rağmen” hâlâ devam etmektedir.
“En örgütlüsüdür”; zira sporcusuyla, antrenörüyle, yöneticisiyle, doktoruyla, eczacısıyla, ithal ve ihraç edeniyle, satıcısıyla, tedarik edeniyle ve de hatta federasyonuyla, hatta ve hatta devleti ile “dopinge bulaşıldığını gösteren” binlerce ve binlerce olay “spor tarihine de, tıp tarihine de, yargı tarihine de geçmiştir”; daha ne olsun?..
Doping “sadece yasaklı madde almak” mıdır; “teşvik primi” de bir doping değil midir; “erkek / kadın hormonları ile oynamak” neyin nesidir?..
Bütün bunları, “bunca yıldır” sporun içinde yaşayan bir Türk vatandaşı, bir gazeteci, bir spor yazarı olarak yazarken, son derece üzgünüm.
Sporların anası ve benim için de bir numarada olan “atletizm”, doping / yasaklı madde suçları ile en çok lekelenen spor dalıdır ve ne yazık ki, son çeyrek asırda, Türk Atletizmi de, “uluslararası pistlerde” bu “kirli illetin peş peşe pençesine düşen” sporcularımız ile lekelenmiştir!..
Uluslararası Atletizm Federasyonu’nun “son açıklamaları, geri aldığı madalyalarımız ve verdiği cezalar” yüz kızartıcıdır ve bakıyorum, “birileri” hâlâ üzerlerini örtmek gayreti içinde bulunuyorlar; yok “eser halindeymiş”, yok “davaları devam ediyormuş”, yok “şuymuş”, yok “buymuş!..”
Sen bana, “iş bu hâle geldikten sonra, sadece bir tanesini kurtarma gayreti gösterirken”, neden “ötekilerden söz etmediğini, edemediğini” söylesene…
Sen bana, “bu sporcuların arkasında olanlar için” bu güne kadar ne yaptığını ya da “hiçbir şey yapmadığının sebebini” anlatsana; o atletler, “bu yasaklı maddeleri” evlerinin bahçesinde “tesadüfen” mi buldular ve “enerji vereceğini anlayıp” kendi başlarına mı içtiler, kullandılar?..
Nerede, bu çocukların hocaları, yöneticileri, bu yasaklı maddelerin satıcıları, eczacıları, tedarikçileri; “sorumlu olanların bir tanesini bile ortaya çıkarıp, teşhir ettiniz mi, cezalandırdınız mı?..”
“Doğru dürüst bir doping merkezi kuramamanın, kurduğumuzda meydana gelen uluslararası skandalın sorumlularına” ne yaptık?..
Dopingin üstünü örte örte, ayrımcılığın üstünü örte örte, şikenin üstünü örte örte, şiddetin üstünü örte örte, örtmenin üstünü örte örte, sporumuzu ne hâle getirdik; teşhir edilen, cezayı alan, madalyaları alınan gencecik sporcularımız, “aslında bu kirli zincirin” son halkaları ve “en az suçlu olanları!..”
“Asıl babalar”, ellerini kollarını sallayarak ortalarda dolaşıyor ve “zehirleyecek başka sporcular” arıyor; yalan mı?..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.